İnsanların Kişiliklerini Yüzlerine Bakarak Anlayabilir miyiz?

Biriyle ilk tanıştığınızda, o kişinin sadece yüzüne bakarak kişiliğini anlayabilir misiniz? Yapabileceğinizi düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz: Yakın zamanda yapılan araştırmalar, 41 ülkeden farklı kültürlerdeki insanların, sadece nötr yüz ifadelerine bakarak kişi hakkında çıkarımlarda bulunduğunu gösterdi. Örneğin, kişinin size ne kadar zarar verebileceğini ve ne kadar baskın göründüğünü.

Tamam, insanlar başkalarının yüzlerini okuduklarını düşünebilirler, ama bunda gerçekten iyiler mi?

Geçmiş araştırmalar karma sonuçlar verdi, bazı araştırmalar oldukça haklı çıktığımızı öne sürerken, bazıları tahminlerimizin rastgele tahminlerden çok daha iyi olmadığını gösterdi. Meslektaşlarım ve ben, bu çalışmaları tekrarlamayı ve bu ilk izlenimlerin doğruluğunu ABD ve Türkiye’den geniş katılımcı gruplar üzerinde test etmeyi amaçladık.

İki dizi kişilik özelliğine odaklandık: Yaygın olarak incelenen “Büyük Beş” (duygusal denge, dışadönüklük, açıklık, uzlaşabilirlik ve sorumluluk) ve özellikle olumsuz üç “Karanlık Üçlü” kişilik özelliği:

  1. Narsisizm: kibirli, küstah, kendini beğenmiş, bencil

     2. Psikopati: gözü kara, tartışmacı, girişken

     3. Makyavelizm: manipülatif, entrikacı

Hem kendilerinin hem de onları tanıyan kişiler tarafından daha önce bu kişilik özellikleri derecelendirilmiş insanların duygusal olarak nötr yüz fotoğraflarını kullandık.

Çalışmamızda, belirli bir özelliğe sahip birden çok yüzün ortalamaları olan kompozit görüntüler kullandık. Örneğin, bir kompozit görüntü, fazla narsistik insanların bileşimiydi, diğeri ise az narsisizimli insanların bileşimiydi. Bu kompozit görüntülerin her ikisini de yan yana sunduk ve insanlardan hangisinin her bir kişilik özelliğinden daha yüksek bir seviyeye sahip olduğunu tahmin etmelerini istedik.

Hem Amerikan hem de Türk örneklerindeki tüm Karanlık Üçlü kişilik özellikleri için insanların tahminlerinin %50’lik şans seviyesinin oldukça üzerinde (neredeyse %60’ın üzerinde, bazen %74’e varan) olduğunu bulduk. Bu, insanların yalnızca başkalarının yüzlerindeki ince ipuçlarını fark edip önemsemeyeceklerini, aynı zamanda %100 doğrulukla olmasa da karanlık özellikleri de bir dereceye kadar algılayabileceklerini gösteriyor. Ayrıca, Büyük Beş özelliğin sonuçları, Karanlık Üçlü ile karşılaştırıldığında farklı gruplar arasında daha karışık ve değişken olmasına rağmen, insanların dışadönüklüğü, uyumluluğu ve sorumluluğu tahmin edebildiklerini bulduk.

Bu sonuçlar, tamamı kötü niyetli ve toplum tarafından kabul görmeyen kişilik özellikleri olan Karanlık Üçlü özelliklerine ilişkin ilk izlenimlerimizin, her zaman %100 doğru olmasa da rastgele tahminlerden daha iyi olduğunu göstermektedir. Bu, potansiyel olarak tehlikeli insanlardan uzak durmaya yönelik evrimsel bir adaptasyonun sonucu olabilir. Başkalarının kötü niyetlerini kendiliğinden tespit etmede daha başarılı olan insanların evrimsel tarihimiz boyunca üstünlük sağlayacağı tahmin edilebilir.

Sonuçlar ilginç olsa da önemli kısıtlamaları da var. Çalışmamızda katılımcılar, farklı düzeylerde Karanlık Üçlü özelliklerine sahip iki kompozit görüntüyü ayırt etmede başarılı olsalar da bu onların tüm insanların yüzlerini doğru bir şekilde değerlendirecekleri anlamına gelmez; belki de bu özel kompozit yüzler konusunda şanslıydılar. Ayrıca, gerçek hayatta insanlar ilk izlenimlerini her zaman yalnızca yüz görünümüne dayalı olarak oluşturmazlar, diğer faktörler de katkıda bulunabilir: etkileşim bağlamı, etnik/ırksal önyargılar, yüz ifadeleri, cinsiyet ve karşıdaki kişinin kendine benzerliği, ilk izlenimi değiştirebilecek faktörlerden yalnızca birkaçıdır.

Bulgularımız, geçmiş araştırmalardan bazılarına benzer şekilde, insanların yabancı kişilerin yüzlerini algılamalarında en azından kısmen doğru olduklarını gösterdi. Ancak, potansiyel sınırlamalar göz önüne alındığında bu kesin olmaktan uzaktır. Gelecekteki araştırmalar, insanların başkalarının kişiliklerini farklı bağlamlarda yüzlerinden okuyup okuyamayacağını ve eğer öyleyse, bunu tam olarak nasıl yapabileceklerini anlamaya devam edecek.

 

Çeviren: İrem Kesimoğlu

Kaynak: spsp.org

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content