Baş yazar Yasushiro Kanakogi, çalışmanın yayımlanmasına eşlik eden bir açıklamada, "Sonuçlar şaşırtıcıydı" dedi. "Söz öncesi dönemdeki bebeklerin antisosyal saldırganı cezalandırmayı, saldırgana bakışlarını artırarak yaptıklarını bulduk."
En azından çalışmanın önerdiği şey buydu ancak başka olası yorumlar da vardı. Örneğin, bebeklerin saldırgan kareyi cezalandırmaya çalışmadıklarını, bunun yerine ekrandaki en aktif kare olduğu için bakışlarının ona çekildiğini varsayalım. Bu teoriyi test etmek için, araştırmacılar aynı yaştaki 24 bebeği daha saldırgan karenin üzerine bir karenin düştüğü, ancak karenin onu ezmeden ya da cezalandırmadan yavaşça ve zararsız bir şekilde düştüğü bir oyun üzerinde eğittiler. Aynı test bu koşullar altında yapıldığında, bebekler saldırgan kareye çok daha az tahmin edilebilir bir şekilde baktılar ve gözlerini o yöne çevirenlerin sayısı %50 veya daha düşük bir aralığa düştü.
Araştırmacılar, her biri 24 bebekten oluşan iki farklı grupla çalışmadaki varyasyonları iki kez daha yeniden yürüttüğünde yine benzer daha düşük oranda sonuçlar elde edildi. Bir denemede, hatalı hareket eden kareye göz dikmek ezici karenin zamanın yalnızca yarısında düşmesine neden oldu, bu da cezayı daha az güvenilir yaptı. Bir diğerinde, gözler karelerden çıkarıldı ve bu da onları daha az antropomorfik hale getirdi. Bu denemelerin her ikisinde de bebekler yaramazlık yaptıktan sonra suçlu kareye çok daha az baktılar. Son olarak, beşinci bir bebek grubuyla daha çalışma yapan araştırmacılar, bebeklerin onlara her göz diktiğinde antropomorfize edilmiş karelerin ezildiği orijinal deneyi yeniden yürüttüler. Bebekler, ilk deneydeki yaramaz karaktere göz gezdirme sıklığına uygun olarak tepki gösterdiler. Görünüşe göre bebekler, gördüklerinden her zaman hoşlanmıyor ve yanlışı düzeltmek için yargıç ve jüri görevi görüyorlardı.
Araştırmacılara göre sonuçlar, üçüncü tarafın cezalandırması davranışının öğrenilmekten çok doğuştan gelme ihtimaline dikkat çekiyor; bu pek çok psikolog ve etik uzmanı tarafından insanların birlikte doğduğuna inanıldığı evrensel ahlak prensibinin bir parçası olarak görülmektedir.
Kanakogi yaptığı açıklamada, "Bu davranışın çok küçük çocuklarda gözlemlenmesi, insanların evrim sürecinde ahlaki davranışa yönelik davranışsal eğilimler kazanmış olabileceğini gösteriyor" dedi. "Özellikle, antisosyal davranışın cezalandırılması, insan iş birliğinin önemli bir unsuru olarak gelişmiş olabilir."