Josh Safdie ve Benny Safdie kardeşlerin yönettiği ve Robert Pattinson gibi ünlü oyuncuların da yer aldığı dram, suç ve gerilim öğeleri içeren film 2017’de vizyona girmiş ve IMDB’den 7.3 puanı almıştır.
Safdie kardeşler filmlerini çekerken samimiyet, sıcaklık ve gerçeklik unsurlarına büyük yer verir. Ayrıca çekim teknikleriyle ve kullanılan renk paletiyle izleyicilerin başını döndürerek sarhoş eder. Filmlerinde işlediği ana karakterler metropollerde yaşayan ve göz önünde olan, dikkat çeken kişilerdense yanından geçtiğinde fark edilmeyen, kalabalık bir yalnızlık çeken, dar ve boş sokaklardaki insanlar olmuştur. Çoğu insanın bile değersiz gördüğü k bakmaya bile zaman ayırmadığı sıradan ve düşük kabul edilen bu insanlar Safdie kardeşlerin filmlerinde her zaman yer almışlardır.
Bu filmde de Benny ve Josh kardeşler başarısız bir soygundan sonra cezaevine düşen zihinsel engelli kardeşin (Nick) ve onu kurtarmak için zamana karşı yarışacağı bir geceyi yaşayacak olan ağabeyin (Connie) trajik, sarsıcı ve dramatik suç hikayesini ele alıyor.
Safdie kardeşlerin fakir ve karanlık hayatın gerçeklerini işlediği filmdeki kardeşlerden biri olan Connie, hayat ve sosyal düzen konusunda sorun yaşayan biridir. Geçmişten beri bir düzensizlik içinde yaşayan Connie ailesi de dahil çevresindeki çoğu kişiyle sorunlar yaşamaktadır. Derin bir yalnızlık psikolojisinde olan karakterin önemsediği belki de tek şey her zaman ona güvenen kardeşi Nick’dir. Nick ise mental, zihinsel sıkıntıları olan engelli biridir.
Bu yok oluşun hikayesi bir hastanenin psikiyatri servisinde başlar. Bu sahnede doktor, Nick’i mental durum muayenesine sokar. Nick, durgun ve boş bir şekilde bakıp yalnızca soru sorulduğunda cevap vermektedir bu da doktorun işini olduğundan daha zor hale getiriyor. Nick’e sorulan ilk soru “Dereyi görmeden paçaları sıvama” sözü sana ne ifade etmektedir? Bu deyimin sorulmasındaki amaç karakterin soyutlama becerisini test etmektir. Nick’in verdiği cevap ise “Paçaları sıvama” olmuştur ve doktor tatmin olmayarak bu cevap doğrultusunda notunu alır. Burada görüyoruz ki karakterimizin soyutlama becerisi yetersizdir. Doktor notlarını alırken Nick karakterimiz ona “Ne yazıyorsun oraya” der. Seanslarda bu tip sorular gayet doğaldır. Danışan karşısındaki görüşmecinin ne yazdığını genellikle merak eder hatta okumak da isterler. Burada görüşmecinin yapması tavsiye edilen şeylerden biri neden not alması gerektiğini danışana açıklayıp çok isterse okumasına da izin verebileceğini söylemektir. Bu gibi durumlarla karşılaşacağını tahmin eden terapistler de danışanın yanında her şeyi açık not almazlar kendi anlayacağı şekilde veya eksik not alıp daha sonra tamamlarlar. Filmde de doktorumuz bu notların yalnızca kendisi için olduğunu ve unutmamak için yazdığını söyler. Ardından yeni bir soru sorar “Ağlamayan bebeğe mama vermezler.” Nick bu soru karşısında adeta dona kalmıştır cevap vermeden boş ve düşünceli gözlerle yere bakmaktadır.
Ardından doktor bu kısımları atlayıp başka bir soyutlama becerisini ölçen sorular sormaya geçer “Kelimeleri karşılaştırma.”
-Kedi ve fare bu ikisi sana ne çağrıştırıyor?
-Birbirlerinden hoşlanmazlar.
Burada doktorun beklediği soyutlama becerisine uygun olan cevap genellikle “İkisi de hayvandır” şeklinde olur. Ama Nick bu soruya agresif ve soyutlama becerisinin eksik olduğunu gösteren bir cevap vermiştir. Belki de bunun sebebi geçmiş yaşantıları ve onu bu agresifliğe, şiddet yorumlaması yapmaya iten olaylar yaşamıştır. Doktorun bir sonraki sorusu da bunu cevaplar niteliğindedir.
-Makas ve tava ne açıdan benzerlerdir
-İkisiyle de kendini yaralayabilirsin.
Bu cevaptan sonra doktor, Nick’e neden böyle bir cevap verdiğini sorar Nick ise gözlerinden yaşlar akarak, bu eski yaşantılarını düşünen danışanlar için çok normaldir, küçükken tavada elini yaktığını söyler. Doktor olayı biraz daha araştırmaya başlayınca da Nick’in çocukluk travmalarına dair daha derin şeyler öğreniyoruz. Görünen o ki Nick şiddet görerek, kaos içinde ve sorunlarla beraber büyümüştür. Bu anısında da büyükannesiyle kavgaya tutuşan Nick tavayı ona fırlattığını fakat duvara çarptığını söyler.
İlerleyen sahnelerde Nick ve ağabeyi Connie başarısız bir banka soygunu yaparlar ve Nick hapse girer. Kardeşinin kefaret parasını ödemek için Connie, soğuk ve çaresiz gecelerde eksik parayı bulmaya çalışır. Cezaevinde ise işler Nick için oldukça zorlaşmaktadır. Zihinsel durumundan dolayı Nick sosyal çevreyle uyumlu hareket edemeyen biri olarak diğer mahkumlarla anlaşamıyor, kavgalar ediyor ve şiddet görüyor bir yandan da doktor ve Nick’in büyükannesi tüm suçu Connie’nin üstüne yıkarak Nick’i cezaevinden çıkartıp psikiyatri servisinde tedavi ve rehabilitasyon görmesi için Nick’e baskı yapıyorlar.
Aranan bir suçlu olarak metropolün karanlık ve gergin gecelerinde dolaşan Connie, sosyal hayatı çok da iyi olmamasıyla beraber kardeşi dışında kimseye de bir bağlılık hissetmeyen birisidir. Nitekim kardeşinin kefaret parasını bulmak için de iletişim kurduğu birçok kişiyi amacı doğrultusunda kullanmaya çalışmıştır fakat başarılı olamamıştır.
Connie karakterinin böyle bir kişiliğin oluşmasında geçmiş yaşantıların ve çocukluk anılarının Nick ile benzer olması da büyük bir etkendir. Bütün çareleri tükenen ve artık köşeye sıkışmış olan Connie karakteri umutsuzluk, çaresizlik, kaygı ve gerilimle başarısızlık hissine yenik düşmüş ve polise yakalanmıştır. Nick ise sonunda gördüğü baskılara dayanamayarak istemese bile abisi aleyhine ifade vermiş cezaevinden çıkarak rehabilitasyon merkezine yatırıldı. Yine yüzünde soluk ve boş ifadelerle grup çalışmalarının yapıldığı yere giden Nick odaya ilk adımını attığından itibaren meraklı, şaşkın ve tedirgin ifadelerle oraya ait olup olmadığına karar veremiyor gibiydi fakat zaman geçtikçe oraya uyum sağlamaya başladı. Böylece bu yok oluş hikayesi bir kardeşi dibe doğru sürüklerken diğerini yeniden doğma yoluna sürüklemişti.
Erdem Tiren
KAYNAKÇA