Karşı Konulamayan Saç Koparma Dürtüsü: Trikotillomani

Trikotillomani (Saç Koparma Hastalığı), 1889 yılında Fransız cilt hastalıkları uzmanı dermatolog Francois Hallopeau tarafından tanımlanmış ve bir bozukluk olarak literatürde yer almıştır. Trikotillomani, kişinin yoğun çabasına rağmen önüne geçmekte güçlük çektiği, genellikle saçları ancak zaman zaman vücudun diğer bölgelerindeki kılları koparmayı da içeren ve tekrarlayan bir dürtüdür. Bu dürtü kimileri için hafif ve kontrol edilebilir olsa da, kimileri için oldukça zorlayıcıdır. Kişi bazen stresli bir duruma tepki olarak saçını istemli bir şekilde koparabilir veya koparma eylemi tamamıyla istemsizce, farkında olmadan da gerçekleştirilebilir. Her iki durumda da saç veya vücudun herhangi bir bölgesinden kıl koparma eylemini, deneyimlenen fiziksel acıya rağmen yoğun bir rahatlama hissi takip eder. Trikotillomaniye sahip kişiler çoğunlukla saçlarını kopardıklarını gizleme eğilimi gösterseler de, saç koparmaya bağlı olarak kafa derisinde oluşan bölgesel kellikler oldukça görünür bir hal alabildiğinden, kişilerin sosyal hayatlarında da birtakım sorunlar yaşamalarına sebep olabiliyor. 

Görülme Sıklığı

Toplumda sanıldığından daha fazla görülen bu hastalığın görülme sıklığı ise çocukluk döneminde kızlarda ve erkeklerde neredeyse eşitken, yetişkinlikte görülen vakaların %80-90’ı kadındır. Bu veriden de anlayabileceğimiz üzere trikotillomani, kadınları erkeklerden çok daha fazla etkiliyor. Tüm toplumun ise %1-3’lük kısmında trikotillomaniye rastlanıyor. Genellikle ergenlik çağında başlayan bu hastalık herhangi bir profesyonel yardım alınmadığı takdirde uzun yıllar, hatta hayat boyu sürebiliyor.

Nedeni Nedir?

Trikotillomanideki saç yolma dürtüsüne gösterilen direnç, dürtüyü kontrol etmenin zorluğu, aşırı, istemsiz ritüellerin varlığı ve hastalardaki gerginlik, huzursuzluk, sıkıntı gibi olumsuz duyguların yolma davranışıyla azalması nedeniyle bu hastalığın obsesif kompulsif bozukluklar spektrumu içinde yer alması gerektiği ileri sürülüyor. Ancak trikotillomanide, OKB’de olduğu gibi inatçı tekrarlayıcı düşüncelerin olmaması bu iki hastalığı birbirinden ayıran çok önemli bir farktır. Trikotillomaninin nedeni hala kesin bir şekilde bilinmiyor olsa da, stresle başa çıkmada öğrenilmiş bir yol olduğu düşünülmektedir. Ancak hayatın stresli dönemlerinde veya bu dönemleri takiben ortaya çıkabilecek bu hastalık, herhangi bir stres faktörü olmadan da başlayabilir. Yapılan nörolojik ve biyolojik çalışmalardan yola çıkarak, genetik yatkınlık, ergenlik çağında değişen hormon seviyeleri ve beyindeki nörotransmitter dengesizliğinin de bu hastalığın gelişiminde rol oynadığı söylenebilir.

Tedavi

Trikotillomaninin depresyon, kaygı ve stresle doğru orantılı olduğu rapor edildiğinden, tedavi yöntemi olarak sıklıkla Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) tercih edilir ve bu yöntemle birlikte stres yaratan duygulara, düşüncelere ve stres azaltma alışkanlığının değiştirilmesine odaklanılır. İlaç tedavisinde ise amaç nörotransmitterlerin düzenlenmesini sağlamaktır. Genellikle noradrenalin ve serotonin hormonlarının geri alımını durduran ilaçlar kullanılır; SNRI  tipi ve dopamini bloke eden ilaçlarla müdahale yapılır. Ancak saç koparma eylemini tetikleyen unsurlar göz ardı edilerek tek başına ilaç tedavisi her zaman istenilen sonucu vermeyebilir. Nitekim Trikotillomani her ne kadar literatürde hastalık olarak geçse de, aslında bir semptom özelliği taşıyor. Psikolojik kökenli birçok hastalıkta da olduğu gibi, trikotillomanide de en iyi sonuçların gerektiğinde ilaç tedavisi eşliğinde düzenli terapi ile elde edildiği gözlenmiştir. Hastaların trikotillomani tedavisi için profesyonel yardım almaları, yaşam kalitelerini artırmalarına doğrudan katkı sağlayacaktır.

 

Yazan: Hilal Baltacı

Kaynak: 

mayoclinic.org

nhs.uk

psycom.net

kemalarikan.com

e-psikiyatri.com

Konkan, R., Şenormancı, Ö., & Sungur, M. (2011). Trikotillomani: Tanı, Farmakoterapi ve Kognitif Davranışçı Terapisi. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni-Bulletin Of Clinical Psychopharmacology, 21(3), 265-274. https://doi.org/10.5455/bcp.20110904062905

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content