Bir Psikiyatrisin Gizli Defteri – Histerik Körlük

“İnsanlar genelde hastalıklarının kafalarının içinde olduğunu duymak istemezler.” Alıntısı ile kitap yorumuma başlamak istiyorum. Gary Small’ın kaleme aldığı 336 sayfa 15 bölümden oluşan kitabımız yazarın mesleğe başladığı ilk yıllardan uzmanlaşmasına kadar başından geçen en ilginç ve dikkat çekici vakaları bölüm bölüm anlatması şeklinde ilerliyor. Diğer psikoloji ve kişisel gelişim kitaplarına nazaran akıcı ve sade bir dile sahip. Bununla birlikteolaylar bir devinim içinde hızlıca akıyor. Merak uyandırıcı olması insanı sayfaları merakla çevirmeye itiyor. Hani böyle bir aile büyüğünün dizlerinin dibine oturup onun anlattığı hikayeleri dinlersin ya bende böyle bir his uyandırdı. Aslında bizzat tecrübe etmememize rağmen bir terapinin, genel hatlarıyla tamamen benzerlik göstermese de, iç yüzünü görüyoruz. Bir psikoloji öğrencisi olarak kitapta geçen psikolojik terimlerin bizzat vakaları anlatırken kullanılması özellikle beden dili okuyarak tanı koymada harika bir örnek ortaya koyduğunu düşünüyorum. Sözlerime kitabın içerisinde beni en çok etkileyen bir bölüm hakkında bahsederek devam etmek istiyorum.
Histeri veya isteri psişik ve motor bozukluklar özellikle duygusal reaksiyonlarda taşkınlık, ani sinirlenme hareket bozuklukları, geçici kişilik değişimi ve günlük hafıza kaybı gibi çeşitli sistemlere ait psikomatik şikayetlerle belirgin psikonevrotik bozukluktur. Denetim dışına çıkıp kişinin işlevselliğini aksattığında aşırı hayal gücü ve korkuları ifade eden nevrotik zihinsel hastalığı tanımlar. Histeri ani sinirsel bir nevrotik hastalık olarak bilinir. Histerik hasta kendindeki ruh sağlığı bozukluğundan habersizdir.
Benim ise anlatmak istediğim ve dikkatimi çeken vaka Histerik Körlüktür. Ana kahramanımız Jason Rolley’in hayatı için önemli bir karar vermesi gerekiyordu. Babasının istediği Hukuk Fakültesi’nde mi yoksa kendi istediği Felsefe bölümünü mü okuyacaktı? Terapi sürecinde baskıcı ve despot bir babasının olduğundan bahsetti ve aslında ileride yaşayacağı histerik körlüğün temelini oluşturacaktı bu durum. İnsan, kendini ifade edemediği durumlarda beynini ve bilinç altını baskılamaktan kaçamıyor maalesef. Kontrol edemediğimiz duygular bizlerle yüzleşmek için fırsat kollar hale geliyorlar. Ama bazen de hala duygularımızdan kaçmak istediğimizde Rolly’in yaşadığı bu durumla karşılaşıyoruz. Babasının isteği yerine kendi isteğini tercih eden Rolley babasıyla girdiği kavgada aslında yıllarca itaat ettiği babasına başkaldırıyor. Aynı zamanda da bu duyguyla yüzleşmek istemeyince, en azından bilinçdışı bir düzeyde kendisine engel olabilmek için, zihni Jasonu kör olduğuna inandırmıştır. Yazımı son olarak kitaptan bir alıntıyla bitirmek istiyorum. “Hepimizin özgür iradesi vardır ama ancak gözlerimizi geçmişimizin ve bugünümüzün gerçeklerine açtığımız zaman özgür iradeden olabildiğince yararlanırız .”
Hatice Gündoğdu

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content