Kıyaslama Yaparak Kendinizi Öldürüyor musunuz?

Kendinizi başkalarıyla kıyaslamayı bırakın

Kabul edelim: Hayatınız boyunca bunu yaptınız. Şu anda, bu makaleyi okurken bile yapıyor olabilirsiniz ve yapmıyorsanız, muhtemelen yapmayı yeni bitirdiniz veya birkaç dakika içinde tekrar yapacaksınız. Hepimiz kendimizi diğer insanlarla kıyaslarız ve bu kırılması elzem bir alışkanlıktır.

Hayatımızın ilk yıllarından itibaren, belirli durumlarda nasıl davranacağımızı öğrenmek için çevremizdekilere bakarız. Bu, yeni beceriler edinmemizi ve fikirleri doğrudan deneyimden ziyade gözlem yoluyla geliştirmemizi sağlayan harika bir öğrenme aracıdır. İşin raydan çıktığı nokta ise bu gözlemleri olumsuz yargılarda bulunmak ve diğer insanlarla kıyaslama yapmak için kullandığımız zamandır. Kıyaslamalarla ilgili en erken tecrübelerimizin temelinde ebeveynlerimiz yer alır: “Neden kardeşin gibi uslu olamıyorsun?” ya da öğretmenler, “Johnny bu sınıftaki en iyi öğrenci” ve nihayetinde arkadaşlar, “Sydney senden çok daha iyi.”

İki veya daha fazla fiziksel nesneyi veya fikri karşılaştırmak iyi seçimler yapmanıza yardımcı olabilir ve birçok yönden bu karar verme süreci kim olduğunuzu tanımlamanıza yardımcı olur. Ancak iki insanı gerçekten karşılaştırabilir misiniz? Çoğu senaryoda insanlar basit karşılaştırmalar için fazla karmaşık bir yapıya sahiptir.

Diğer insanlarla yapılan kıyaslamalar özellikle duygusal veya yaratıcı bir bağlamda kullanıldığında sakıncalıdır. Bir terapist olarak, insanların uygunsuz karşılaştırmalar yaptığını sıklıkla duyuyorum ve devamlı olarak onları caydırmaya çalışıyorum. Örneğin, kısa bir süre önce aktif olarak kendisini gururlandıran çalışmalar yapan ancak eserlerine ilgi gösteren bir kitle bulmakta zorlanan bir ressamla çalıştım. Ofisime geldi ve bana başka bir ressam arkadaşının daha yeni bir kişisel sergi açtığını ve birkaç eserini sattığını söyledi: “Benim yanlış yaptığım şey ne? Bu kadar mı yeteneksizim? O benden çok daha mı iyi?” Elbette hiçbir zaman bu kadar basit değildir, ancak bunu her zaman yapıyoruz. Başka bir kişinin neler yaşadığını asla tam olarak bilemezsiniz. Arkadaşının başarısını kendisini yermek için kullanarak her ikisinin de başarılarını aşağılamıştır.

Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak, özellikle de kreatif ya da duygusal boyutlarda, neredeyse her zaman insanın kendini cezalandırması için bir araçtır. Başkalarının başarılarına saygı duymak, kendi başarılarınızı itibarsızlaştırmanızı gerektirmez. Arkadaşınızın, komşunuzun veya meslektaşınızın yaptıklarına veya başardıklarına bakmaktan kendinizi alıkoyamıyorsanız, yakınınızdakilere bakarak kazanç elde edebileceğiniz iki yol olduğunu aklınızda bulundurun:

1.Yardımseverlik. Arkadaşınızın tabağına bakmanın temel değeri, onun yeterince yiyeceğe sahip olduğundan emin olmaktır. Eğer varsa, ona iyi dileklerinizi iletin, buradan hedeflerinize ve hayatınıza odaklanmaya devam edin. Eğer yoksa, o zaman yemeğinizi onunla paylaşın, bu ikinizi de zenginleştirecektir.

2. İlham almak. Başkalarının başarılarını olumsuz kıyaslamalar yapmadan onurlandırarak, onların üzerinde parlayan ışığın size yansımasına olanak tanırsınız. Kendi özgün tarzınızda harika şeyler yapmak için size ilham vermelerine izin verin.

Çeviren: Fatma Dilara Birer

KAYNAKÇA

https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-creative-imperative/201108/killing-yourself-comparison

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content