Hepimiz hayal kurmayı severiz. E kim sevmez ki? En stresli günlerin sonunda çayımızı alıp ‘ah keşke şurada olsaydım’ diye başlarız hayale. Uzun otobüs yolculuklarında camdan dışarıyı seyrederken, hafif de bir müzik eşliğinde tatlı tatlı hayaller kurarız. Fazla hayal kurmanın da bir hastalığa yol açtığını biliyor muydunuz?
Maladaptive Daydreaming aslında ‘uyumsuz hayal kurma’ olarak da adlandırılabilir. Kişi hayal kurmakla o derece meşguldür ki günlük işlerinden, sorumluluklarından kaçar ve kendi hayal dünyasında yaşamaya başlar. Uyumsuz hayal kurma sorunu yaşayan kişiler sosyal çevrelerinden uzaklaşır çünkü onların hayal dünyalarında zaten birçok arkadaşı vardır. Sosyal sorumluluklarını yerine getir(e)mezler çünkü hayal dünyalarında halletmeleri gereken her şey zaten halledilmiştir. Örneğin gerçek dünyalarında ekonomik açıdan kötü olan durumları hayali evrenlerinde mükemmeldir. Belki de en zengin kişi bile olabilir.
Küçükken çoğumuzun hayali bir arkadaşı olmuştur. Bu durum çocukluğun bir parçası olarak tanımlanabilir. Fakat uyumsuz hayal kurma bozukluğu ergenlikte başlayabilip yetişkinliğe kadar devam edebilir. Bir nevi hayallerinize bağımlı olabilirsiniz. Uyumsuz hayal kurma sorununu şizofreniden ayıran en temel özellik, hayal kurduğunuzun bilincinde olmanızdır.
Uyumsuz Hayal Kurma Nasıl Anlaşılır?
Neden Uyumsuz Hayal Kuruyoruz?
Aslında hayal kurmak bir nevi vücudun savunma mekanizmasıdır. Çok travmatik bir deneyim yaşadıysanız hayal kurmak size bunu atlatma konusunda yardım edebilir. Asıl problem bu eylemin kalıcılığıdır.
“Zihin, bazen, öyle bir darbeyi işler ki onu kendi izolasyonunda gizler. Bazen, gerçeklik sadece acıdır ve bu acıdan kaçmak için, zihin, gerçekliği terk etmek zorunda kalır.” (Patrick Rothfuss)
Uyumsuz Hayal Kurma Tedavi Edilebilir Mi?
Maladaptive Daydreaming İsrail’de Hayfa Üniversitesi’nde Prof. Dr. Eliezer Somer tarafından tespit edilmiştir. Somer, Maladaptif Daydreaming Scale (MDS) adlı bir ölçek geliştirmiştir. MDS uyumsuz hayal kurmanın beş özelliğini değerlendirmektedir. Bunlar:
Bir psikoterapi tekniği olan EMDR (Göz Hareketini Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme), bu bozukluğun tedavisinde oldukça fayda göstermektedir. Travmatik olayların neden olduğu duygusal zorlukları çözmek adına ilginç bir yaklaşımdır. 1987 yılında Francine Shapiro tarafından oluşturulmuştur.
Aynı şekilde, bilişsel-davranışçı terapi de etkili bir tedavi yöntemidir. Bu terapinin hedefleri şunlardır:
Sonuç olarak hayal kurmak aslında bir savunma mekanizmasıdır. Herkes hayal kurar. Tehlike; hayallerin gerçekliği bastırması ve kişinin buna ‘dur’ diyememesidir. Hayal kurmaktan korkmayın. Çünkü ;
‘’ Hayal, bilimden daha önemlidir; çünkü bilim sınırlıdır. İnsan, aklın sınırlarını zorlamadıkça hiçbir şeye ulaşamaz.’’ Einstein
Yazan: Ayşegül Bilgili
Kaynak: