Alışveriş Bağımlılığı

İlk olarak Emil Kraepelin (1915) tarafından tanımlanan “alışveriş bağımlılığı” kompülsif satın alma davranışı ile karakterize edilir. Kraepelin, problemi “oniomania” olarak tanımlar. “Onio” satın alma, “mania” ise çılgınlıktır. Dolayısıyla, “oniomania” çılgın bir şekilde satın alma davranışıdır. Alışveriş bağımlılığından etkilenen bireyler, dürtüsel ve kontrolsüzce satın alma davranışı içine girerler. Literatürde, alışveriş bağımlılığının gerçekten bir psikolojik bozukluk mu yoksa bir boş zaman aktivitesi mi olduğu hakkında görüş ayrılıkları mevcuttur (Murali vd., 2012).

Klinik Özellikler

Alışveriş bağımlılığından etkilenen bireyler, sürekli olarak alışveriş yapma, para harcama ve bu davranışlardan mutlu olma döngüsü içindedirler. Kompülsif satın alma tanı kriterleri ise şu şekildedir;

  • Aşağıdaki uyumsuz ve dürtüsel satın alma davranışlarından en az biri mevcuttur;
  1. Karşı konulamaz satın alma dürtüsü ile sürekli meşgul olma,
  2. Karşılayabileceğinden çok daha fazlasını satın alma, ihtiyaç duyulmayan ürünleri satın alma, gereğinden uzun süre alışveriş yapma.
  • Satın alma meşguliyeti belirgin bir sıkıntıya yol açar, bireyin sosyal yaşamını etkiler, zaman alıcıdır, finansal sorunlara (borç, iflas vb.) yol açar.
  • Alışveriş ve satın alma davranışı hipomani veya mani dönemlerinden hariç ortaya çıkar.

Epidemiyoloji

Kompülsif satın alma davranışı tüm dünyada ortaya çıkabilmekle beraber, sıklıkla yüksek gelirli ülkelerden bildirilmiştir. İlk epidemiyolojik araştırmada, ABD’deki genel popülasyondaki yaygınlığının %2 ile %8 olduğu raporlanmıştır (Black, 2007). Bozukluğun klinik yansımalarına bakıldığında, kadınların erkeklere oranla daha yatkın olduğu bulunmuştur (McElroy vd., 1994). Birleşik Krallıkta yapılan bir araştırmaya göre ise, kadınların alışveriş ile arasından daha güçlü duygusal ve psikolojik bağlar vardır (Dittmar, 2005).

 

Etiyoloji

Alışveriş bağımlılığının temelinde gelişimsel, nörobiyolojik ve kültürel sebeplerin bir birleşiminin olduğu düşünülmektedir (Murali vd., 2012). Nörobiyolojik çalışmalar, serotonin, dopamin ve kortizol seviyelerindeki dengesizliğin dürtüleri baskılamayı güçleştirdiğini ve böylece kompülsif satın alma davranışının gerçekleşebileceğini vurgulamaktadır (Grant vd., 2006). Sosyokültürel araştırmalar, kredi kartlarına ulaşım kolaylığı, medyadaki reklamlara fazla maruz kalma ve internetten alışveriş yapabilme fırsatının satın alma davranışını tetikleyebileceğini belirtmektedir (Dell’Osso vd., 2008). Bilişsel davranışçı yaklaşıma göre ise, bireydeki depresyon veya anksiyete gibi içsel tetikleyiciler ile kredi kartına ulaşım kolaylığı, reklamlar veya promosyonlar gibi dışsal ipuçlarının birleşmesi dürtüsel satın alma davranışına sebep olabilmektedir (Kellett ve Bolton, 2009).

Komorbid Psikolojik Bozukluklar

Alışveriş bağımlılığından etkilenen bireyler arasında en yaygın komorbid psikolojik bozukluklar duygu durum bozukluklarıdır. Özellikle depresyon alışveriş bağımlılığı popülasyonunda en sık karşılaşılan durumdur. Buna ek olarak, anksiyete bozuklukları da diğer bir sık karşılaşılan bozukluk türüdür. Obsesif-kompülsif davranış bozukluğu ile alışveriş bağımlılığı arasında bir ilişki bulunmaktadır. Dürtü-kontrol bozuklukları da kompülsif satın alımcılar arasında yaygındır. Son olarak, madde kullanım bozukluğu ile dürtüsel satın alma arasında bir ilişki vardır. Dürtüsel satın alımcıların hayatları boyunca madde kullanım bozukluğu veya madde kullanımından etkilenme oranları %30 ile %46 arasında bulunmuştur (Christenson vd., 1994).

 

Tedavi

Alışveriş bağımlılığı için psikolojik müdahaleler, bilişsel davranışçı psikoterapi, maruz bırakma ve kendine yardım programlarını veya bunların kombinasyonunu içermektedir (Murali vd., 2012). Örneğin, Muellar vd.’nin (2008) çalışmasında, kompülsif satın alma davranışından etkilenen bireyler ile bilişsel davranışçı grup psikoterapisi seansları yürütülmüş ve sonucunda bireyler olumlu yönde anlamlı olarak gelişim göstermiştir.

 

Sonuç

Sonuç olarak kompülsif satın alma davranışının geçerli bir tanı olup olmadığı hakkında görüş ayrılıkları devam etmektedir. Ancak, günümüzde bazı bireylerin bu durumdan mustarip olduğu ve desteğe ihtiyaç duyduğu gerçeği inkâr edilemez. Bu sebeple, davranışın sebepleri, sonuçları, özellikleri ve tedavisi hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır (Murali vd., 2012).

 

Yazan: Psk. Eda Mat

Kaynak:

Black, D. W. (2007). A review of compulsive buying disorder. World Psychiatry, 6, 14-8.

Christenson, G. A., Faber, R. J., & De Zwaan, M. (1994). Compulsive buying: Descriptive characteristics and psychiatric comorbidity. Journal of Clinical Psychiatry, 55, 5-11.

Dell’Osso, B., Allen, A., & Altamura, C. (2008). Impulsive-compulsive buying disorder: Clinical overview. Australian and New Zealand Journal of Psychiatry, 42, 259-266.

Dittmar, H. (2005). Compulsive buying – A growing concern? An examination of gender, age, and endorsement of materialistic values as predictors. British Journal of Psychology, 96, 467-491.

Grant, J. E., Brewer, J. A., & Potenza, M. N. (2006). The neurobiology of substance and behavioral addictions. CNS Spectrums, 11, 924-930.

Kellett, S. & Bolton, J. V. (2009). Compulsive buying: A cognitive-behavioural model. Clinical Psychology and Psychotherapy, 16, 83-99.

McElroy, S. L., Keck, P. E., & Pope, H. G. (1994). Compulsive buying: A report of 20 cases. Journal of Clinical Psychiatry, 55, 242-248.

Mueller, A., Mitchell, J. E., & Mertens, C. (2007). Comparison of treatment seeking compulsive buyers in Germany and the United States. Behaviour Research and Therapy, 45, 1629-1638.

Murali, V., Ray, R., & Shaffiullha, M. (2012). Shopping addiction. Advances in Psychiatric Treatment, 18(4), 263-269.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content