Neden Erteliyoruz?

Neden Erteliyoruz?

Şu an başka bir şey yapmanız gerekiyorsa doğru yere geldiniz. Eğer yine de erteleyecekseniz, erteleme hakkında makale okumaktan daha iyi bir yol var mıdır?

Fakat sadece siz değil güvercinler bile erteliyor. Ertelemek, “kişinin yapmayı düşündüğü şeyleri gereksiz yere geciktirmesi” olarak tanımlanmaktadır, fakat çoğumuz bunu teslim tarihinde kedi videosu izlemek olarak biliyoruz.

Nasıl tanımlarsanız tanımlayın ertelemek mantıklı değildir. Hepimiz bir şeyi ertelemenin bize daha sonra pahalıya mal olacağını biliyoruz ama yine de erteliyoruz. Peki, ertelemeyi direnilmesi zor kılan şey nedir? Bu yaygın ve can sıkıcı durum üzerinde pek fazla akademik fikir birliği bulunmamaktadır. Erteleme davranışı, zaman yönetimi probleminden sınırda kişilik bozukluğuna kadar her şey olarak görüldü ama belki de sadece beynimizin çalışma şeklidir.

 

 

 

Ertelemek ve Beyin

 

Ertelemek hakkında fikir yürütmenin bir yolu da ertelemenin beynin iki bölümü arasında geçen bir mücadele olduğunu söylemektir. Limbik sistemin bir parçası olan amigdala, duygu düzenlemeyi, neyin zararlı olabileceğini öğrenmeyi ve neyin faydalı olabileceğini aramayı kapsamaktadır.

Örneğin, amigdala kedi videolarının güzel olduğunu düşünür yani sana daha fazla izlemeni söyler. Fakat, yaklaşan teslim tarihi için stres yapmak kötüdür bu yüzden amigdala da sana bundan kaçınmanı söyler.

Diğer bir yandan, daha yakın bir zamanda evrimleşen prefrontal korteks, teslim tarihinde projenizi yetiştirmek istiyorsanız yapmanız gereken şey olan ileriyi düşünmek ve geleceği planlamakla ilgilidir.

Sorun şu ki, prefrontal korteks harekete geçmek için biraz dürtmeye ihtiyaç duyarken limbik sistem hemen hemen otomatiktir. Bu demek oluyor ki, önemli bir projeye başlamak için bilinçli olarak onunla meşgul olmaya, yerleşmeye ve işe koyulmaya ihtiyacınız vardır. Fakat, bunu bir kez yaptıktan sonra hâlâ limbik sistemin rahatsız etmelerine -kedi videolarının güven verici cazibesine- karşı savunmasızsınızdır.

Limbik sistem, sosyal medya akışınızı kontrol etmek ve browni yemek gibi size kendinizi iyi hissettiren dikkat dağıtıcı etmenlerin üzerine atladığınızdan emin olmak için size ödül olarak güzel bir dopamin dozu verir. Frontal korteksinizi harekete geçirmenin ve sıkı çalışmanın ödülü ise daha sonra onu bitirmenin tatminini elde ettiğinizde veya bundan daha da sonra, çok iyi bir iş çıkardığınız için terfi aldığınızda gelir.

 

Erteleme döngüsünden çıkmanız için de bir sürü teknik vardır ama en yaygınlarından biri Pomodoro tekniğini kullanmaktır. Tekniğin adı, hepimizin telefonlarımızda zamanlayıcı olmadan önce kullandığı yaygın olan domates şeklindeki zamanlayıcıdan gelmektedir. (Pomodoro İtalyanca’da domates demektir).

Zamanlayıcıyı genellikle 25 dakika gibi kısa bir süreye ayarlıyorsunuz. Bu süre zarfında durmadan çalışıyorsunuz. Zamanlayıcı çaldığında kısa bir ara veriyorsunuz. Her ara verdiğinizde, e-postalarınızı kontrol etmek için değil de ilerleme kaydettiğiniz için kendinizi ödüllendiriyorsunuz. Bu temel olarak, başka bir şey yapmaktansa, yapmanız gereken şeyi yaptığınız için o dopamin dozlarını aldığınızdan emin olmanın bir yoludur.

Ertelemek Her Zaman Kötü Değildir

Ertelemek, öğrencilerin ve yazarların yanı sıra uzun saatler boyunca çalışan pek çok insanın başının belasıdır ama her zaman kötü değildir. Genelde bu ertelemek için bir bahane olarak kullanılsa da bazı insanlar zaman baskısı altında daha iyi çalışır. Bu belki de son dakikaya kadar beklediğiniz için mecburen çalışmak zorunda kaldığınızdandır. Ayrıca, ödül şimdi daha yakın bir noktada olduğu içinde işten kaytarmaya karşı daha az motivesinizdir.

Bazı araştırmalara göre, doğru türde bir erteleme yaratıcılıkta bile rol oynayabilir. Ne de olsa, pek de tembel olmayan Leonardo da Vinci’nin erteleyici olarak adının çıktığı söyleniyordu.

 

Ceren Hatipoğlu

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content