KATİL OLMANIN ANATOMİSİ

“Çocukken yaşadığımız bir hayal kırıklığı ileride bizi katil de yapabilirdi şair de” demiş Tuna Kiremitçi. Sizin de daha önce duymuş olabileceğiniz TedBundy, HaroldShipman, Elizabeth Bathory gibi seri katillerin birtakım ortak özellikleri vardır. Hatta filmlerde ve dizilerde gördüğümüz ve tamamen kurgusal olan katillerin bile fark edilebilecek kadar iyi işlenmiş belli özellikleri vardır. Örneğin yapılan birçok araştırmaya göre seri katillerin hemen hemen hepsinin çocukluklarında bir istismar söz konusudur. Çocuklukta yaşanan zihinsel ya da cinsel bir istismar neticesinde şahıs diğer insanları potansiyel bir düşman olarak nitelendirebilir. Peki tüm bunların dışında bahsettiğimiz kişilerin daha ilk doğdukları andan itibaren katil olma potansiyeli diğer insanlara göre daha fazla olabilir mi? Bu kişiler, katil olmalarına sebebiyet verecek bir genle dünyaya gelmiş olabilirler mi?

İlk olarak psikolog Pascal Molenbergs’in, savaş sırasında katliam yapmayı ‘ahlaki’ olarak nitelendiren kişiler üzerinde yaptığı deneyi inceleyeceğiz. Bu deneyde katil olmanın beyin üzerindeki aktivitesi gözlemlenmiştir. Deneye tam olarak 48 kişi katılmış ve katılan kişilere birtakım katliam görüntüleri izletilip kendilerini katliamı yapan kişi olarak hayal etmeleri istenmiş, daha sonra fMRI ile beyin aktiviteleri incelenmiştir. İzletilen görüntülerin birinde birinci şahıs gözünden bir asker başka bir düşman askeri öldürüyor, ikinci bir görüntüde yine bir asker bu sefer sivil bir vatandaşı öldürüyor ve izletilen son görüntüde ise aynı asker ateş ediyor fakat kimseyi vurmuyordu. Bu görüntüleri izledikten sonra deneye katılanlara 1’den 7’ye kadar bir ölçek verildi ve her bir görüntü izlenildikten sonra ne kadar suçlu hissettiklerini bildirmeleri istenildi. Araştırma sonuçları bir hayli ilginçti. Araştırmaya katılan kişiler düşman askerlerinden ziyade sivil bir vatandaşı vurduğunda OFC’nin yanal bölgesinde daha fazla aktivite gözlemlendi. OFC yani orbitofrontal korteks ahlaki kararlarımızla ilişkilendirilen bir bölgedir. OFC aynı zamanda deneye katılan kişilerin ölçekteki suçluluk puanlarına karar vermelerinde de etkili olmuştur. OFC aktivitesi yüksek olan kişilerde suçluluk hissinin de aynı orantıda yüksek olduğu gözlemlendi. Öte yandan denekler bir sivili değil de düşman askerini öldürdüğü zaman ise lingualgyrus bölgesinde aktivite gözlemlendi. Bu bölge duygusal kararlarımızdan ziyade mantıksal tarafımızı temsil eder. Yani denekler düşman askerini vurduğunda ahlaki kararlarımızdan sorumlu olan OFC yerine mantıksal düşünmeyi sağlayan lingualgyrus bölgesini daha aktif kullanıyorlardı.

 

İkinci bir araştırmada ünlü nörolog James Fallon, katillerin beyinlerini ve DNA’larını inceleyip MAOA adlı bir katil geni keşfetmiştir. Savaşçı olarak da bilinen bu gen protein üretimini azaltır. Protein üretiminin azalmasından kaynaklı olarak beynin yeterli proteini alamaması ve beraberinde getirdiği mevcut birtakım problemler vardır. Örneğin yeterli proteini alamayan beyinde uykusuzluk gözlemlenebilir. Aynı zamanda beyin; kan basıncı, kalp atışı ve mutluluk hormonunda da düzeni sağlayamaz hale gelir. Bu genin yaptıkları bununla da sınırlı değildir. Monoamin oksidaz (MOA-A) noradrenalin, adrenalin,serotonin ve dopaminleri parçalayan bir enzimdir. Bu enzimin düşük seviyelerde olması nörotransmitterlerin başıboş kalmasına sebep olur ve en kötü ihtimalle bu kuvvetli kimyasalların beyinde birikmesi sonucu sinirsel iletim kontrolü kaybı ve bunun da beraberinde öfkede artış gözlemlenebilir.

Bu iki araştırma göz önüne alındığında ahlaki bir sorun ortaya çıkıyor: Eğer katil olmamız bizim elimizde olmayan birtakım genlere ya da beyin aktivitelerine bağlıysa gerçekten suçlu sayılır mıyız? Tabi ki sadece bu araştırmaları baz alarak böyle bir suçtan kişinin sorumluluğunu kaldırmamız mümkün değil. Kişinin karakterini ve benliğini beynin fiziksel yapısı yahut DNA dizilimi tamamen oluşturmaz. Burada görmezden gelemeyeceğimiz sizin de tahmin edebileceğiniz başka bir unsur olan ‘çevre’ de söz konusudur. Gelecekteki durum ne olur bilinmez lakin günümüzde katilin genlerinden ziyade yaptığı suçun farkında olup olmadığı önemlidir ve cezası da buna göre karar verilmektedir.

 

Ayşegül BİLGİLİ

 

KAYNAK:

https://www.bbc.com/news/science-environment-29760212

https://academic.oup.com/scan/article/10/10/1397/1648988?login=false

https://www.biyologlar.com/seri-katil-genleri

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content