Paranoid Kişilik Bozukluğu

Paranoid kişilik bozukluğu olan kişilerin temel özelliği adından da anlaşıldığı üzere paranoya, yani amansız bir güvensizlik ve şüphelenmek için yeterli neden olmadığında bile başkalarına karşı duyulan aşırı şüphedir. Paranoyalar sağlıklı insanların da zaman zaman şüpheci yaklaşımlarından kaynaklı sahip olabileceği düşünce kalıpları iken, paranoid kişilik bozukluğu olan bireylerin paranoyaları, günlük hayatın işlevini ve kalitesini bozacak derecede yoğundur. Yani, sağlıklı her insan belli bir ölçüde insanlara güvenmekte zorluk çekiyor olabilir, ancak paranoid kişilik bozukluğu bunun çok daha ötesinde bir durumdur. 

Paranoid kişilik bozukluğu olan kişiler, başkalarının sürekli olarak onları küçük düşürmek istediğine, onlara fiziksel, psikolojik veya duygusal olarak zarar vereceğine veya onları bir şekilde aldatacağına inandıklarından, kendilerini savunmak için her zaman tetiktelerdir. Bu daima tetikte olma hali kişileri fazlasıyla yorar ve sık sık gergin, huzursuz, endişeli ve hatta öfkeli hissetmelerine neden olur. Bu kişiler genellikle aslı olmayan inançları nedeniyle kimseye güvenmediklerinden diğer insanlarla yakın ilişkiler kurmakta da zorluk çekerler. 

Bu bozukluk genellikle çocuklukta veya erken ergenlik döneminde başlar ve erkeklerde kadınlardan daha yaygın görülür. Yapılan çalışmalar, bu bozukluğun tüm toplumun %2,3 ila %4,4’ünü etkilediğini gösteriyor. 

Nedeni Nedir? 

Paranoid kişilik bozukluğunun tam olarak nedeni bilinmiyor, ancak muhtemelen biyolojik ve psikolojik faktörlerin bir kombinasyonu sonucunda geliştiği düşünülüyor. Şizofreni ve sanrısal bozukluğu olan yakın akrabalara sahip kişilerde paranoid kişilik bozukluğunun daha yaygın olması, bu iki bozukluk arasında genetik bir bağlantı olduğunu düşündürüyor. Aynı zamanda fiziksel veya duygusal travma gibi olumsuz erken çocukluk deneyimlerinin de paranoid kişilik bozukluğu gelişiminde rol oynadığına inanılmaktadır. 

Semptomları neler? 

Paranoid kişilik bozukluğu olan kişilerde; 

– Sürekli olarak başkalarının bağlılığından, sadakatinden veya güvenilirliğinden şüphe etme, başkalarının onları sömürdüğüne veya aldattığına inanma, 

– Kin beslemeye yatkınlık, 

– Olumsuz eleştiriye karşı aşırı hassasiyet, 

– Kendilerine karşı kullanılmasından korktukları için kişisel bilgilerini paylaşmamakta ısrarcılık, 

– Başkalarının iyi niyetli sözlerinin veya sıradan bakışlarının altında gizli anlamlar arama, 

– Başkalarının zararsız ve normal olan davranışlarını hakaret olarak algılama ve aşırı öfkeyle tepki verme, 

– Hiçbir neden yokken bile eşlerinin veya sevgililerinin onları 

aldattığına/aldatabileceğine inanma, 

– Olası bir ihaneti engellemek amacıyla aşırı kontrolcü davranışlar ve kıskançlık, – Tartışmalarda kendi hatasını görememe, daima haklı olduğunu inanma,

– Sebepsiz huzursuzluk ve rahatlamakta güçlük, 

– Düşmanca, inatçı ve tartışmacı tutumlar, 

– Farklı gruplardan insanlara karşı olumsuz kalıp yargılar geliştirmeye yatkınlık gibi çeşitli semptomlara rastlanır. 

Tedavi 

Paranoid kişilik bozukluğunun başarılı tedavileri mümkün. Ancak bu bozukluğa sahip kişinin, semptomlarını haksız görmediği ve çoğunlukla kendinde bir anormallik olduğuna inanmadığından, tedavi olmaya ikna edilmesi bir hayli zordur. İkna sürecinden sonra ise başvurulan akıl sağlığı profesyonelinin, hastaya güven sağlayabilmesi tedavinin devamlılığı için oldukça önemlidir. 

Paranoid kişilik bozukluğu genellikle psikoterapi ile tedavi edilir. Sürekli bir tedavi ve sosyal destek ile bu bozukluğa sahip kişi semptomlarını sağlıklı bir şekilde yönetmeyi öğrenebilir ve günlük yaşamda daha etkili bir şekilde işlev görebilir. Tedavi, kişinin bu bozuklukla başa çıkma becerilerini, özellikle güven ve empatiyi artırmanın yanı sıra sosyal etkileşimi, iletişimi ve öz saygıyı geliştirmeye odaklanır. 

İlaç kullanımı çoğunlukla tavsiye edilmez çünkü artan paranoya gibi yan etkilerle karşılaşılabilir ve bu da hastanın tedaviden tamamen vazgeçmesine neden olabilir. Ancak kişinin paranoid kişilik bozukluğunun yanı sıra depresyon veya anksiyete bozukluğu gibi diğer ilgili rahatsızlıkları varsa, bu durumda tedaviye ilaçları da dahil etmek gerekebilir. 

 

Yazan: Hilal Baltacı

Kaynak:

my.clevelandclinic.org

wikipedia.org 

www.healthline.com

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content