Erken Çocukluk Döneminde Yaşanan Yoksulluk Çocuğun Gelişimini Olumsuz Etkiliyor

Araştırmalara göre erken çocukluk döneminde yaşanan yoksulluk çocuğun gelişimini olumsuz etkiliyor…

Yoksulluk, genellikle düşük harcanabilir hane geliri, sosyal olarak algılanan ihtiyaçların zorunlu olarak karşılanmaması (örn. maddi yoksunluk) ve geçim sıkıntısı göstergeleri kullanılarak ölçülen çok boyutlu bir kavramdır.

Yoksulluğun çocuk gelişimi açısından olumsuz sonuçlarını belgeleyen çok sayıda literatür vardır. Yapılan bir araştırmada yoksulluk ile çocukların sonuçları arasındaki ilişkiyi, bilişsel yetenek, eğitim ve sosyal ve davranışsal gelişim de dahil olmak üzere bir dizi refah göstergesi belgelenmiştir. Düşük gelirli ailelerden gelen çocukların bilişsel, duygusal ve davranışsal gelişim değerlendirmelerinde ortalama olarak daha düşük sonuçlar elde etmektedir. Ancak yine de hane halkı gelirinin kendi içinde ve dışında yaratabileceği herhangi bir etkiyi, ebeveyn eğitimi, meslek sınıfı veya mahalle kalitesi gibi ilişkili faktörlerden ayırmak zordur. Bu yüzden hane geliri ile çocuk sonuçları arasındaki ilişkiye ilişkin çalışmalarda, hem hane gelirinin çocukların bilişsel ve davranışsal gelişimi üzerindeki doğrudan nedensel etkilerine hem de ebeveyn refahı yoluyla dolaylı etkilere dikkat çekilmiştir.


İrlanda’da 2007-2008 doğumlu çocuklardan oluşan bir grupla yapılan çalışmada çocukluğun ilk yıllarında (9 aydan 9 yaşına kadar) hane halkı yoksulluğu ile bilişsel ve davranışsal gelişim arasındaki ilişki araştırılmıştır. Sonuçlar, yoksulluk süresine göre İrlandalı çocukların 9 yaşındaki bilişsel ve davranışsal sonuçlarında önemli eşitsizlikler olduğunu göstermektedir. En az bir kez yoksulluk çeken çocukların bilişsel ve davranışsal sonuçları daha düşük çıkmıştır. Yoksulluğun çocukların sonuçları üzerindeki etkilerini analiz etmeye yönelik iki ana teorik model kullanılmıştır. Bunlar Aile Yatırım Modeli (FIM) ve Aile Stres Modelidir (FSM). FIM, ebeveynlerin finansal, sosyal ve beşeri sermayelerini çocuklarının becerilerini ve refahını geliştirmek için kullandıklarını ileri sürmektedir. FSM ise ekonomik sıkıntı, ekonomik baskı, ebeveynlerin psikolojik sıkıntıları ile çocuk sonuçları arasındaki ilişkiyi öne sürmektedir. Genellikle FIM temelli çalışmalar bilişsel yetenek ve eğitimsel sonuçlardaki farklılıkları analiz etme eğilimindedir. FSM ise öncelikle çocuğun ruh sağlığını, öznel refahını ve davranış uyumunu tahmin etmek için kullanılır. Özellikle 3 ve 5 yaşlarındaki çocukların bilişsel yeteneklerinde önemli bir hane geliri değişimi olduğu belgelenmiştir. Ayrıca çocukların erken bilişsel gelişimine ilişkin ülkeler arası karşılaştırmalı bir çalışmada, ABD’deki yüksek gelirli ve orta gelirli haneler arasında çocukların test puanları arasında Avustralya, Kanada veya Birleşik Krallık’a kıyasla daha büyük farklar bulunmuştur. Ayrıca eğitim başarısının aile kaynaklarında çocuk bakımı, evde bulunan kitaplar ve evde öğrenme faaliyetleri gibi okul öncesi dönemde çocuklara yapılan yatırımlara güçlü bir şekilde bağlı olduğunu bulunmuştur.
Yoksulluk ayrıca çocukların erken yaşlardan itibaren ruh sağlığı ve sosyal ve davranışsal gelişimindeki farklılıklara da katkıda bulunur. 14 yaşına geldiklerinde, en az bir dönem gelir yoksulluğu yaşayan İngiliz çocukların stres, duygusal ve davranışsal zorluklar ve düşük refah riski, gelir yoksulluğu yaşamamış çocuklara göre daha yüksek çıkmıştır. Hem maddi yoksunluk hem de maddi sıkıntı yaşayan ailelerde yaşayan İngiliz çocuklar, 7 yaşındayken de davranış sorunları açısından en yüksek risk altında çıkmışlardır.


İrlanda, ‘Kelt Kaplanı’ patlamasının ardından gelen 2008-2011 ekonomik krizi nedeniyle yoksulluğun çocuk gelişimi açısından uzun vadeli sonuçlarının incelenmesi açısından özellikle önemlidir. Hane halkı gelirlerinde azalmalar, ekonomik durgunluğa ilişkin öznel algılar, yaygın ebeveyn iş kaybı ve geçim sıkıntısının çocuklar açısından yoksulluğun kısa ve uzun vadeli sonuçlarının analiz edilmesine yardımcı olmuştur. İrlanda’da ikamet eden tüm çocukları içeren Çocuk Yardımı kaydından rastgele seçilen, 2008’de doğan yaklaşık 11.000 çocuğun seçilmesiyle çalışmaya başlanılmıştır. Çalışma için aileler ilk kez 2008/2009’da çalışma çocuğu 9 aylıkken ziyaret edilmiştir. Daha sonrasında çocuk 3 yaşındayken ve 5 yaşındayken tekrar takip edilmiştir. 2008’deki ziyaret İrlanda’daki mali ve ekonomik krizin başlangıcıyla aynı zamana denk gelmiştir. Ancak aileler aslında 3 yaşındaki takipte yani 2011’de krizin en kötü etkilerini yaşamışlardır. Sonrasında işsizlik 2011-2013 (3 yaş ve 5 yaş takibi) arasında %13’e kadar yükselmiş ve 9 yaşına gelindiğinde işsizlik kriz öncesi %5 civarındaki seviyelere gerilemiştir. Çalışma sırasında eğitimli görüşmeciler 3, 5 ve 9 yaşlarında çocuğun evinde yaşına uygun bilişsel yetenek testleri uygulamışlardır. 3 ve 5 yaşlarında iki İngiliz Yetenek Ölçeği (BAS) testi kullanılmıştır. 9 yaşında farklı bir bilişsel değerlendirme grubu uygulanmıştır: Revize Edilmiş Drumcondra Temel Okuma Testi (DPRT-R) ve Seçici Dikkat Testi (SAT). DPRT-R, İrlanda ulusal ilkokul müfredatını temel almaktadır. SAT da çocukların dikkat dağıtıcı bilgileri göz ardı ederek bir harita üzerinde 80 küçük sembolü bir dakika içinde bulma yeteneğini değerlendirmektedir. Yani okuma yeteneği veya müfredat bilgisinden ziyade dikkat kapasitesini ölçmektedir. Çocukların davranış gelişimini ölçmek için de Güçlü Yönler ve Zorluklar Anketi (SDQ) kullanıldı. Toplam dört al ölçekten oluşan test duygusal belirtiler, davranış sorunları, hiperaktivite/dikkatsizlik ve akran ilişkileri sorunlarını içermektedir. Maddi yoksunluk da hane halkının İrlanda toplumunda geleneksel olan malları veya faaliyetleri karşılayabilme becerisine atıfta bulunan dokuz madde kullanarak ölçülmüştür. Bunlar: her iki günde bir et, tavuk veya balık (veya vejetaryen eşdeğeri) içeren yemekler yemek; haftada en az bir kez et kızartması yemek; ikinci el kıyafet yerine yeni satın almak; her hane üyesinin sıcak, su geçirmez bir ceketi vardır; iki çift sağlam ayakkabı; yıpranmış mobilyaların değiştirilmesi; evi yeterince sıcak tutmak; ayda bir kez bir içki ya da yemek için arkadaşlarla aile buluşması; yılda en az bir kez ailenize veya arkadaşlarınıza hediye almaktır. Bu dokuz maddeden iki veya daha fazlasının zorunlu olarak eksik olduğunu bildiren haneler, tanımlayıcı analizimizde maddi yoksunluk içinde sayılmaktadır. Bunun gibi devam eden birçok ölçekler kullanılarak çalışmalara devam edilmiştir. Çalışmalar sonucunda özellikle üç yaş civarında kısa süreli bile olsa bir yoksulluk deneyiminin yaşanmasının hem doğrudan hem de dolaylı olarak çocuğun gelişimine olumsuz etkilerde bulunduğu görülmüştür. Bunların çözümü için ebeveyn yatırımı ve ebeveynlik stresinin yoksulluğun etkilerine aracılık ettiğinden, yoksulluğun düzeyini iyileştirecek müdahaleler tasarlanabilir. Bu nedenle, daha yoksul hanelerin, daha az ebeveynlik stresi yaşarken çocuklarıyla birlikte bilişsel açıdan teşvik edici faaliyetlere katılmaları sağlanabilir.


Ecem Kozan

KAYNAKÇA

https://osf.io/preprints/socarxiv/hxce8


https://www.instagram.com/sinirbilimt/?hl=hi

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content