Deprem sonuçları çoğu zaman kesinkes belirlenemeyen bir doğal afettir. Bu belirsizlik de korkularımızı uyaran ve korkularımızın gün yüzüne çıkmasına sebep olan bir tetikleyici halini alır. Korkularımızın kaynağı genelde kendi hayatımızla ilgili problemlerken deprem korkusu yani seismophobia, ayrıca yakın çevremizin ve sevdiklerimizin kaybıyla alakalı bir korku temeline de sahiptir. Deprem kelimesi negatif ve üzücü olaylarla ilişkilendirildiği için kişi üzerinde “bu korkuyla baş edemeyeceğim” şeklinde bir tehdit oluşturur. Ancak eklemek isterim ki depremle ilgili olumsuz düşüncelerimiz oldukça olası ve deprem gibi doğal bir durumdur. Deprem korkusu gün içerisinde sürekli tedirgin olmamıza sebep olur. İlerleyen zamanda yaşanan tedirginlik kişiyi tehlikeden uzak durma gibi bir çözümü uygulamaya yönlendirir. Çözümler genellikle kapalı alanlardan uzak durma, evde yalnız kalmak istememe veya sevdiğimiz kişilerin evde yalnız kalmasına tahammül edememe gibi çeşitlendirilebilir. Özellikle ebeveynler çocukları onların yanında değilken sürekli bu korkuyla baş etmeye çalışırlar. Deprem korkusunun belirtilerine maruz kalınan enkaz görüntüleri de eklendiğinde kişilerin kendilerini enkaz içerisinde olduklarını hayal etmesi olasıdır ve bu durum korku duygusunu fazlasıyla besler. Depremle ilgili rüyalar görmek, en ufak seste veya ani bir harekette irkilme depremden sonra insanlarda sıkça görülen travma kaynaklı problemlerdir. Davranışların yanı sıra öfke ve çaresizlik de korkuya eşlik eden muhtemel duygu durumlarıdır.
Peki Nasıl Başa Çıkarız?
Deprem korkusu aklımızda negatif ve umutsuz inançların var olmasına kapı açar. Bu inançlara en etkili ilaç bir rutine sahip olmak ve onu devam ettirmeye çalışmaktır. Bu kişiye değerlilik hissini verir. Fobilerin ortak çözümlerinden biri de korkunun üzerine gitmektir. Kendinizi konuşmaya hazır hissettiğinizde alacağınız destekle beraber kaygılarınızdan bahsetmek ve onların üzerine gitmek işe yarayabilecek çözümlerdir. Gelecekte deprem olabilme ihtimaline karşı olan kaygılarımızla mücadele etmek için ise yine deprem üzerine konuşmak, deprem sırasında neler yapacağınıza dair planlar oluşturmak işe yarar sonuçlar doğurur. Çocuklar içinse ebeveynler rol model olmalıdırlar. Duygularını nasıl kontrol edecekleri konusunda daha az tecrübeli olan çocuklar çevrelerinde gördükleri sakin tutumları izler ve öğrenir. Bunun yanında aileler depremle ilgili bilgileri çocuklarının yaşına uygun olacak şekilde vermelidirler.
Yazımızın bu kısmına kadar kendi imkanlarımızı kullanarak yönetmeye çalıştığımız deprem korkusu ve kaygısı hala devam ediyor olabilir. Özellikle depremden bir ay sonrasında bile günlük hayatınıza, rutinlerinize dönemiyor ve korkularımızda hiçbir azalma hissetmiyorsak bir uzmandan destek almak çözüm açısından önemli bir yere sahiptir.
yüzüne çıkmasına sebep olan bir tetikleyici halini alır. Korkularımızın kaynağı genelde kendi hayatımızla ilgili problemlerken deprem korkusu yani seismophobia, ayrıca yakın çevremizin ve sevdiklerimizin kaybıyla alakalı bir korku temeline de sahiptir. Deprem kelimesi negatif ve üzücü olaylarla ilişkilendirildiği için kişi üzerinde “bu korkuyla baş edemeyeceğim” şeklinde bir tehdit oluşturur. 
Ancak eklemek isterim ki depremle ilgili olumsuz düşüncelerimiz oldukça olası ve deprem gibi doğal bir durumdur. Deprem korkusu gün içerisinde sürekli tedirgin olmamıza sebep olur. İlerleyen zamanda yaşanan tedirginlik kişiyi tehlikeden uzak durma gibi bir çözümü uygulamaya yönlendirir. Çözümler genellikle kapalı alanlardan uzak durma, evde yalnız kalmak istememe veya sevdiğimiz kişilerin evde yalnız kalmasına tahammül edememe gibi çeşitlendirilebilir. Özellikle ebeveynler çocukları onların yanında değilken sürekli bu korkuyla baş etmeye çalışırlar. Deprem korkusunun belirtilerine maruz kalınan enkaz görüntüleri de eklendiğinde kişilerin kendilerini enkaz içerisinde olduklarını hayal etmesi olasıdır ve bu durum korku duygusunu fazlasıyla besler. Depremle ilgili rüyalar görmek, en ufak seste veya ani bir harekette irkilme depremden sonra insanlarda sıkça görülen travma kaynaklı problemlerdir. Davranışların yanı sıra öfke ve çaresizlik de korkuya eşlik eden muhtemel duygu durumlarıdır.