Mikro Molalar Satış Performanslarında Pozitif Etkiye Yol Açabilir Mi ?

     Geçmişten günümüze kadar devam eden en büyük sorunlardan birisi, iş dünyasının devamlı olarak iş performansını artırmayı satışlarda hissedilebilir bir değişimi nasıl yakalayacağız konusudur. Bu uzun yıllardır devam eden sorunun en büyük nedeni insanın yeteri kadar  tanınmaması ve bunun nasıl yönetileceğine dair  yeterli verinin olmayışıdır. Son yıllarda bu alandaki boşluklar daha iyi görülmüş ve çözüm bulmak açısından Uygulamalı Psikoloji alanında büyük ilerlemeler görülmüştür. Yakın zamanlı bir çalışmada mikro molaların (Micro-breaks) satış performansında nasıl bir etkiye sahip olacağı ile ilgili çarpıcı bir makale yayınlanmıştır.

     2018 Şubat ayında yayınlanan makalede, iş performansını pozitif yönde ne gibi koşulların veya etkenlerin etkileyebileceği üzerine çalışılmış ve ciddi verilere ulaşılmıştır. Araştırmayı yürüten Sooyeol Kim, YoungAh Park, and Lucille Headrick, Güney Kore’deki bir çağrı merkezindeki çalışanların satış performanslarında nasıl bir değişim olabileceğini ortaya koymuşlardır.

     Güney Kore’deki bir çağrı merkezinde çalışan 71 çalışan, gönüllü olarak alınmış ve 2 hafta boyunca sürecek olan bir programa tabi tutulmuştur. Program çoklu mikro moladan oluşmaktadır. Bu programa göre rahatlama, sosyalleşme, bilişsel aktiviteler ve beslenme aktiviteleri uygulanmıştır. Buna göre rahatlama aktivitesi adı altında: gerilme, kısaca dinlenme, ofis içinde yürüme, ofis penceresinden dışarı bakma, küçük şekerlemeler ve diğer psikolojik rahatlatıcılar kullanılmıştır. Bunun yanında diğer şey ise sosyal aktivitelerdir. Bunlar ise iş arkadaşları arasında iş dışı konular hakkında konuşma, arkadaşlarına mesaj atma, aile üyelerini arama, sosyal medya hesaplarını kontrol etmeyi örnek verilebilir. Bilişsel aktiviteler olarak; kitap okuma, magazin dergilerini inceleme, kişisel öğrenim ve gelişimi sağlayacak aktiviteler, kısa video klip izleme,oyun oynama ve buna benzer aktiviteler olarak çalışanlara verilmiştir. Bir diğer aktivite ise atıştırmalık ve içecek ikramıdır. Örnek olarak kafeinli veya kafeinsiz içecekler, çay, kahve, su, meyve suyu ve bazı atıştırmalıklar verilmiştir.

     Yapılan bu çalışmalar ve programlar dâhilinde çalışanlara bulundukları durumu belirtecek bazı anketler verilmiş ve bu süreç içerisinde çalışanların memnuniyet düzeyleri ve ruh halleri hakkında bilgi toplanmıştır. İki haftanın sonucunda ortaya çıkan satış raporları,bu araştırmanın ne kadar önemli olduğunu tekrar gün yüzüne çıkartmıştır.

 

     Araştırmalar gösteriyor ki, rahatlama aktivitesi, sosyal aktiviteler ve bilişsel aktiviteler satış performansında pozitif bir etkiye neden olurken beslenme ya da bir diğer değişle mikro molalarda verilen atıştırmalık ve içeceklerin çalışanlarda herhangi bir pozitif bir etkiye neden olmadığı ortaya çıkmıştır.

 

     Bunun dışında düşük genel iş anlaşmasına sahip olan kişilerde daha büyük etki yaratırken yüksek genel iş sözleşmesine sahip insanların ruh durumunda iyi hissetmelerini sağlasa da iş performansında herhangi bir değişime yol açmamıştır.

     Yapılan bu çalışmayla birlikte yakın zamanlarda ortaya çıkan çalışanları mutlu etmeye yönelik eylemlerin ne kadar haklı olduğunu gözler önüne sermiştir. Bunun farkında olan bilimsel verileri önemseyen ve bu verilerle çalışanlarının yaratıcılığını ve performansını arttırmaya çalışan birçok büyük şirket, ilk önce şirketlerindeki o klasik sıkıcı belli saatler arasında çalışan yer imajını silerek gerek iç mimari gerekse sosyalleşme, dinlenme ve oyun alanları gibi mekanlar hazırlayıp şirketlerinde kar markajını arttırmayı başarmışlardır. Bu gibi veriler hali hazırda ülkemizdeki bazı büyük yemek sipariş firmaları, reklamcılık sektörü ve diğer nice sektörde kullanılmaya başlanmış ve bunun sonucunda bu yapılan çalışmaların meyveleri toplanmaya ve yararları görülmeye başlanmıştır.

Yazan: Hüseyin Şahin

Kullanılan Kaynaklar:

  • DOI 10.1037/apl0000308 (Daily Micro-Breaks and Job Performance: General Work Engagement as a Cross-Level Moderator)

  • A Publication of the American Psychological Association * February 2018

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content