ALİCE HARİKALAR DİYARINDA SENDROMU







Alice Harikalar Diyarında Sendromu bir diğer adıyla Todd Sendromu dendiği zaman kulağımıza çok yabancı hatta zihnimizde karşılığını bulamadığınız bir şeymiş gibi görünür. Fakat ismi sizi yanıltmasın. Bu yazımda da açıklayacağım üzere aslında sık yaşamasak da hayatımızın küçük bir anında, sendromun bazı semptomlarını deneyimlemişizdir. Örneğin şöyle düşünelim: Güzel bir sabaha uyanmış, kahvaltı için fırına ekmek almaya gidiyorsunuz. Her zaman kullandığınız yolda ilerlerken karşınızda bir köpeğin durduğunu fakat bu köpeği bir an için fil kadar devasa bir hayvan olarak algıladığınızı düşünün. O an için ne kadar da korkutucu görünürdü değil mi? Bu tatsız badireyi atlattıktan sonra yavaş yavaş yolunuza devam ederken belki de on adım sonra ulaşacağınız fırını sanki yürüyerek varamayacağınız uzaklıkta bir yerdeymiş gibi hayal edin. Hayali bile fazlasıyla yorucu dediğinizi duyar gibiyim. Alice Harikalar Diyarında Sendromu diye adlandırdığımız şey aslında tam da deneyimlemiş olduğunuz bu küçük anın ta kendisi. Haydi gelin hep birlikte bu sendroma biraz daha yakından bakalım.

Alice Harikalar Diyarında Sendromu, adını Lewis Carroll’un Alice Harikalar Diyarında isimli kitabından alır. Çünkü hastalığa bağlı görülen belirtiler kitapta meydana gelen olaylarla benzerlik gösterir. (Örneğin Alice’nin boyunun çok uzayıp çok kısalması hâlâ hatırımızdadır) Sendromun bir diğer ismi 1955’te John Todd tarafından verilmiş ve psikiyatristin soyadıyla anılmaya başlanmıştır. Bu sendrom bireyin beden ve nesne algısını çarpıtır. Bireyler kendi beden parçalarını veya çevrelerindeki nesneleri olduğundan farklı algılamaktadırlar. Daha iyi anlayabilmemiz için sadece bir an kolunuzu normal boyutundan iki, üç belki de dört kat daha uzun, kafanızı bedeninizden katbekat büyük veya her zaman odanızın en güzel köşesinde duran peluş ayıcığınızın bir oda büyüklüğünde olduğunu hayal edin. Tahmin ediyorum ki düşüncesi bile rahatsızlık vericiydi.

Sendromun temel özellikleri şekil, boyut, hareket veya renk gibi nesnelere ya da kendimize dair farkındalık oluşturmamıza katkı sağlayan özelliklerde bozulmalar meydana getirmesidir. Sadece bunlarla sınırlı kalmayan sendrom işitme, dokunma ve zaman algısında da değişikliklere neden olabilmektedir. Taş kadar sert bir cismi yumuşak olarak algılama veya zamanın çok yavaş ilerlediğini düşünmek bunlara birer örnektir. Sık görülmemekle birlikte literatürde sadece 200 vaka bulunmaktadır. Bu bireyler nesneleri olduğundan daha küçük algılama, eşyaları olduğundan daha büyük görme, daha uzaktaymış veyahut da çok yakınındaymış gibi görme deneyimleri yaşamaktadırlar.


 

Belirtiler ve Semptomlar

Bu ender görülen hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Uzmanlar bu sendromu migren ve epilepsi gibi rahatsızlıklarla ilişkilendiriyor. Hatta bu semptomların migren öncesi için bir uyarı niteliğinde olduğu düşünülüyor. Semptomun nedeni kara delikler kadar bilinmez gibi görünse de yaygın olarak görülen semptomlar sayesinde tanı koyma süremizi aza indirgeyebiliyoruz. Şimdi de yaygın olarak görülen semptomlara bakalım:

  • Bireyin kendi bedenine dair algısının değişmesi
  • İşitsel halüsinasyonlar
  • Yanılsamalar
  • Bulantı, baş dönmesi ve ajitasyon
  • Nesnelere dair algının değişmesi
  • Mikropsi (nesneleri olduğundan daha küçük algılama)
  • Makropsi (nesneleri olduğundan daha büyük algılama)
  • Teleopsi (nesneleri kendinden daha uzaktaymış gibi algılama)
  • Pelopsia (nesneleri kendine olduğundan daha yakınmış gibi algılama)

Yukarıda da belirttiğim üzere nedenler tam olarak bilinmemekle beraber sendromun belirtileri genellikle küçük yaşlarda ve ergenlikte başlar. Geceleri daha çok gözlemlendiği, ataklar halinde olduğu ve bu ataklar arasında bile değişiklik olduğu biliniyor. Sendromu tetikleyen temel etkenler ise şöyledir:

  • Anti-depresan ilaç veya halüsinojen madde kullanımı
  • Yoğun stres
  • Kronik migren
  • Sara hastalığı (epilepsi)
  • Beyin tümörü
  • Epstein-Barr virüsü (EBV) kaynaklı iltihaplar

Etkenler arasında en yaygın olan ise migrendir. Hatta kendisi de bir migren hastası olan Lewis Carroll’un bu sendromu deneyimlediğine dair spekülasyonlar da vardır. Son olarak, tedavi yöntemlerinin neler olduğuna değinip ilk yazımı sonlandırıyorum.


 

Tedavi yöntemleri  

Standart bir tedavi bulunmamakla birlikte tedavi planları migren tedavisine benzer bir yolla yapılır. Hastalar doktor tavsiyesi ile antikonvülzanlar, antidepresanlar, Ca kanal blokerleri ve beta blokerleri kullanırlar. Ayrıca bir migren diyetini de uygulayabilirler.

Ayşe Erdem









Kaynaklar ve İleri Okuma

https://usetappy.com/blog-gonderisi/bir-todd-sendromu-ornegi-alice-harikalar-diyarinda

https://www.nedirabi.com/blog/todd-alice-harikalar-diyarinda-sendromu-nedir/

https://evrimagaci.org/alice-harikalar-diyarinda-sendromu-bir-lewis-carroll-kurgusunun-gercek-olusu-9726

https://www.sciencedirect.com/topics/medicine-and-dentistry/alice-in-wonderland-syndrome

https://youtu.be/KkgNOcSDscI

 

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content