DSM-5’teki 3 Yeni Bozukluk Kategorisi: İstifçilik, Sosyal İletişim ve Yıkıcı Duygudurum Düzenleyememe Bozukluğu

 

1. İstifçilik Bozukluğu

DSM-5’te Obsesif Kompülsif ve İlgili Bozukluklar kategorisinde yer alan istifçilik bozukluğu, herhangi bir eşyayı elden çıkarma veya atma konusunda ciddi sıkıntılar yaşama ile tanımlanır. İstifçilik bozukluğu olan kişiler, eşyalardan kurtulmakta zorlanırlar. Aşırı biriktirme davranışı, eşyanın maddi değerinden bağımsız olarak gerçekleşir. Semptomlar, her bireyde hafiften şiddetliye doğru farklılıklarla seyreder. Bu sebeple, bozukluğun kişinin günlük yaşamındaki işlevselliğini etkileme derecesi de, bu semptomların şiddetine bağlı olarak değişir. 

Tanı Kriterleri

  • Gerçek değeri fark etmeksizin eşyaları elden çıkarmada sürekli zorluk.
  • Eşyayı saklamak gerektiği algısı ve atmada güçlük.
  • Eşyaları atmama sonucunda aktif yaşam alanının biriktirilen eşyalar ile kısıtlanması. 
  • Kişinin sosyal, mesleki veya diğer önemli yaşam alanlarında işlevselliğinin bozulması.
  • Davranışın başka bir tıbbi durum ile açıklanamıyor olması. 
  • Davranışın başka bir zihinsel bozukluk ile açıklanamıyor olması.

Belirtileri

  • İhtiyaç duyulmayan ögeleri yer olmadığı halde biriktirmek ve elinde tutmak.
  • Gerçek değeri ne olursa olsun eşyaları atmakta kalıcı zorluk.
  • Eşyaları atma fikrine üzülmek.
  • Eşyaları saklama ihtiyacı hissetmek.
  • Evin ve/veya odanın biriktirilen eşyaların dağınıklığı sebebiyle kullanılamayacak duruma gelmesi.
  • Eşyaların eşsiz olduğuna inanmak.
  • Her eşyanın bir gün işe yarayacağını düşünmek.
  • Eşyalarla dolu odada daha güvende hissetmek.
  • Eşyalara anlamlar ve duygular yüklemek.
  • Kararsızlık, mükemmeliyetçilik, kaçınma, erteleme, planlama ve organize etme ile ilgili sorunlara yatkınlık. 

Sebepleri

  • Genetik yatkınlık.
  • Beyin işlevi.
  • Stresli yaşam olayları. 

Risk Faktörleri

  • Kararsız bir kişiliğe sahip olmak.
  • Aile bireylerinde istifçilik bozukluğuna sahip birinin olması.
  • Stresli bir yaşam olayının ardından, bununla etkili bir şekilde baş edemiyor olmak. 
  • Beyin işlevlerinde anormallik.
  • Beyin yaralanmaları.

Tedavi

  • Bilişsel davranışçı terapi ile, kişiler yavaş yavaş eşyaları atma ile ilgili düşüncelerini değiştirirler ve böylece daha az zorluk çekmeye başlarlar. Ayrıca, terapi süresince, karar verme ve duyguları kontrol etme gibi becerileri de öğrenirler. 
  • İlaç ise diğer bir tedavi yöntemidir ve semptomların hafifletilmesine yardımcı olur. 

 

 

2. Sosyal İletişim Bozukluğu

 

DSM-5’e yeni bir bozukluk kategorisi olarak eklenen sosyal iletişim bozukluğu, kişinin sosyal ortamlarda, sözlü ve sözsüz iletişim kurma ile iletişimi doğru bir şekilde anlama konusundaki yetersizliği ile tanımlanır. Henüz ortaya çıkış sebepleri tam olarak bilinmemektedir. Bozukluğun değerlendirme aşamasında, farklı uzmanların bir araya gelerek değerlendirme yapması önemlidir. Dil ve konuşma terapistleri, sosyal iletişim bozukluğu ve otizm spektrum bozukluğu arasındaki ayırıcı tanıda önemli bir rol oynar. 

Tanı Kriterleri

  • Sosyal bağlama uygun bir şekilde selamlaşma ve bilgi paylaşımı gibi işlevlerde bozulma. 
  • Ortama ve kişiye özgü farklı iletişim kurmada zorluk. Bu zorluk, sosyal bağlama özgü iletişim ve dinleyicinin ihtiyacına göre iletişimde sıkıntılar yaşama ile açıklanır. Örneğin, bir yetişkinle konuşurken farklı, bir çocukla konuşurken farklı bir üslup gerekmektedir. Ancak, sosyal iletişim bozukluğundan mustarip kişiler bu konuda yetersiz kalabilmektedir. 
  • Sözel ve sözel olmayan dil ipuçlarının nerede ve nasıl kullanılacağı hakkında sıkıntı yaşama. 
  • Çıkarım yapma, deyimleri anlama, yorumlama, mecaz ve mizah gibi açıkça ifade edilmeyen durumları anlamada güçlük çekme. 
  • Etkili iletişim, sosyal ortamlara katılım, sosyal ilişkiler, akademik başarı ve mesleki performanstaki işlevselliğin etkilenmesi. 
  • Semptomların erken gelişim dönemlerinde başlamış olması. 
  • Bozukluğun başka bir tıbbi veya nörolojik durumla veya dil bilgisi eksikliğiyle açıklanamıyor olması.

Belirtileri

  • Bağlama uygun selamlaşma kullanamamak.
  • İletişim tarzını sosyal ortama uygun olarak değiştirememek.
  • Hikaye anlatmada güçlük.
  • Hikaye anlamada güçlük.
  • İletişimi başlatma, devam ettirme ve bitirmede güçlük.
  • Kendini ifade etmede güçlük.
  • Yanlış anlaşıldığında kendini yeniden ifade edememek.
  • İletişim esnasında uygun jest ve mimikleri kullanamamak.
  • İletişim esnasında konuşmacının sözel olmayan ipuçlarını yorumlayamamak.
  • Mecazi dili anlamada güçlük.
  • Arkadaşlık kurma ve devam ettirmede güçlük.

Tedavi

Tedaviler, kişilerin doğal sosyal ortamına aktif olarak katılımını sağlama ve bağımsız iletişim kurma konusunda destek verme amaçlıdır. Farklı tedavi yöntemleri bir arada veya ayrı olarak tercih edilebilir. 

  • Davranışsal müdahaleler, öğrenme ilkelerini kullanarak kişilere yeni davranışlar öğretirler. Bu bağlamda, ödül sistemi sık kullanılır.
  • Akranları sosyal ortama dâhil ederek iletişimi kolaylaştırma diğer bir tedavi yöntemidir. 
  • Dil bilgisi, kelime bilgisi, sosyal yetenekler, sosyal problem çözme, anlama, yorumlama ve çıkarım yapma gibi alanlarda eğitim verme de tedavi çeşitlerindendir.
  • Model alarak öğrenme ilkelerine bağlı olan video temelli tedavi yöntemi ise, kişinin video kayıtlarını izleyerek gözlem yapmasını ve sosyal ortamlarda nasıl iletişim kuracağını ve davranacağını öğrenmesini sağlar.

3. Yıkıcı Duygudurum Düzenleyememe Bozukluğu

 

 

DSM-5 revizyonu ile birlikte, duygudurum bozuklukları kategorisine yeni dâhil edilmiş olan yıkıcı duygudurum düzenleyememe bozukluğu, çocuklarda kronik olarak huzursuzluk, sık ve şiddetli öfke nöbetleri ile tanımlanır. Yaşlarına uygun bir şekilde, duygularını düzenlemekte zorluk yaşayan çocuklar öfke nöbetleri haricinde de sinirli olurlar. Yıkıcı duygudurum düzenleyememe bozukluğu, çocuklarda artan bipolar bozukluk tanı oranlarını düşürmek amacıyla eklenmiştir. Çocuğun öfkeli durumu, aile içinde, akranlarıyla birlikte ve okulda öğretmenlerine karşı da gerçekleşir. Yani, çocuktaki tek bir ortama özgü öfke, yıkıcı duygudurum düzenleyememe bozukluğu değildir. Yıkıcı duygudurum düzenleyememe bozukluğu tanısı almış çocukların, yetişkinliklerinde depresyon ve kaygı gibi sorunlarla karşılaşmaları daha olasıdır. 

Tanı Kriterleri

  • Gelişim düzeyine uygun olmayan şiddetli öfke nöbetleri.
  • Gün içinde huzursuz ve sinirli duygudurum.
  • Semptomların 12 ya da daha fazla aydır devam ediyor olması.
  • Semptomların en az iki farklı alanda (ev, okul, akran ortamı) gerçekleşiyor olması.
  • 6 yaşından küçük ve 18 yaşından büyük olmamak.
  • Bozukluğun başka bir bozukluk ile açıklanamıyor olması.

Sebepleri

  • Mizaç: Huysuzluk, endişe, sinirlilik, zor davranış.
  • Aile: Düşük ebeveyn desteği, ebeveynlerin aile içindeki düşmanca tavırları, ebeveynlerin madde kullanımı, aile içindeki çatışmalar.
  • Akademik: Okuldaki disiplin sorunları.

Risk Faktörleri

  • Kronik huzursuzluk.
  • Küçük yaşlardan itibaren stresli durumlarla başa çıkmak ve uyum sağlamak zorunda kalma.
  • Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı almış olma.
  • Herhangi bir kaygı bozukluğu tanısı almış olma.
  • Erkek cinsiyet.

Komorbidite Riski

  • Bipolar bozukluk.
  • Otizm spektrum bozukluğu.
  • Davranış bozukluğu.
  • Dikkat eksikliği ve hipekaktivite bozukluğu.
  • Majör depresif bozukluk. 
  • Kaygı bozuklukları.
  • Madde kullanım bozukluğu. 

Tedavi

  • Çocuklar için diyalektik davranış terapisi, duyguları düzenlemeyi ve nöbetler ile baş etmeyi öğretmeyi amaçlar. Çocuk bu sayede, kişilerarası ilişkilerinde etkili beceriler geliştirir, bilinçli farkındalığı kavrar ve duyguları kontrol etmeyi öğrenir.
  • Aile eğitimleri ise, diğer tedaviye ek önemli bir yöntemdir. Bu sayede, ebeveynler çocukları için yeni beceriler öğrenirler. Öfke nöbetleri sırasında nasıl davranacaklarını ve kendi duygularını nasıl düzenleyeceklerini öğrenirler. 
  • İlaçlı tedavi ise, genellikle psikoterapi ve psikoeğitimin yetersiz kaldığı durumlarda veya bunlara ek olarak başvurulan bir tedavi yöntemidir. 

 

Yazan: Eda Mat

Kaynak: https://www.verywellmind.com & https://childmind.org & https://www.asha.org https://www.mayoclinic.org & https://www.psychiatry.org 

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content