Beynimizin Yüzde Kaçını Kullanıyoruz?

Birçoğumuz beynimizin yüzde kaçını kullandığımızla ilgili kulaktan dolma bilgilere maruz kalmışızdır. Biliyoruz ki psikoloji alanı çeşitli merakları içerisinde bulundurduğu gibi efsanelere de ev sahipliği yapmaktadır. Bu sebepledir ki aynı zamanda yazımızın başlığı da olan soruya ortak ve çok bilindik bir cevap vermiş olabilirsiniz. Endişelenmeyin, bunun sebebi hâla çeşitli sırlarla dolu olan ve işleyişi karmaşık yapılardan oluşan beynimize yazılmış mitlerdir. Ayrıca belirtmeliyiz ki bu mitler sahte bilim olarak adlandırılır ve oldukça yaygındır.
Konuya başlamadan önce çoğu insanın izlemiş olduğu Lucy filminden kısaca bahsetmek isterim. Elbette burada film incelemesi yapmayacağız ancak filmin konusu bizim ana malzememiz olduğu için hatırlatma gereği duydum. Bu filmde normal bir insanın beyninin yalnızca yüzde onunun kullanabileceği söyleniyor. Filmin başkarakteri ise beyninin yüzde onundan fazlasını kullanarak anormal bir insan olarak lanse ediliyor. Bu kişi beynini daha fazla kullanmaya başladıkça farklı özel güçlere sahip oluyor. İşte karşınızda sahte bilim! Beynimizi anlamak için çok ses getirmiş bir film izlemek yeterli değil elbette. Bu konu üzerine araştırmamızı yapınca görüyoruz ki tarihte sorumuza çeşitli cevaplar verilmiş ve sonunda ortak bir kanıya varılmış. Buyurun gelin tarihte verilen bu cevapların ne olduğunu yazımın devamında birlikte öğrenelim.
Aslında filmde bahsedilen bu efsanenin kökleri William James ve Boris Sidis’in henüz bir çocuk olan William Sidis üzerinde yaptıkları çalışmalardır. Bu çalışmaların sonunda William James ve Boris Sidis insanların zihin potansiyellerinin oldukça küçük bir kısmına erişebildiklerini söylemektedirler. Yüzde on efsanesi ise Lowell Thomas’ın bir kitabına yapılan çalışmaların sonucunu yanlış bir yüzdelik vererek eklemesiyle duyulmaya başlamıştır. Ancak bu yanlışlık bir ilk değildir ve birçok dergide ve yazıda kullanılmıştır. Peki ya bu çalışmalardan nasıl yanlış bir yüzdelik çıkarılmıştır? Öte yandan tüm bu yanlış yorumlamaların sebebi nedir? Aslında bu soruların da cevabı beynimizin karmaşık işleyişiyle birebir ilişkili. Çünkü o dönemde bulunan lokal nöronlarının fonksiyonları yine yanlış anlaşılmış ve bu durum beynin işleyişi hakkında oldukça güçlü yorum değişikliklerine yol açmıştır.
Tüm bu tartışmaların yanında nörolog Barry Gordon verilen yüzdeliğin bir efsaneden ibaret olduğunu belirtmiştir. Burada kendisin gösterdiği yedi kanıtı örneklerle açıklayayım. Öncelikli olarak, eğer beynimizin sadece yüzde onunu kullanıyorsak kullanılmayan bölgelere verilen hasarlar beyinde veya vücutta herhangi bir etki göstermemelidir. Ancak beyindeki küçücük bir hasar bile çok büyük problemlere yol açabilir. Ayrıca beyin taramaları kişi bir eylem üzerindeyken ve hatta uykudayken beynin bütün bölgelerinin etkin olduğunu göstermektedir. Evrimsel açıdan bakacak olursak eğer beynin yüzde doksanı gereksiz olsaydı daha küçük beyni olan insanların hayatta kalma şansı daha yüksek olurdu yani doğal seleksiyonun görülmesi gerekirdi.  Son olarak, beyin tek bir parça halinde hareket etmediği için farklı bölümleri tek bir iş yaparken kullanabilir ve kullanılmayan bölgelerde yüksek oranda bozulma görülmesi gerektiği halde otopsilerde böyle bir durum ortaya çıkmamıştır. Tüm bu kanıtlardan anlaşılacağı gibi aslında beynimizin tamamını kullanıyoruz diyebiliriz.
Yazımın sonunda efsanelerden kaçınmak ve doğru bilgiye ulaşmak için sorgulamanın ve araştırmanın önemini bir kere daha belirtmek belirtmek isterim. Bilimle kalın, hoşça kalın!
Aleyna Nur Bayrak
Kaynakça;
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Beynin_y%C3%BCzde_onunun_kullan%C4%B1ld%C4%B1%C4%9F%C4%B1_efsanesi

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content