İLİŞKİDE BAĞLANMA STİLLERİ

❤️ 14 Şubat Sevgililer Gününe yaklaştığımız bu dönemlerde ilişkimizi ve ilişkideki kendimizi değerlendirmeye başlamış olabiliriz. Gelin ilişkideki kendimizin bağlanma türünü değerlendirelim.

İlişkilerde belki sevdiğimiz kişileri kaybetmekten çok korkuyor belki de yalnız kalmamak uğruna kendimize zarar veren ilişkileri devam ettiriyor olabiliriz. Peki ya neden? Aslında bu davranış ve duygularımızın birçok açıklaması var. Çocuklar yaşantılarımız ile şekillenen bağlanma yöntemleriyle bu açıklamaları yapabiliriz. İngiliz Psikanalist John Bowlby bu bağlanma yöntemleri “Bağlanma Teorisi” ile ortaya koymuş. Bu teoriye göre, birincil bakıcılarınızla aranızda oluşan bağ; kuracağınız ilişkileri nasıl geliştireceğinizi, bu ilişkilerde ne gibi tutum ve davranışlarda bulunacağınızı belirler, bebeğin bakımvereni ile arasında sağlıklı bir bağ kurulamazsa, yetişkinlik dönemi geldiğinde birtakım duygusal sorunlar yaşanabilir.

Bağlanma teorisine göre, bağlanma stilleri dört tanedir:

  • Güvenli bağlanma
  • Kaçıngan bağlanma
  • Kaygılı bağlanma
  • Dağınık bağlanma

1. Güvenli Bağlanma

Güvenli bağlanma stili geliştiren yetişkinlerin bebekken bakım verenleri sevecen, şefkatli, bebeğin ihtiyaçlarını duyarlı ve iletişim kurma girişimlerine karşı tepki verir bir haldedirler.  çocukluk döneminde birincil bakıcıyla aradaki bu güven dolu bağ; güvenli bağlanmayı beraberinde getiriyor. İlişki Uzmanı Katarzyna Peoples, bu konuyu şu şekilde açıklıyor: ‘‘Çocuklar birincil bakıcılarından güveni, güvenli bağlanmayı almanın yanı sıra birincil bakıcıların bizzat kendisini de model alır ve yetişkinlik döneminde ortaya çıkacak olan güvenli bağlanma böylece filizlenmeye başlar.’’

Güvenli bir bağlanma, bireylere:

  • Duygularını düzenleme,
  • Diğer insanlarla güvene dayalı ilişkiler kurabilme,
  • Etkili iletişim,
  • İhtiyaç duyduğunda duygusal anlamda destek arayabilme,
  • Duygu ve taleplerini dile getirebilme gibi beceriler katar.

Güvenli Bağlanan Bireylerin Özellikleri:

  • Yakın ilişkilerde rahat davranabilirler.
  • Yalnız kaldıklarında kendileriyle kaliteli zaman geçirebilirler.
  • Zorluklarla başa çıkabilmek için kendilerine özgü stratejiler geliştirebilirler.
  • Çatışmaları yönetebilirler.

Güvenli bağlanma stiline sahip kimseler, ilişkilerini iyi yönetme eğilimde kimselerdir. Bu stil kişilere, sevilmeye layık olduklarını ve herhangi bir dış güvenceye ihtiyaç duymamaları gerektiğini hissettirir. Kısacası güvenli bağlanan insanlar, duygusal ve fiziksel olarak güvende hissederek büyürler ve bu sayede başkalarıyla sağlıklı bir şekilde ilişki kurabilirler. Bağlanma modelleri arasında en ideali budur.

2. Kaçıngan Bağlanma

Kaçıngan bağlanma stili geliştiren yetişkinlerin bebekken bakım verenleri tepkisiz, duyarsız ve iletişim kurmada reddedicidirler. Kristina Jordan, bu bağlanma stilinin temeli olarak görebileceğimiz ebeveynlere dair şunları söylüyor: ‘‘Bu bağlanma stiline sebep olduğu düşünülen bazı ebeveynler tamamen ihmalkar; ancak bazıları da ihmalkarlıktan ziyade sadece biraz daha meşgul, ilgisiz ve duygulardan, hayallerden, umutlardan ve korkulardan çok okul notları, gündelik işler ya da görgü kuralları gibi konularla ilgilenmeyi tercih ediyor.” Bebekliğinde bu bağlanma stili oluşturan kişiler yakınlık kurmakta zorlanabilir ve bu nedenle başkalarıyla uzun vadeli ilişkiler içerisine giremeyebilir, ciddi bağlanma sorunları yaşayabilirler.

Kaçıngan bağlanma, kişinin yetişkinlik hayatında;

  • Duygusal ya da fiziksel yakınlıktan kaçınmak,
  • Duygularını ifade ederken rahatsız hissetmek,
  • İnsanlara güvenmemek,
  • Sıklıkla tek başına vakit geçirmek istemek,
  • Başkalarına ihtiyacının olmadığını düşünmek şeklinde belirti verebilir.

Kaçıngan bağlanma stiline sahip kişiler, çevrelerindeki herkesi belli bir mesafede tutan, diğer insanlara kıyasla daha ketum ve soğuk kimseler olarak nitelendirilebilir. Bu kişiler ikili ilişkilerinde de duygusal yakınlık kurma ve ilişkinin derinleşmesi konusunda sıkıntı yaşayabilirler.

3. Kaygılı Bağlanma

Bir çocuk ihtiyaçlarına uygun davranamayan ebeveynler tarafından yetiştirilirse oluşabilir. Bazen tüm ihtiyaçlarına yanıt alan, ama bazen de adeta bir duvarla karşılaşan bireylerin kafası karışabilir. Bu tutarsızlık sebebiyle bir dahakine nasıl bir tepki göreceklerine karşı kaygı içerisine girerler. Bu dengesizlik, belirsizlik kaygıyı ve beraberinde reddedilme, terk edilme korkularını getirebilir. Ayrıca çocuk kendini tehdit altında hissederse ebeveyninin orada olacağına güvenemeyeceğinden keşfetmek için uzaklaşmayı göze alamaz. Yeteri kadar özgürleşemez ve ebeveynine karşı yapışkan tavırlar sergileyebilir.

Kaygılı Bağlanan Bireylerin Özellikleri:

  • Abartılı hareketler ile dikkat çekmeyi umabilirler.
  • Aşırı şımarık ve mesafeli ya da kayıtsız olmak arasında gidip gelebilirler.
  • Kolaylıkla bunalıp sıkılabilirler.
  • İlişkilerinde dengesiz davranabilirler.
  • Diğer insanların onların duygularıyla ilgilenmeleri zorunluymuş gibi davranabilirler.
  • Eleştiriye karşı çok hassas olabilirler.
  • Yapışkan davranabilirler ve sürekli başkalarının onayına ihtiyaç duyabilirler.
  • İlişkilerinde kıskançlık ve güvensizlik gibi sorunlar yaşayabilirler.
  • Terk edilmekten, reddedilmekten korktukları için olmadıkları biri gibi davranabilirler.
  • Yalnız başına kalmak istemezler. Özgüvenleri düşüktür ve kendilerini değersiz görme eğilimine sahiptirler.

Bu bağlanma stiline sahip bireylerde kendini sevilmeye değer görmeme hali sıklıkla görülebilir, bu da bireyleri partnerlerinden sürekli güvence beklemeye itebilir, sürekli sevildiklerini ve terk edilmeyeceklerini duymak isteyebilir. İlişki kurduğu kişilerin bütün sorunlarının, kendi hataları hatta suçları olduğunu düşünebilirler. Ayrıca düşük öz güvenleri sebebiyle aşırı kıskançlık geliştirebilirler.

4. Dağınık Bağlanma

Çocukluk çağı travması, ihmal veya istismar yaşayan dağınık bağlanma stili oluşabilir. Birincil bakıcılar tutarsızsa ve çocukları tarafından rahatlık ve korku kaynağı olarak görülüyorsa, bu durum çocukların düzensiz davranışlarda bulunmasına yol açabilir.

Dağınık Bağlanan Bireyler:

  • Yoğun şekilde reddedilme korkusu yaşayabilirler.
  • Duygularını düzenleme becerileri geliştiremezler.
  • Sürekli endişelidirler ve çelişkili davranışlar sergilerler.
  • Duygudurum bozuklukları, kişilik bozuklukları, madde bağımlılığı gibi psikolojik sorunlar yaşayabilirler.
  • Kendilerine zarar vermek isteyebilirler.
  • İlişkilerde tahmin edilemez ve kafa karıştırıcı davranışlara sahip olma eğilimindedirler. Mesafeli ve bağımsız olmakla yapışkan ve duygusal olmak arasında gidip gelebilirler.
  • Her zaman reddedileceklerine inandıkları için duygusal yakınlıktan kaçınabilirler.

Yetişkinlikte Bağlanma Stilleri Değiştirilebilir mi?

Erken çocukluk döneminde bakım veren kişi ile ilişkide kurulan bağlanma stili, gelecekte romantik partnerlerle ve yakın arkadaşlarla kurulan ilişki biçimlerini etkileyebilir. Bağlanma biçimlerinin etki düzeyi ise kişinin sahip olduğu bireysel özelliklere ve deneyimlediği ilişkilere göre değişkenlik gösterebilir. Ancak yine de kişilerin erken çocukluk dönemindeki bağlanma biçimlerinden etkilendiği ve romantik partnerleriyle ve yakın arkadaşlarıyla bu biçimlere uygun olarak ilişki kurmaya eğilimli olduğunu söylemek mümkündür. Eğer çocukluğunuzdaki bağlanma stilinizden dolayı çevrenizdeki kişilerle güvenli ve sağlıklı bir ilişki kuramadığınızı düşünüyorsanız panik olmanıza hiç gerek yok. Çocukluğunuzda bakım vereniniz ile kaçıngan, kaygılı ve dağınık-korkulu bağlanma tecrübe ettiyseniz aynı bağlanma stillerini sürdürmek zorunda değilsiniz. 

Bağlanma stillerini değiştirebilmek için en önemli üç şey konuya ilişkin farkındalığa sahip olmak, değişimi istemek ve bunun için bir adım atmaktır. Psikoterapiye adım atarak bağlanma biçimleriniz ve ilişkileriniz üzerinde çalışabilirsiniz. Bu sayede yetişkinlik dönemi ilişkilerinizi daha sağlam bir zemine oturtabilir ve esenliğinize katkı sağlayabilirsiniz. 

Ecem Kozan

KAYNAKÇA

https://www.salusmental.com/

https://terappin.com/

https://usetappy.com/tr

Uçanok, Z. (2019). Yaşam boyu gelişim. D. N. Şahi̇n (Ed.), Psikoloji – bir keşif gezintisi içinde (s. 302-304). Nobel Akademi̇k Yayıncılık

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content