MINDHUNTER

Görseldeki replik: “Bu adamların başına gelenler normal, ancak bunları zihinlerine işleme şekilleri normal değil.”

Gerçekten Doğuştan Kötü Olarak Dünyaya Gelen İnsanlar Var Mıdır?

Mindhunter 2017 yılında “Mind Hunter: Inside the FBI’s Elite Serial Crime Unit” kitabından uyarlanan ve yapımcı bünyesinde David Fincher’ı da barındıran bir psikoloji gerilim dizisidir. Dizi bir bakıma polisiye de olup gerçek suç hikayelerini içerir. Normal suç-polisiye dizilerinden en büyük farkı bize ‘’seri katil’’ tanımının ilk kez nasıl ortaya çıktığını anlatmasıdır. Bu ‘’seri katillerin’’ asıl hikayelerini onlardan dinlemek ve neyi neden yaptıklarını psikolojik olarak görmek beni dizide çok etkilemişti.

1970ler Amerika’sında geçen bu dizide o yılları dizinin hafif kasvetli ve karanlık atmosferiyle tamamen yaşıyor ve ajanlarımız Bill Tench ve Holden Fosterla alışagelmiş polis sorgularından farklı deneyimler yaşıyoruz. Tamamen gerçek suçluların (Btk katili, Edmund Kemper vb.) gerçek hikayelerini tıpatıp onlara benzer oyuncuların oynadığı sahnelerle öğrenmek zaman zaman tüylerimi diken diken etmişti.

Gerçekten doğuştan kötü olarak dünyaya gelen insanlar var mıdır? Bir insan seri katil olmak için dünyaya gelmiş olabilir mi? Dizinin sevdiğim noktalarından biri bize bu soruları ve nicelerini sordurması çünkü belki de 1970 yılına kadar kimse gerçekten bu suçların asıl nedenlerinin çocukluk, ihmal ve yaşanılan travmalar olduğunu düşünmemiştir. Ama bu ihtimalleri düşünmez ve suçluları direkt ‘’doğuştan kötü’’ kabul edersek onları nasıl anlayabilir ve dahasının önüne geçebiliriz?

Sırf kötü bir çocukluk geçirildi diye insan hayatının sonuna kadar en önemli duygularının bazılarından mahrum kalabilir mi? İnsanı suçlu yapmayan tek şey vicdanı ya da değerlilik hissi midir?

Dizide genel olarak fark ettiğim şeylerden birisi bu suçluların çocukluktan yetişkinliğe bağlanan zaman aralığında yaptıkları garip davranışlar ve takıntılı hale geldikleri şeylerdi. Neredeyse hepsi zor çocukluklardan çıkmış, sıkıntılı aile ortamlarında büyümüş ve hayatlarında hiçbir zaman topluma karışamamış bireylerdi. Dikkat çeken diğer özelliklerden biri ise işledikleri cinayetlerden önce nispeten daha küçük suçlara da karışmalarıydı. Çoğunun ilk kurbanları aile bireylerini içeriyordu ve kendi ailesine verdiği zarar onu durdurmak yerine daha fazlasına itiyordu. Güçlü ve planlı çalışan bir beyin, çeşitli psikolojik rahatsızlıklar, narsist kişilik yapısı, belli nesnelere olan garip bir takıntı ya da zaaf da aynı zamanda çoğunun ortak özellikleri arasında.

Fark edilen ortak noktalardan birisi ise bu suçluların gerçekten görülmek istemesiydi. Aralarında doğrudan kendisini polise ihbar edenler bile vardı. Bu bize gerçekten hayatlarında çoğu zaman görünmez olarak yaşayan bu seri katillerin sonunda bir nevi spot ışıkları altında kendilerini kanıtlama imkanını değerlendirmelerini gösteriyor. Belki de insanların onlara verdiği yoğun ilgiyi bir çeşit hayranlık, takdir ya da hiç görmedikleri saygınlık olarak görüyorlardır ama gerçekten insan doğası bu suçları ve nedenlerini de merak etmeden duramıyor.

Nedenleri tek bir sonuca bağlamak doğru olmadığı gibi aslında çeşitli etkenlerin rol oynadığını görüyoruz. Modern psikolojide yeri tartışılsa da Freud’un psikanalitik teorisi, psikodinamik bakış açısı kısmen bize yanıtlar verse de soru işaretleri bırakır. Biyolojik etkenler, spesifik beyin bölgelerinde göze çarpan farklılık, sonradan geçirilen kafa travmaları ve sebep olan lezyonların değiştirdiği davranışlar gibi daha bilimsel nedenler biraz daha keskin nedenler sunsa da çevrenin önemini göz ardı etmemeli ve bütün bu etkileri birlikte incelemeliyiz.

Bu dizi hakkında belki de konuşulacak çok daha fazlası vardır ama ben bu yazımda dizinin ana karakterleri veya onların hikayelerinin yanı sıra anlatılan ‘’seri katillere’’ odaklanmak istedim. İzlediğim günden beri defalarca aklıma gelen ve düşündüren bu dizi hem estetik olarak hem sorgulatan soğukkanlı diyaloglarıyla beni gerçekten çok etkiledi. Bildiğiniz polisiye-gerilim yapımlarından daha farklı ve psikolojik yanı daha yüksek bir şey izlemek isterseniz Mindhunter’a kesinlikle göz atmanızı öneririm.

Tuba Topal

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content