Son yıllarda gaslight kelimesi ile hayatımıza giren manipülasyon tekniği, aslında çoğumuzun zaman zaman yakın çevremiz tarafından ne olduğu farkına varılmadan maruz kaldığı bir psikolojik şiddet türüdür. Bu tekniğin isminin nereden geldiğine bakacak olursak rotamız 1944 yılında ABD’de yayınlanan Gaslight isimli filme gider. Karısını çıldırtmayı hedefleyen adam, her akşam gaz lambasının ışığını bir önceki güne göre biraz daha kısar ve karısı durumu farkettiğinde her şeyin normal olduğunu, karısının garip ve çıldırmış olduğunu, olmayan şeyleri olmuş gibi gösterdiğini ifade ederek gerçekliği saptırır ve karısını kendinden şüphe duydurtarak aklını kaybettiğine inandırmaya çalışır.
Kendimizden şüphe etmemizi sağlayan ve psikolojimizi bozmaya sebep olan bu manipülasyonu kimler neden yapıyor? Özellikle narsisistik, psikopat, sosyopat, kişilik bozukluğuna sahip veya patolojik olarak yalan söyleyen bireyler zayıf benlik duygularını güçlendirmek, kendi güçsüzlüklerini ve hassaslıklarını telafi etmek için ilişki kurdukları bireyler üzerinde kontrol hissetmeye ihtiyaç duyarlar. Bu kontrol ise kişiye gaslighting uygulayarak kendine bağımlı hale getirmek ile sağlanır. Gaslighting belirtilerine bakacak olursak çeşitli davranış ve telkinlerden bahsetmemiz gerekir:
- Kanıtınız olmasına rağmen bir şeyi söylediklerini inkar ederler→ Geçmiş zamanda söylenen veya gelecekte yapacağını söylediği şeyleri açık şekilde duymanıza ve emin olmanıza rağmen bunu açıkça yalanlarlar hafıza kayıpları yaşadığınızı ifade ederek aklınızı bulandırmaya çalışırlar. Bu sizin gerçeklikten sapmanızı, kendinizi sorgulamanızı ve belki de ‘’evet o haklı, ben yanlış duymuş olabilirim’’ demenize sebep olur.
- Size veya başkalarına deli olduğunuzu söyleyerek inandırmaya çalışırlar → Failin tekniği uygularken en etkili araçlarından biri de budur. Her geçen gün akıl sağlığınızı sorgulamınıza sebebiyet vererek özgüveninizi düşüren kişi, algılarınızı yeniden biçimlendirerek belliğinize olumsuz bilgi ve yargıları sokar. Kendinizden şüphe ettikçe buna karşı koyamazsınız ve faile bağımlı hale gelirsiniz bu da, sizin hakkınızda ağzından çıkan her yargının doğruluk payını gözünüzde büyütür ve kişi kolayca delirdiğinizi size ve çevrenize inandırır. Sürekli olarak acaba çok mu hassasım diye düşünür ve hatası olmayan şeyler için kendinizi sık sık özür dilerken bulabilirsiniz. Hayatınızdaki neşenin yok olduğunu ya da eskiden farklı, şu an daha kötümser bir insan olduğunuza kanaat getirebilirsiniz. Sırayla gelen bu gerçek olmayan düşüncelerin sonu kendinizi ‘’evet sorun bende, ben delirdim’’ derken bulmanız ile gerçekleşir.
- Duygu ve düşüncelerinizi önemsizleştirirler → Baskıya maruz kaldığınızı farkederek tepki verdiğinizde kişiler, aslında sizi düşündüğünü, aşırı tepki gösterdiğinizi, abarttığınızı, sizin iyiliğiniz için çabalığını söylerek manipülasyon karşısında duygu ve düşüncelerinizi küçümser. Bu sefer karşı tarafın iyiliğinden şüphe etmeden suçu kendinizde aramaya başlarsınız, aslında çok etkilenmiş olmanıza rağmen bunu reddererek kendi hassaslığınıza atfedersiniz, durumla başa çıkmak için duygu ve düşüncelerinizi karşı tarafa hatta kendinize bile saklarsınız ve kendinizi ne olursa olsun sakin kalmaya tepki göstermemeye zorlarsınız. Yani önemsizleştirilen duygu ve düşünceleriniz içten içe sizi yaralasa da kendiniz için de önemsizleşir. Örneğin tepki verdiğiniz bir anda size ‘’çıtkırıldımsın, duygularını yönetemeyecek kadar zayıfsın, zayıf bir karaktersin’’ gibi cümlelerle karşılık vererek, asıl olayın sizin hassas duygularınız olduğuna inandırmaya çalışır.
- Zamanla yıpratırlar → Kademeli olarak artan yalan, suçlama ve alaycı tavır bir zamandan sonra pick noktasına ulaşır ve artık kendinizi savunamaz, doğru ile yanlışı ayıramaz, duygularınız ve gerçeklik arasında sıkışmış hale gelirsiniz. Manipülatörün bu davranışı kişide“Kaynayan kurbağa” sendromuna gibidir benzetmesi yapabiliriz. Yani ısı yavaşça yükseltilir, böylece kurbağa ona ne olduğunu asla anlamaz…
- Suçu terse çevirme: Duygu sömürüsü yaparlar ve kurban rolü oynarlar → Yaşanılan durumda suçlu olan o olmasına rağmen söylediği yalanlar ile hem kurban rolünü üstlenirler hem de bundan sizi suçlu tutarlar. Ve siz karşılaştığınız duygu sömürüsünü farkedemeyeceğiniz için durumdan kendinizi hatalı bularak özür dilemek zorunda kalırsınız. Yani siz haklıyken ve hakkınızı savunurken yaptıklarınız ve söylediklerinizde sizi suçlayacak bir şey bulur ve asıl suçlunun siz olduğu bir tabloda kendinizi bulursunuz. İlişki ve flörtlerde “tamam onu dedim de sen nasıl böyle yaparsın” benzeri bu tablolarda özür dileyen taraf olmaya başladığınızı görürsünüz.
- Sosyal destek sisteminden koparırlar → Gaslighting uygulayıcıları üzerinizde daha kolay kontrol sağlamak amacıyla sizi yakın çevreniz, arkadaşlarınız, ailenize yani sürekli bulunduğunuz ortamdan alıkoyar. Sosyal destek sisteminden koparıldığınızda yalnız kalarak karşı tarafa daha çok bağımlı hale gelirsiniz ve böylece artık gücünüz elinden alınmış , baskı, manipülasyon ve suçlamalara kolayca açık hale gelmiş olursunuz.
Gaslighting- Yakın ilişkiler Gaslighting
Gaslighting, romantik partnerlerden arkadaşlara, aileye ve patronlara kadar herhangi bir ilişkide, herhangi bir cinsiyet kombinasyonu arasında gerçekleşebilse de karşımıza en çok yakın ilişkilerde çıkmaktadır. Örneğin yaşadığınız durumda karşı tarafın son derece suçlu olduğunu biliyorsanız, suçlu olduğuna dair elinizde somut kanıtlar varsa ve bunu karşı tarafa ifade ediyorsanız genelde şu cümlelerle karşılaşırsınız: ‘’Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun, sana ne kadar değer verdiğimi biliyorsun,seni asla bilerek incitmem, sence ben bunu sana yapar mıyım, ben seni bırakır mıyım’’. Burada aslında yapılan şey topu size atarak sizi maruz kaldığınız o kötü durumla ve aklınızdaki sorular ile baş başa bırakmaktır. Bu tür sevgi dolu cümleleri söyleyerek sizi ikna etmeye, sizi kendisine daha fazla bağlamaya çalışacaktır. Bu tür davranışlar ve söylemlerle sizi daha fazla kontrol altında tutmaya, çizmiş olduğu çemberin dışına çıkmamanıza sebep olacaktır.
Gaslightingle başa çıkma yöntemleri nelerdir?
Gaslightinge maruz kalırken zedelenen en önemli unsur özgüven, özsaygı ve bilinçtir. Maruz kalınan manipülasyon ile tamamıyla karşı tarafa bağımlı hale gelme, kendi değer yargı ve düşüncelerimizi unutmamıza sebep olarak sadece karşıya güvenmemiz ve kendi asıl kimliğimizi unutarak güvenmeyi bırakmamız ile sonuçlanır. Bu sebeple çözüm üretirken ilk olarak özgüveni arrtırmak ile başlanmalıdır.
- Farkındalık kazanmak→ Özgüveni geri kazanmak veya arttırmak için yapılacak ilk adım farkındalık uygulamaktır. Gaslighting sizi kendinize yabancılaştırabilir, bu nedenle önce kendi düşünce ve duygularınızı dinlemeniz gerekir. Öğrenmenize ve iyileşmenize yardımcı olan olumsuz duyguları hissetmek için kendinize zaman ayırmayı öğrenmelisiniz.
- Duygu ve Düşünceleri onaylamak→ Zamanla karşı tarafa bağımlı hale gelme durumu, yaptığımız her hareketi bir dış onaya sunma ihtiyacına sahip olmamıza sebebiyet verir. Bu yüzden bilinçli olarak kendinizi doğrulama ve olumlama alıştırması yapmak faydalı olabilir. Örneğin, birinden bir düşünceyi, algıyı ya da duyguyu doğrulamasını isteme dürtüsü hissettiğinizde, bir dakikanızı ayırın ve onun yerine kendiniz için onaylayın.
İrem Berfin Ülger