Film intihar etmeye çok az kalmışken bir evsiz adamın onu intihardan vazgeçirmesiyle başlar. Film belli bir olay örgüsüyle çok fazla süslenmemiş sadece modern insanın ve toplumların modern varoluşsal problemleri üzerine bahsederek geçer. Birkaç minik detaylar karakterlerin geçmişini ve karakterler arasındaki bağlantılarını anlamamıza yardımcı olmuştur. Sahnelerde şehrin kalabalığı ve uzun uzun binaları göstererek modern zamanın insanlarının dünyasına atfettiğini görebiliriz.
Filmde geçen intihar kavramı ‘‘birinin derdi diğerlerin derdinden üstün olabilir mi?’’ sorusuyla baz almıştır. Bu soruyla birlikte intihar etmenin bir bencillik olup olmadığı sorusuyla bizleri baş başa bırakır. Lakin bu tarz sorulara filmde geçen ana karakterlerden olan Hayal Taciri bir cevap vermiştir. O da ‘‘intihara meyilli insanlar ölmek istemez. Acılarını öldürmek ister’’ der. Buradan devam ederek ilerleyen sahnelerde ihanet konusu da işlenmiştir. Dolayısıyla insanlar acılarını öldürmek için önce kendilerini ihanet eder daha sonra çevresindeki sevenlerine ihanet eder diye bir sonuç ortaya çıkabilir.
Filmdeki intihar eden ana karakter Julio ünlü bir psikolog. 21. Kattan atlamak istemesinin nedeni oğlu Joao idi. Büyüyen oğlunu artık tanıyamamasından. Sadece ergenlik dönemindeki oğlunun gelişmesinden değil aynı zamanda babasının mükemmeliyetçiliğinden, onun üstüne titremesinden. Dolayısıyla babasının bu tutumu Joao’yu artık sürekli bir baskı altında hisseder ve babasıyla olan ilişkisini ayırmıştır. Takdir almak yerine babası ona sürekli daha iyisini başarabileceğini dolayısıyla potansiyelinin düşük biri olduğunu söyler. Bu yüzden Joao evden kaçmıştır, kayıp olduğu sıralarda Rüya Taciri ve babası Julio’nun ders çıkartıcı sohbet ve aforizmalarla dolu geçen birkaç günle Julio kendini anlamaya, hayatta bulunun minik değerler ve anların anlamını bulmaya çalışır.
DSM-5’te depresyonu okurken görür, kriterlerini okuyarak öz kıyım kavramını keşfedebiliriz. İntiharı anlamak sadece kitaplardan, literatürdeki çalışmaları okuyarak kavramak yetersiz olabilir. İntiharı hissetmek, bilmek veya anlamak için ne gerekiyor?
Depresyon bazen öyle bir şey ki kendiliğinden geçebiliyormuş. Bazılarında zamanla geçebilecek iken bazılarında kendi kendiliğinden geçen bir şey olabiliyor. Bunu açıklayabilmek için sadece kendi keşfettiğimiz, şahit olduğumuz ve sahip olduğumuz ve olmaya devam ettiğimiz bilgilerle ve deneyimlerle harmanlayarak kendimizce birkaç cevap verebiliyoruz. Bazı çıkmazlara ‘‘insan yaratılışı’’ deyip konuyu geçiştirmekte mümkün. Hayata dair birçok gerçekler varken bizler tek bir gerçekliğin arayışına çıkmaya inatlaşabiliyoruz ve bu tek gerçekliği bulduğumuzu zannedip içine gömülüyoruz. Bir kez daha bilimin geleceğe tutan ışığını anladım.
Julio ‘‘Peki intihara meyilliler? Onlara ne satıyorsun?’’ diye sorar. Rüya Taciri ‘‘Bir virgül. Küçük bir virgül. Hikayelerini yazamaya devam edebilsinler diye. Dünya üstlerine yıkıldığında bile.’’ diye cevap verir.
karakterlerden olan Hayal Taciri bir cevap vermiştir. O da ‘‘intihara meyilli insanlar ölmek istemez. Acılarını öldürmek ister’’ der. Buradan devam ederek ilerleyen sahnelerde ihanet konusu da işlenmiştir. Dolayısıyla insanlar acılarını öldürmek için önce kendilerini ihanet eder daha sonra çevresindeki sevenlerine ihanet eder diye bir sonuç ortaya çıkabilir.