AŞKIN CELLADI VE DİĞER PSİKOTERAPİ ÖYKÜLERİ

Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri, kitabın yazarı Irvin D. Yalom’un yaptığı gerçek psikoterapi süreçlerinden oluşmaktadır. Yalom bu kitabında insanlığın temel sorunlarından olan ve asla kaçamadığı, eninde sonunda yüzleşmek zorunda kaldığı korkularını anlatıyor. Yazar bu karmaşık duyguları ve durumları anlatırken asla zorlayıcı bir dil kullanmıyor. Bu sayede bizi sıkmadan öykünün içinde tutmayı çok güzel başarıyor ve öykünün sonunda asıl mesajı veriyor.

Ayrıca, bence bu kitabı kim olarak okuduğunuza göre aldığınız mesaj değişiyor. Nasıl yani diye mi düşünüyorsunuz? Şöyle anlatayım, bir psikoloji öğrencisi olarak en büyük korkularımdan biri danışanlarımı ön yargısız kabul edip edemeyeceğim oluyordu. Ama bu kitabı okurken dikkatimi en çok çeken şey Yalom’un hastalarıyla terapi sürecindeyken hem kendisiyle hem de ön yargılarıyla yüzleşmesi sonucunda kendini yeniden tanıyarak bu yargıları yıkması oldu. Yani aslında ben de bu kitaptan kendi korkularımla ilgili dersler çıkardım. Her psikoloğun birine iyi gelmeye çalışırken kendiyle de savaştığını gördüm.

Psikoloji alanında çalışmayan biri olarak bu kitabı okusanız da, kendinizle özdeştirebileceğiniz noktalar olduğunu göreceksiniz. Aşkın Celladı, aslında herkesin sahip olduğu ama yüzleşmekten korktuğu, kimi zaman yokmuş gibi davranarak kaçtığı korkularla, varoluşsal sorunlarla ve sorumluluklarla nasıl yüzleşilmesi gerektiğini anlatan bir nevi ayna niteliğinde olan bir kitap.

Yalom varoluş sancılarıyla cebelleşen on karakterin terapi sürecini birer öykü ile anlatıyor. Bu on hastanın izinlerini alarak ve tabi ki isimlerini değiştirerek terapilerini öyküleştirip bize sunuyor. Yalom bu psikoterapi süreçlerini anlatırken sadece ilgi çekici yanlarını değil bütün detaylarıyla kendi hatalarını, duygu ve düşüncelerini tüm samimiyeti ve cesareti ile ortaya koyuyor.

Kitapta yer alan bazı öykülerden kısaca bahsetmek istiyorum. İlk öykü kitaba adını veren “Aşkın Celladı”, kendinden yaşça küçük bir adama âşık olan altmış beş yaşındaki Thelma’nın öyküsünü anlatıyor. “Hayatım sekiz yıl öncesinde yaşanıyor.” Thelma’nın öyküsünde beni en çok etkileyen cümleydi bu. Acaba Thelma kendi gerçeğinin farkında olsaydı sekiz yıl boyunca aşk sandığı bu saplantıyla yaşar mıydı?

“Şişman Bir Hanım” ise babasını kanserden kaybeden Betty’nin, zayıflığının babasının ölüm acısını anımsattığı için yaşadığı obeziteyi anlatıyor. Aynı zamanda  Betty’nin asıl korkusu ölümdür. Bu öyküde Yalom’un “Yaşanmamış yaşam ya da gerçekleştirilmemiş potansiyel ne kadar fazlaysa ölüm kaygısı da o kadar büyük olur.” cümlesi Betty’nin travmasını çok iyi anlatıyor.

Çocukluğun, anne ve babanın, doğduğun evin ister istemez üzerimizde var olan etkisini çok iyi anlatan bir öykü “Yanlış Çocuk Öldü”. Penny çocuğunu kaybetmiş bir anne ve bu kaybın acısına tutunarak etrafındaki birçok şeyi ihmal ediyor aslında. Bu acıya tutunma ısrarına çok şaşıracağınıza eminim. Evlat kaybının farkını Irvin D. Yalom’un sözleriyle göstermek istiyorum. “Anne-babayı, kardeşi ya da çok eski bir arkadaşı kaybetmek çoğu kez geçmişi kaybetmektir: ölen kişi çok eski dönemlerin değerli olaylarının yaşayan tek tanığı olabilir. Ama bir çocuğu kaybetmek geleceği kaybetmektir.”

“Terapide Tek Eşlilik” de kendi içinde farklı kişilerin olduğu Marge’nın öyküsüdür. Aslında bu öyküyü okurken en etkileyici noktalardan biri Yalom’un kendi duygularını da en çıplak haliyle okuyucuya sunmasıydı.

Geriye kalan hikayeler de bir o kadar ilgi çekici ve insana dair tüm duyguları içeriyor. Varoluşsal psikoloji ve ölüm korkusunu mükemmel anlatan bir kitap Aşkın Celladı. Okurken içine çeken yanlarıyla Yalom’un sadece bir psikiyatrist değil çok iyi bir yazar olduğunu da göreceksiniz. Mutlaka kendinizden bir şeyler bulacağınız bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. İyi okumalar dilerim.

Melike BEKİR

KAYNAKÇA

Yalom, I, (2021), İstanbul, Remzi Kitapevi

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content