BEEF

Beef, Koreli Amerikalı yönetmen Lee Sung Jin tarafından Netflix için yaratılan 2023 Amerikan komedi-drama mini dizisidir. A24 iş birliğiyle ortaya çıkan bu dizide Steven Yeun, Ali Wong gibi başarılı isimleri izliyoruz. Dizi ünlü bir iş kadını olan Amy Lou ve yakın zamanda batan bir ailenin büyük oğlu Danny Cho’nun trafikte girdiği bir çeşit kovalamacayla başlıyor ve bu ikili arasındaki düşmanlık dizinin son bölümüne kadar kendini izlettiriyor. Kara mizah yönüyle dikkat çeken bu dizi ilk bölümlerde birçok şeyi anlamadan sadece bize kaosu seyrettirse de ilerleyen bölümlerde karakterleri daha iyi anlıyor ve neyi neden yaptıklarını çözebiliyoruz. Şimdi gelin karakterleri biraz daha derinden tanımaya çalışalım.

Amy Lou, Los Angeles’ın üst sınıf sanat dünyasında kendine yer edinmeye çalışan bir iş insanı. Kırık bir aile yapısından gelen Amy büyüme tarzından ötürü paraya aşırı önem veren ve dizi de bazı noktalarda bu konuda kocası George’la fikir ayrılıklarına düşen bir karakter. Kendi ailesinin yansımasından oldukça farklı olarak kendisine mutlu ve kusursuz bir aile yaratmış gibi görünse de özellikle çocuğunun doğumundan sonra zor zamanlardan geçmekte ve sonradan öğreneceğimiz üzere depresyonla mücadele etmekte olan bir karakter. Dizi boyunca önemli bir iş anlaşmasını imzalama sürecinde olan Amy,  trafikte yaşanan bu amansız tartışmayla tahmin edebileceğinden çok daha fazlasını riske atacak ve dizi boyunca da bazı hatalarının üstünü örtmeye çalışacak. Bu tartışmanın öteki ucunda ise Danny Cho bulunmakta. Danny karakteri başkasının bir hatası yüzünden batan ve geri ülkelerine dönüp çalışmak zorunda olan ailesini geri Amerika’ya getirtmeye çalışan ve bu amaç uğruna gerçekten her şeyi yapabilecek bir karakter. Dizinin başlarında bir tesisat şirketine sahip olan Danny’nin işlerinin çok düzgün ilerlemediğini ve zaman zaman kendi başına bir şeyleri halletmekte zorlandığını görüyoruz.  Amy’le tam olarak iki farklı dünyanın insanı olan Danny girdikleri bu tartışmada bazı noktalarda sınıf kini ama bence çoğunlukla kendini kanıtlamak için yaptığı hamlelerle kaybedecek bir şeyi olmayan taraf olarak gözükse de işlerin iki taraf içinde çığırından çıkacağı ve bedellerinin ağır olacağını şimdiden söyleyebiliriz. 

Amy aynaya baktığında olmaktan en çok korktuğu şeyi görüyor. Ne kadar çabalarsa çabalasın en sonunda kendi sonunun da ebeveynlerininki gibi olduğunu. Uğruna ne kadar fazla şey feda etse de bu gerçeklikten kaçamıyor. Danny ise bütün hayatını ebeveynlerinin gurur duyabileceği bir evlat olmak için harcasa da günün sonunda kendini bile affedemeyeceği bir insana dönüşüyor. Bu bize gerçekten bu gerçeklikten kaçıp kaçamayacağımız sorusunu yöneltiyor. Dizinin son bölümünde bu ikili bize müthiş bir benzetme yapıyor. Çocukların, ebeveynlerinin kötü yönlerini emen bir sünger olduğu ve aynı zehri bir sonraki kuşağa akıtmaya devam ettiklerini söylüyorlar. Verdiğimiz kararlarda, ettiğimiz fedakarlıklarda ne ölçüde özgür olduğumuzu sorgulatırken bu ebeveyn-çocuk özdeşiminden kaçamayan varlıklar olduğumuzu hatırlatıyorlar.  ‘’ Ebeveynlerimizin yüklerini taşıma veya paylaşma girişimimizle aile acısını devam ettirmiş oluruz.’’ Bu ikili arasındaki başka bir benzerlikte yaşadıkları coğrafyadan ırksal ve kültürel farklılıkları. Bir sahnede batı terapisinin göçmen Asyalılar da işe yaramayan bir saçmalık olduğunu söylüyordu Danny. Konu duygular ve bunları konuşmak olunca gerçekten de beyazlarla aynı lükse ve yeteneğe sahip yetiştirilmedikleri doğru olsa da konuşmak ama gerçekten bunu iletişim kurarak yapmak çoğu zaman her şeyin çözümüdür ve bu ikili maalesef bunu son bölüme kadar beceremiyor ve tamamen birbirlerinin hayatlarını çıkmazlara sürüklüyorlar. Bu iki ismi dizi boyunca ne kadar düşman olarak görürsek görelim içten içe çok benzediklerini ve aslında bütün bunlar yaşanmasaydı ne kadar iyi anlaşabileceklerini düşünerek geçiriyoruz. Benzerlikleri bir nevi tamamen alakasız ve zıt duran ama birbirini tamamlayan iki yapboz parçasını anımsatıyor. Ruh eşi tabirinin her zaman kişiyi olumlu yönde tamamlamayan ya da ona iyi gelmeyen bazen de kendinin görmek istemediği karanlık taraflarıyla yüzleştiren bir tanım olduğunu düşündüm bu ikiliyi seyrettikçe.

  Dizinin belki de en önemli mesajı yaptığımız her seçimde zamanın farklı bir tarafına akış sağlarız ve günün sonunda önemli olan ise bu seçimlerin sonuçlarıyla nasıl başa çıktığımızdır. Danny hayatını bir noktada tamamen yoluna soktuğunda Amy ile uğraşmaktan vazgeçebilirdi. Amy ise sahip olduklarının biraz daha kıymetini bilip bunları kaybetmemek için bu kadar sınırlarda gezinmeyebilirdi. Ama bu ikili gerçekten bir mıknatısın iki ucu gibi ve dizi boyunca bu yaşananların bir noktada yaşanması gereken şeyler olduğunu bize hissettirdi. Aslında istedikleri şey birbirlerinden çok da farklı değil. Koşulsuz sevgi. Danny bunu çoğu zaman kardeşinden, Amy ise kocası ve kızından istiyor. Hayatlarındaki insanlara sadece aydınlık taraflarını göstererek koşulsuz sevgiye ulaşacağını sanan ve sonucunda hayal kırıklığına uğrayan iki karakter. Son sahnede ise Amy’nin hastanede Danny’ e sarıldığını ve onu affettiğini görüyoruz. Ancak bu sarılma sadece Danny’ e karşı değil onun aynı zamanda kendisini de affettiğini gösteriyor. Çünkü son bölümde bu ikilinin kavgaları bitiyor ve onları tamamen zıt hayatlar süren iki karakter olarak değil de bir bütün olarak izliyoruz.

Son olarak şunu söyleyebilirim ki Beef son zamanlarda izlediğim en güzel ve özgün işlerden biriydi. Bu ikilinin bol kaoslu hikayesini sizin de kesinlikle izlemenizi öneririm

Tuba Topal

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content