Kafein Psikoza Neden Olabilir Mi?

Sağlıklı insanlarda halüsinasyonlar, paranoya ve sanrılar.
Kafein içeren içecekler içmek bazı insanları öfkeli, endişeli veya asabi yapabilir, fakat kafeinin sağlıklı insanlarda bazen psikoza neden olabileceğini biliyor muydunuz?
Psikoz, kişinin halüsinasyonlar, paranoya ya da sanrılar yoluyla gerçeklik ile bağlarını kaybettiği akli bir durumdur. İnsanların kafein bağımlısı olmakla ilgili şaka yaptıkları ve evde, işte ve kafelerde geniş fincanlarda sert kahveler içtikleri bu dünyada kafeinin bazı tipteki zihinsel bozukluklara neden olabileceğinin farkında olmalısınız.
Sağlıklı İnsanlarda Psikoz
Klinik vaka çalışmaları, kafeinin normalde sağlıklı olan insanlarda psikoza neden olabileceğini öne sürmektedir. Bir çalışma, çok fazla miktarda kafein tükettikten sonra paranoya ve sanrılardan mustarip olmaya başlayan bir hastayı anlattı. Bu hastanın psikotik semptomları, herhangi bir antipsikotik ilaç kullanmadan 7 hafta boyunca kafein tüketimini azaltarak doğal bir şekilde geriledi. Başka bir klinik vaka çalışmasında, her gün birkaç bardak kahve ve enerji içeceği içen bir hasta raporlandı. Hasta var olmayan şeyleri görmesini içeren halüsinasyonlar ve takip edilmekle ilgili paranoyası olması sebebiyle yardım aramıştı. Hasta aynı zamanda 33 sayısıyla meşgul olarak referans sanrıları (değersiz veya tehlikesiz şeylerin büyük kişisel önemi veya anlamı olduğunu düşünmeyi içeren bir tür sanrı) deneyimliyordu. Daha ileri boylamsal araştırmalar için yüksek miktarda kafein tüketen kişilerin psikoz riskinin daha yüksek olup olmadığını keşfetmek gerekir.
Psikotik Bozukluğa Sahip Kişilerde Semptomların Kötüleşmesi
Kafein, önceden psikotik bozukluktan muzdarip insanların semptomlarının daha kötüleşmesine de neden olabilir. Bir klinik vaka çalışması, birkaç senedir düzenli antipsikotik ilaçlar ile paranoid şizofrenide düzelmekte olan ama bu süre içerisinde hastaneye yatışı veya kafein tüketiminin olmayan bir hasta raporladı. Hasta sonrasında yaklaşık 8 hafta her gün 10 kutu enerji içeceği içmeye başladı ve bunu sanrılar ve halüsinasyonlar gibi psikotik semptomlar takip etti. Hastaneye yatırıldıktan sonra, 10 gün kafein verilmeyen hastanın psikotik belirtileri azaldı ve hasta taburcu edildi. Hasta, günde vücut ağırlığının kilogramı başına 20 mg kafein tüketiyordu ve yazarlar bunun yaygın olarak bildirilen kafein toksisite seviyesinin çok altında olduğunu belirtti.
Kafein ve Beyin Reseptörleri
Kafein, beyin ve beden üzerinde önemli etkileri olduğu için klinik olarak bir ilaç olarak sınıflandırılmıştır. Kafeinin psikoaktif etkileri, amfetaminler veya kokain gibi uyarıcı maddelerin bazı etkilerine benzer. Kafein son derece bağımlılık yapar çünkü beyindeki ödüle yönelik olan mekanizmaları aktive eder, bıraktıklarında ya da azalttıklarında baş ağrıları veya ‘beyin sisi’ gibi insanlarca hoşa gitmeyen maddeyi bırakma semptomları yaşatır. Kahve içmek ve diğer kafeinli ürünler içmek beyin ve beden üzerinde önemli etkilere sahiptir çünkü kafein dopamin sistemi ile etkileşime girer. Kafein, beynin A1 ve A2 adenozin reseptörlerini antagonize ederek egzersiz aktivitesini artırmak veya fiziksel ajitasyonu artırmak gibi vücudun motor aktivitesi üzerindeki etkilerini açıklar. Ayrıca kafein insanların uyumasında önemli bir rolü olan beynin A1 reseptörünü antagonize ederek uykuyu bozar ve bu uykusuzluk riskini artırırken, neden kafeinin insanları daha alarm durumunda hissettirdiğini açıklar.
Kafeine Bağlı Zihinsel Bozukluklar
Kafeinin psikoaktif etkileri, bir ilaç olarak, Amerikan Psikiyatri Derneği’nin kafeinle ilgili birkaç bozukluğu listeleyen Zihinsel Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda (DSM-5, 2013) kafeinle ilişkili bozuklukların var olduğunu fark etmesine yol açtı. Örneğin, kafein zehirlenmesi bozukluğu, DSM-5 tarafından 250 mg’dan fazla kafein tüketimi, klinik olarak anlamlı işlev bozukluğu ya da sıkıntı ve başka bir tıbbi durumun neden olmadığı takip eden semptomların 5’i ile tanımlanır:

 

-Diürez (Örneğin: Sık idrara çıkma)
-Heyecanlanma
-Yüz kızarması
-Sindirim sistemi rahatsızlığı (Örneğin: İshal)
-Uykusuzluk hastalığı
-Kas seğirmesi
-Sinirlilik
-Yorulmaz olma dönemleri
-Psikomotor ajitasyon (Örneğin: Yerinde duramama)
-Tutarsız düşünceler veya konuşma
-Huzursuzluk
-Taşikardi veya aritmi (alışılmadık hızda ya da düzensiz kalp atışları)
DSM-5 şimdi baş ağrısı ve konsantre olmada zorlanma ya da depresif hissetme gibi semptomlar ile, kafein yoksunluğu bozukluğunu da tanıyor. DSM’nin gelecek versiyonları kafeinin neden olduğu psikoz hakkındaki araştırmaları gözden geçirmeli ve kafeine bağlı zihinsel bozukluklar listesine eklenip eklenmeyeceğini göz önünde bulundurmalıdır.
Kafein Akıl Sağlığınıza Zarar Veriyor Mu?
Eğer her gün sert kahve, enerji içeceği ve diğer kafeinli ürünleri içme trendini takip ediyorsanız, akıl sağlığınıza zarar verip vermeyeceğini kendinize sorun;
1-Kafein tüketiminiz toksik mi: Her gün vücut ağırlığınız için çok fazla kafein mi içiyorsunuz?
2- Ne kadar kafein, sizin için, çok fazla? Fizyolojinize bağlı olarak (Örneğin: Tolerans, ağırlık) bu 250 mg’dan çok daha az olabilir.
3-Psikolojik veya fiziksel işleyişinizi bozan kafein zehirlenmesi, bağımlılığı veya yoksunluk belirtileri fark ettiniz mi?
4-Hiç kafein tükettikten sonra psikotik semptomlar yaşadınız mı?
Kafeinin akıl sağlığınıza zarar verdiğini düşünüyorsanız, durdurun ya da azaltın ve klinisyeninizle konuşun.
Çevirmen: İlayda Yonca Utku

Kaynakça:https://www.psychologytoday.com/intl/blog/the-science-mental-health/202006/can-caffeine-induce-psychosis

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content