Bağlılık Teorisi ve Güven

Bağlılık teorisi kişinin geçmişten geleceğe kurduğu ilişkileri incelemektedir. Söz konusu bağ çeşitlerini ebeveyn-çocuk arasındaki bağ ve romantik partnerler arasındaki bağ şeklinde iki gruba ayırabiliriz. Daha detaylı inceleyebilmek için gelin bu teorinin kökleri nerede ve kim tarafından atılmış hep birlikte öğrenelim.

İngiliz psikolog John Bowlby ilk bağlılık teorisyenidir. Bowlby, insanlar arasında kurulan ilişkilerin psikoloji ile olan bağlantısını anlamak üzere bu teoriyi oluşturmuştur. Bakarsanız Bowlby oldukça geriye gitmek gerektiğini düşünmüş olacak ki bağlılık teorisini çocuk ve ebeveyn bazında incelemeye başlamış. Bu incelemelerde gözlemlemek istenilen şey ortaya çıkan anksiyete ve stresin çeşitliliği ve dereceleridir. Gerekli ortam yaratılarak kurulan senaryo çerçevesinde çocukların onlara bakan ve koruyan kişi konumundaki insanlarla olan bağlarının güvenilir olup olmadığına dair yorum yapmak da bu sayede mümkün hale gelmektedir. Geldiğimiz noktada bağlılık teorisinin bize çocukluktan itibaren temellendirdiğimiz ilişkilerin gelecekte nasıl tekrar karşımıza çıktığını anlamakta da ipucu niteliğinde bilgiler verdiğini söyleyebiliriz.

Bağlılık konusunda bir başka teorisyen ise Mary Ainsworth olarak bilinmektedir. Ainsworth, alanında yaptığı “Strange Situation” deneyiyle yazımızın bu kısmına kadar anlattığımız teorinin işleyişini gözler önüne sermektedir. Bu deneyde çocuklar bir ebeveyniyle- genellikle annesi- oyun odasında yalnız bırakılmaktadır. Ardında içeriye yabancı bir kişi girerek çocuk ve anne ile iletişim kurmaya başlar. Yeteri kadar süre geçtikten sonra anne odadan çıkar ve çocuk yabancı kişiyle baş başa kalır. Yabancı, çocuğu sakinleştirmeye ve oyuna devam etmesini sağlamaya çalışır ve tekrar anne odaya döner. İşte deneyin en dikkat çeken ve bağlılık stillerini değişkenleriyle ortaya çıkaran bölüm burasıdır. Kararsız bağ içerisinde olan çocuklar anne odadan ayrıldığında oldukça stres gösterirler. Anne tekrar geldiğinde ise hem ağlama hem de anneye vurma ihtimal davranışlar içerisindedir. Çekingen ilişki kurmuş olan çocuklar ise anneleri ayrıldığında ve döndüğünde beklenenden oldukça az stres içerisinde olurlar ve anneyle çok ilgilenmeden dikkatlerini başka şeylere verebilirler. Bazı çocuklar ise oldukça karmaşık semptomların karışımını deneyimlerler. Bütün bu negatif bağlılık stillerinin yanında güvenli bağ içerisinde olan çocuklar ise anneleri ayrılırken stres içerisinde olabilirler ve ağlayabilirler. Ancak anneleri döndüğünde tekrar güven bağını kurarak eğlenmelerine devam edebilirler.

Yazımın sonuna gelirken çocuklukta kurulan güvensiz bağ şekillerinin ileride romantik partnerlerimizle olan ilişkilerimizin belirleyicisi olabileceğinden bahsetmeyi de unutmayalım. Mesela, güvensiz bağ kuran kişiler ileride partnerlerine bağımlı hale gelebilir ve ilişkilerini yoğun bir anksiyete ile geçirebilirler. Benzer şekilde bazı insanlar romantik ilişkilerini henüz kurma aşamasındayken de yıkıcı sorunlar yaşayabilirler. Tüm bunların yanında sizlere verebileceğim güzel bir haber var elbette. O haber de yakın zamana kadar görülen en yaygın bağ çeşidinin güvenli bağ olarak bilinmesidir.

Aleyna Nur Bayrak

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content