AROMATERAPİ

Aromaterapi nedir?

İnsanoğlu varolduğundan beri hastalıklara karşı sağlık arayışında olmuş ve bu nedenle birçok yönteme başvurmuştur. İlk insanlar bitkilerin güzel kokularını fark ederek tedavi amaçlı kullanmışlar ve böylece aromaterapiyi uygulamaya başlamışlardır. Günümüzde hastalıkların tanı ve tedavilerindeki hızlı gelişmeler ve çoğu ilacın kaynağının bitki olması aromaterapiye olan inancı olumlu etkilemiştir Bitkisel kaynaklardan (yapraklar, çiçekler, ağaç kabukları, meyveler, kökler) çıkarılmış, konsantre edilmiş uçucu yağların terapötik olarak organizmayı etkilemesi üzerine kurulan tedavi şekline aromaterapi denilmektedir. 

Aromaterapi Tarihi

Aromaterapide kullanılan uçucu yağların bireyler üzerinde fiziksel, psikolojik ve ruhsal olarak birçok etkisi mevcuttur. Milattan önce (MÖ) 4500’lerden kalma papirüs kayıtlarında balsam, parfümlü yağlar, kokulu ağaç kabukları ve reçinelerin kullanıldığı ve aromatik karışımlar üretildiği gösterilmektedir. 6000 yıllık bir geçmişi olan aromaterapinin rönesansı ise 2. Dünya Savaşından hemen önce Fransa’da başlamıştır. Bu dönem aynı zamanda ilk antibiyotiklerin bulunuşuna denk gelmektedir. 1900’lü yılların başında Fransız kimyacı Gattefosse laboratuarda deney yaparken kazayla elini yakmış ve acısını hafifletmek için yanında bulunan lavanta yağına elini daldırmıştır. Elinde oluşan yanığın lavanta yağı nedeniyle iz bırakmadan hızlıca iyileşmesi sonucu aromaterapi çalışmalarına başlamış ve ‘Aromaterapi’ terimini 1937 yılında ortaya atmıştır. O tarihten itibaren aromaterapinin tedavi edici etkileri kanıtlanmıştır. Daha sonra ise psikiyatrik hastalıkların tedavisinde aromaterapiden yararlanmıştır. Hastalar için sağlık ve şifa verici bir ortamın önemine değinen Nightingale aşırı kalabalık bir odada bitkilerin karbonik asidi absorbe ederek ortama oksijen saldığını ve zambak gibi çiçeklerin güzel kokularıyla sinir sistemi üzerine olumlu etkisinin olduğunu belirterek aromaterapiye dikkat çekmiştir. 1980’lerden sonra aromaterapi uygulamaları hemşireler ve diğer sağlık çalışanları tarafından bir güzellik ve konfor sağlayıcı girişim olduğu kadar terapötik amaçlı tedavi sunmak içinde ciddi bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Böylece aromaterapi uygulaması hastaların fiziksel ve psikolojik sorunları dahil olmak üzere birçok tıbbi sorununu çözmek amacıyla kullanılmıştır.

Nerelerde Kullanılır?

Aromatik yağlar etkilerini sinir sistemine veya kan dolaşımına katılarak bütün vücut sistemleri üzerinde gösterebilirler. Aromaterapinin etkileri ile ilgili olarak diğer bir hipotezde kokuların etkilerini duyusal öğrenme, bilinçli algılama, inanç ve beklentilerle göstermesidir. Böylece birey önceki deneyimlerine göre kokuları hoşa giden ya da gitmeyen şeklinde algılar. Görüldüğü üzere bireyin daha önceki deneyimleri kokulara ve aromaterapiye verdiği yanıtı etkilemektedir. Bireyin daha önceki deneyimleriyle birlikte içerisinde yaşadığı kültürü, cinsiyeti ve kişilik özellikleri de kokulara ve aromaterapiye verdiği tepkiyi etkileyebilmektedir. Aromaterapinin terapötik amaçlı kullanımı fiziksel, duygusal ve zihinsel durumların iyileştirilmesini içeren çok geniş bir yelpazeye sahiptir. Aromaterapotik bitkilerin bu bağlamda canlı organizmalar üzerinde çeşitli etkileri bulunmaktadır. Mansiyel hastalıklarda, bilişsel bozukluğun düzeltilmesinde, stres yönetimi, immunolojik sorunlar, solunum sistemi sorunlarında, enfeksiyon, ağrı ve inflamasyon gibi durumlarda aromaterapi kullanılmaktadır.

Yağlar

Lavanta esansiyel yağı olarak da bilinen lavanta uçucu yağı çok eski tarihlerden günümüze aromaterapide yaygın olarak kullanılıyor.

Dinlendirici Etki: Lavanta yağı, kendine özgü hoş kokusu ve sakinleştirici özelliğiyle rahatlamanıza yardımcı olabilir.

Canlandırıcı Etki: Lavanta uçucu yağı sahip olduğu koku ile aynı zamanda canlandırıcı bir etki sunabilir. Enerjinizi ve modunuzu yükseltmeye destek olan lavanta yağını kullanarak güne kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Uyku Kalitesini Artırma: Uykuya dalmakta zorlanıyorsanız ya da uyku kalitenizin düşük olmasından dolayı gün boyu yorgunluk hissediyorsanız lavanta uçucu yağını yatak odanızda kullanarak bu şikayetleri azaltma konusunda destekleyici bir etkiye sahip olabilirsiniz.

              KOKULAR İNSAN PSİKOLOJİSİNİ NASIL ETKİLER?

Kokunun Beyin ile Yolculuğu

Kokular hayatımızı yönlendiren en önemli etkenler arasındadır. Yaşadığımız en güzel anlardan tutun en kötü anlarda bile kokuları beynimizde kodlarız. Koku, ön beyin bölgemiz ile doğrudan bir ilişki halinde olan tek duyumuzdur. Diğer bütün duyular talamusa sinyal gönderirken beynin diğer yerlerine ulaşmak için ilk olarak izin istemek zorundadırlar fakat koku taşıyan sinirler bilgileri iletmek için izin istemezler ve direkt olarak bilgiyi iletirler. Kısaca koku sinyalleri talamusa uğramadan doğrudan beynin içindeki gerekli yere doğrudan ulaşırlar. Böylelikle kokular beynimizin duyguları algılama ve işleme bölümünden sorumlu olan bölgeye yani amigdalaya doğru yol alırlar. Amigdala duyusal deneyimlerin oluşumunu sağladığı gibi duyusal deneyimlere ait hatıralarımızı da yönetir. Koku burada direk olarak duyuları uyarır ve ardından orbifrontal kortekse ilerler. Bu bölüm ise karar verme süreçlerinde ve duygusal değerlerin temsil edilmesinde rol alır. Ayrıca psikolojik ve fizyolojik hormonları yöneten hipofiz bezi ve cinsellik, büyüme gibi hormonları dengeleyen beyin bölgesi hipotalamus da koku duyusu için önemli bölgelerdendir. Böylece koku hafızamızda hatırlamaya değer anıları zihnimizde canlandırır.

Proust Etkisi

Kokular unuttuğumuzu sandığımız bir köşede saklı kalmış duygularımızı ve anılarımızı bir anda canlandırabiliyor. Farkında olmadan bir anda ve en savunmasız anımızda bizi ele geçiriyor. Kokuların hatıraları canlandırabilme ve anıları bize hatırlatma yetkisine Proust etkisi denir. Evrimsel psikolojide ise hava ve sudaki kimyasal maddeleri algılamak için ilk önce koku duyumuzun gelişmiş olduğunu ve sonra görme işitme ve dokunma duyusunun geliştiği savunulur. Hatta ve hatta anne karnındaki ceninin koklama sistemine ait hücrelerin beyin hücrelerinden önce geliştiği de bilgiler arasındadır bununla birlikte sadece koku sinirleri vücudumuzda yenilenmeye uğrar.

Aromaterapi ve Psikoloji

Hangi kokular psikolojimize pozitif yönde etki eder? Aromaterapi yöntemi bir kişinin zihnini, ruh halini, bilişsel işlevini veya sağlığını değiştirmek amacıyla uçucu yağlar olarak bilinen uçucu bitki materyallerini ve diğer aromatik bileşikleri kullanan bir alternatif tıp şeklidir. Tıbbi durumların tedavisinde aromaterapinin etkinliğine dair kanıtlar, titiz bir metodoloji kullanan özel bir çalışma eksikliği nedeniyle zayıf kalmaktadır ancak uçucu yağların terapötik potansiyele sahip olabileceğine dair bazı kanıtlar mevcuttur. Psikolojik olarak da doğal kokuların üzerimizde etkisi olduğu söylenir. Örneğin;

Yasemin: Endişeyi yatıştırır afrodizyak etkisi vardır ve canlandırır.

Lavanta: Duyguları dengeler, endişe ve panik duygularının azaltır.

Greyfurt: Kafa karışıklığı, hayal kırıklığı ve olumsuz düşünceleri azaltmada yardımcıdır.

Limon: Zihni yatıştırır ve tazeler.

Portakal: Enerjiyi harekete geçirir gerilim ve strese karşı azaltmada etkilidir.

Nane: Öfke yorgunluk ve depresyon azaltma durumlarında uyarıcıdır.

Gül: Neşe verir.

Sandal ağacı: Dinginlik verir olumsuz duygulara karşı rahatlatır.

Kaynakça

gonullupsikolog.org

medicalpark.com.tr

Namık Kemal Tıp Dergisi

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content