Kıskançlığın Psikolojik İncelenmesi (Othoello Sendromu)
6 Aralık 2022Sınırda Kişilik Bozukluğu
6 Aralık 2022
Varış Yanılgısının Etkisi
Hedeflerimize ulaşmanın bizi mutlu edeceğine inandığımız zaman varış yanılgısına kapıldığımızı tespit ettik. Bu yanılgının sonuçları da vardır. Varış yanılgısı, gelecekteki karar alma sürecimiz ve duygusal refahımız gibi bizi birçok açıdan etkiler.
Örneğin, bir maratonu tamamlamanın ilk coşkusu iki gün sonra kaybolduğunda ve kendinizi boşlukta hissettiğinizde, mükemmel olmaya çalışmanın bu zorluklara değmeyeceği sonucuna varabilirsiniz. Alternatif olarak, potansiyel sonuçları tam olarak düşünmeden mutluluğun o kısa ömürlü zirvesine tekrar ulaşmaya çalışmak için hemen yeni zorluklar keşfetmeye başlayabilirsiniz.
Mutluluk, bir hedefe vardıktan sonra ulaşılabilecek statik bir hedef değildir. Bir hedefe ulaşmak size kısa süreli bir destek sağlayabilecek olsa da yaşadığınız birçok iç ve dış olaya göre mutluluk seviyeniz yükselmeye ve düşmeye devam edecektir.
Yüksek eğitimli insanlar bile varış yanılgısına kapılır. Bir araştırma, yardımcı doçentlerin genellikle bir görev süresi almanın mutluluklarını uzun vadede etkileyeceğini düşündüklerini ortaya çıkardı. Ancak daha sonra bu mutluluk öngörüsü kontrol edildiğinde, kadrolu olanlarla olmayanların mutluluk düzeylerinde ciddi bir fark olmadığı görüldü.
Benzer şekilde, birçok kişi büyük bir piyango galibiyetinin ardından hayatın daha iyi veya daha keyifli olacağına inanır. Bununla birlikte, Dr. Philip Brickman ve meslektaşları, büyük piyango kazananlarının yakınlarda yaşayan kontrol deneklerinden daha mutlu olmadığını keşfettiler.
Daha da kötüsü, piyango kazananları bir dizi sıradan olaydan önemli ölçüde daha az zevk aldı. Bu durum kazananların duygusal sağlıklarının, servetlerinin gelişinden sonra olumsuz etkilenmiş olabileceğini düşündürüyor.
Varış yanılgısı nasıl yönetilir?
Bir hedefe ulaşmak başlangıçta bir endorfin patlamasına neden olabilirken, sonrasında yaşanan düşüş ya gösterdiğiniz çabanın beklediğiniz gibi sonuç vermediği için hayal kırıklığına ya da daha yeni, daha büyük veya daha heyecan verici bir hedefe geçme çılgınlığına neden olabilir.
Hedef belirlemenin kusurlu olduğunu ve herhangi bir hedef belirlemeden de hayatı yaşayabileceğinizi düşünebilirsiniz, ancak bu iyi bir strateji değildir. Bir hedefi tamamlamak varış yanılgısına yol açabilse de Dr. Tal Ben-Shahar, hedeflere sahip olmanın kişisel gelişim için gerekli olduğunu savunuyor.
İşin püf noktası, bakış açınızı değiştirmek için motivasyonunuzu yeniden oluşturmak ve hedeflerinize ulaşma sürecini sonuç kadar önemli hale getirmektir. Böylece bitiş çizgisini geçtikten sonra bir hayal kırıklığı yaşamaktan kaçınmış olursunuz. İşte varış yanılgısından kaçınmanıza yardımcı olacak üç strateji:
-
İleriye dönük mutluluk tahminlerinden kaçının. Kendinizi “Yurtdışına taşındığımda, bebeğim olduğunda, kadrolu olduğumda mutlu olacağım” derken bulursanız, uzun vadeli ruh sağlığınıza katkıda bulunma hedefi üzerinde gerçekçi olmayan bir baskı uyguluyorsunuz demektir. Bir hedefin tamamlanması için yoğun beklentiler kurmak sizi hayal kırıklığına uğratabilir. İleriye dönük mutluluk tahminleri belirlemek yerine, şu anda sizi neyin mutlu ettiğini not edin. Hedefinize ulaştığınızda mutluluğu istemek yerine, şu anda hayatınızdaki olumlu şeylere proaktif bir şekilde bakın. Bu egzersiz, günlük tutma veya meditasyon yoluyla yapılabilir.
-
Sonuca değil, yolculuğa odaklanın. Bir hedefe ulaşma yolunda sürecin tadını çıkarın, böylece sadece bitiş noktasındaki sevinci umut etmekle kalmayıp, sürecin her adımında onu deneyimlemiş olursunuz. Öğrenmenin, alanınızdaki uzmanlarla bağlantı kurmanın, harika bir sunum yapmanın, karmaşık bir soruna çözüm bulmanın keyfini yaşamak için kendinize alan açın. Nasıl öğreneceğinizi, yaratıcılık ve karar verme gibi becerileri nasıl geliştireceğinizi öğrenin. Bu şekilde, sonuç ne olursa olsun yolculuk yapılan işe değer olacaktır.
-
Küçük kazanımları kutlayın. Bir mikro kazanç, yeni bir müşteriyle planlanmış bir çağrı almayı veya ilk kez durmadan bir mil koşmayı içerebilir. Daha küçük kazanımlara odaklanmak, uzun vadeli hedefinize henüz ulaşmamış olsanız bile kendinizi daha üretken ve mutlu hissetmenizi sağlayacaktır. Küçük kazanımları kutlamak, ana hedefe ulaşma üzerindeki baskıyı azaltır ve kısa süreli mutluluk yerine sürdürülebilir mutluluğu deneyimlemenizi sağlar.
Hedefler belirlemek sizi ileriye götürmeye yardımcı olur, ancak mutluluğunuz için onlara güvenmek, refahınızı ve karar verme süreçlerinizi olumsuz yönde etkileyecek olan varış yanılgısına düşmenize neden olabilir. Gerçekçi olmayan ileriye dönük mutluluk tahminlerine güvenmek yerine, hayatınızın size zaten mutluluk getiren yönlerini kutlayın ve devam eden öğrenme ve kişisel gelişim sürecinin tadını çıkarın.
Varış Yanılgısı: Neden Mutluluğumuzu Hedeflerimizden Ayırmalıyız?
“Bu hedefe ulaştıktan sonra mutlu olacağım.” Daha önce böyle bir düşünce kalıbına sahip olduysanız yalnız değilsiniz. İster bir maratonda koşmayı ister işte terfi almayı veya ilk evinizi satın almayı hedefliyor olun, aklınızda bir hedef olması motivasyonunuzu artırabilir. Çoğu zaman hedeflerimize ulaşmanın bizi mutlu edeceğine inanırız ki bu yanlış bir şeydir. Bu düşünce eğilimine varış yanılgısı denir.
Genellikle şöyle gerçekleşir: Bir hedefe ulaştığınızda, başlangıçta kendinizi mutlu hissedersiniz. Ancak çok hızlı bir şekilde kendinizi her zamanki mutluluk seviyenize geri dönmüş halde bulursunuz, hatta bir boşluk duygusuyla karşı karşıya kalırsınız. Beklenen mutluluğu yaşayamamanın ya da sadece kısa bir süre yaşamanın hayal kırıklığı, daha sonra huzurunuzu etkileyebilir. Varış yanılgısının tuzağına düşmek yerine, hedeflerinizi yeniden çerçevelemek çok önemlidir. Böylelikle bir hayal kırıklığından kaçınabilirsiniz.
Hedefe Dayalı Mutluluğun Kısa Ömürlü Doğası
Varış yanılgısından ilk olarak Harvardlı Psikolog Dr. Tal Ben-Shahar tarafından ‘Happier: Can You Learn to Be Happy?’ adlı kitabında bahsedildi. Genç ve seçkin bir duvar tenisi oyuncusu olan Ben-Shahar’ın, bir maçı veya turnuvayı kazanırsa sonrasında mutlu olacağına dair süregelen bir inancı vardı. Ancak, kazandığında gerçekten mutlu hissetmiş olsa da bu duygu kısa sürdü. Coşkusu bir kez söndüğünde, kendisini stres, baskı ve bir boşluk duygusuyla karşı karşıya buldu. Bir hedefi başarmak, beklediği uzun süreli mutluluğu veya tatmini yaratmak yerine sadece yeni bir spor hedefinin ortaya çıkmasına yol açtı. Bir hedef vurulduktan sonra ufukta yeni hedefler belirdi. Hedef listesi hiçbir zaman tam olarak tamamlanmadı.
Dr. Maya Pilin, gelecekteki duygularımızı tahmin etme yeteneğimizi araştırdı. Pilin, duygusal tahminimizin veya bir şeyin bize nasıl hissettireceğini hayal etme yeteneğimizin genellikle yanlış olduğunu belirtti. Bu sistematik yanlışlık endişe vericidir çünkü nasıl hissedeceğimizi tahmin edebilmek karar verme sürecimiz için büyük önem taşır.
Peki mutluluk seviyemizi tahmin etmede neden bu kadar kötüyüz? Psikolog Timothy Wilson ve Daniel Gilbert, gelecekteki bir olayın bize nasıl hissettirebileceğine dair tahminlerin, etki önyargısı nedeniyle genellikle kusurlu olduğunu keşfettiler. Etki yanlılığı, bir olayın sonucu olarak hissedebileceğiniz olumlu duyguların süresinin ve yoğunluğunun olduğundan fazla abartılmasına yol açar. Yani bir hedefe ulaşmadaki olumlu etkiyi abartıyoruz ve diğer olayların veya duyguların nasıl hissettiğimizi ne şekilde etkileyebileceğini hafife alıyoruz.
Diyelim ki uzun yıllar çalıştıktan sonra işte hayalinizdeki role nihayet kavuştunuz. Elbette, kısa bir süreliğine mutlu olacaksınız. Ancak hedefinize ulaşmanıza rağmen daha üst düzey kariyer hedefleri ortaya çıkacak ve bu hedeflere ulaşmanın daha fazla mutluluk getireceğini düşüneceksiniz. Ayrıca, mutluluk hayatınızın sadece bir yönünü etkilemez. Sağlığınız, ilişkileriniz ve mali durumunuz dahil olmak üzere diğer yönler de ruh halinizi etkileyecektir.
Kaynakça: https://nesslabs.com/arrival-fallacy
Merhaba, ben Ahsen Zülal Öztürk. İstanbul Medipol Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümünde 2. sınıf öğrencisiyim. Psikopol'de çeviri ekibinde yer almaktayım.