Güzelliğin ve Müziğin İyileştirici Gücü

Güzelliğin ve Müziğin İyileştirici Gücü

Hepimiz hayatımızda güzelliğe ihtiyaç duyarız. Güzellik içinde yaşamak, çalışmak ve var olmak her şeyi biraz daha iyi hale getirir. Şu an bunu yazarken kütüphanede oturuyor, camın dışındaki yeşil yapraklar üstünde parlak pembe renkli hanımeline bakıyorum. Pembe renk; bulutlu, kasvetli günde “Buradayım. Ne olursa olsun.” der gibi daha da öne çıkıyor.

Güzellik kasvetin üstesinden gelir. Neredeyse bana ulaşıyor, beni çağırıyor gibi. Ona baktıkça daha büyük bir güç hissediyorum. Güzellik hem beni sakinleştiriyor hem de bana enerji veriyor. “Yaratıcılığımı” bulmama yardım ediyor. Ve güzellik burnumun dibinde, bir kenar mahalle sokağında. Acaba kaç insan ona bakmadan, onu görmeden, fark etmeden, ondan enerji almasan yanından yürüyüp gidiyor? Hepimiz hayatımızda biraz daha güzellikten yararlanabiliriz.

Şimdi bir hastanede olduğunuzu düşünün. Hastasınız hem de çok hasta. Bir hastane yatağında yapacak hiçbir şey olmadan, karanlık ve kasvetli hissederek yatıyorsunuz. İlaçlar vücudunuzu iyileştiriyor. Peki ruhunuzu iyileştiren nedir? Sanırım hepimiz vücut ve ruh arasındaki bağlantının farkındayız. Evet, vücudun ilaca ihtiyacı vardır. Ruhun ihtiyacı nedir? Güzellik.

Müzik ruhu yatıştırır; güzellik ruhu yatıştırır.

“Güzeldi.” Yakın zamanda hastanenin yoğun bakım ünitesinde çalışırken, müziği deneyimleyen iki hastanın bana dediği şey buydu.

İlk hasta şiddetli solunum sıkıntıları yaşıyordu. Basitçe nefes almak için bile yardıma ihtiyacı vardı. Makineler… Hortumlar… Oksijen… Odasına girdiğimde yatağında yatmış, zorlukla aldığı nefese o kadar odaklanmıştı ki içindeki kaygıyı hissedebiliyordum. Birkaç dakikalığına müziğe odaklanmasını önerdim. 50’lerin müziklerini seviyordu bu yüzden ona rahatlatıcı tarzda şarkılar açtım. Ayrıca bilerek tempoyu onun solunum hızına ayarladım ve giderek yavaşlattım ki nefes alışının yavaş ve derin olmasına yardımcı olsun. Yüzü yavaşça yumuşadı. Gözleri parladı. Nefes alışı düzgünce yavaşladı ve derinleşti. Bitirdiğimizde bana baktı ve neredeyse çocuksu bir edayla “Güzeldi.” dedi.

Diğer hasta yakın zamanda inme geçirmişti. Odasına girdiğimde stresini hissedebiliyordum. Daha birkaç gün önce normal hayatını yaşarken şimdi bir yoğun bakım odasında, sol beyninde oluşan hasardan dolayı konuşmakta zorluk çeker haldeydi. Beni gitarımla gördüğünde gülümsedi. Neredeyse bir rüyadaymış gibi görünüyordu. (“Neden gitarlı biri yoğun bakım odamda?”) Yine “Müziğe odaklan.” dedim. Bana biraz gitar çaldığından ve John Denver dinleyerek büyüdüğünden bahsetti. “Leaving on a Jet Plane” şarkısının ikinci nakaratına geldiğimde durdum ve “Sözleri biliyor olmalısın. Bana eşlik etmeye ne dersin?” dedim. Şarkıyı söylerken yüzü öyle değişti ki sanki tamamen başka bir insan oldu. Hayat (güzellik?) gözlerine geri geldi. Konuşmakta sıkıntısı olmasına rağmen şarkı söyleyebiliyordu. Konuşma beynin sol yarısının özel bir kısmından gelir. Bu yüzden sol beyin hasarı yaşayanlar konuşmada zorluk çekerler. Ama şarkı söylemek beynin iki yarısında da farklı bölgeleri aktivite eder. Bu, hastanın neden şarkı söyleyebildiğinin sebebi olabilir. Daha sonra “Annie’s Song” şarkısını, onun en sevdiği şarkı, çalarken, birkaç damla gözyaşı yüzünde parıldadı ve şarkıyı bütün benliğiyle dinlerken yüzünde meleksi bir ışıltı bıraktı. Bitirdiğimde bana baktı ve neredeyse çocuksu bir edayla “Güzeldi.” dedi.

Güzelliği garanti mi görüyoruz?

Belki de güzelliği garanti görüyoruz. Güzellik hepimizin etrafında, ama onu her zaman görüyor muyuz? Belki de güzelliği hastalanana, acı çekene, hatta ölene kadar; her şey yok olmuş gibi gözükürken bize yardım etmesini arzulayana kadar garanti görüyoruz. Belki hayat sadece etrafımızdaki güzellikleri daha fazla deneyimleyebilsek bile daha iyi bir yer olurdu. Bu yüzden kendinize durup, etrafınızdaki günlük mucizeleri görmek için bir şans verin. Günümüzün büyük bir kısmını iş veya günün yorgunluğundan düşüncelerimizde kaybolarak, aşağı bakarak geçiriyoruz; yere, telefonumuza ya da hiçbir şeye. Ama yapay dünyadan kafanızı kaldırıp yukarı bakarsanız güzelliği, doğanın sanatını, parlak renklerin sonsuz taslağını göreceksiniz.

Kutsiyet ve mucize her yerde. Bir çiçek, hatta yol kenarındaki bir ot bile; bir ağacın simetrik dalları, bir kuşun şarkısı; fındık taşıyan bir sincap; ilâhi bir şeyler görebileceğiniz kadar açık ve mavi bir gökyüzü; uzaktan gelen bir çello sesi; sokağın ortasındaki parlak pembe bir çalı; Shakespeare’i, Monet’i, Chopin’i göreceksiniz. Yukarı bakarsanız her yerde güzelliği göreceksiniz. Ve belki her şey biraz daha güzel olacak.

Güzelliğin iyileştirici gücü…

Müziğin iyileştirici gücü…

Çeviren: Evrim Gamze Karakuş

KAYNAKÇA

https://www.psychologytoday.com/us/blog/music-therapy-music-musings/202405/the-healing-power-of-beauty-and-music

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content