Oyunculuk Zihnimiz Hakkında Ne Söyleyebilir?

Oyunculuk Zihnimiz Hakkında Ne Söyleyebilir?

Benim gibi görsel sistemler çalışan araştırmacılar arasında son yirmi yıldır insanların görsel sanat eserleri ve estetik görüntülere tepkisini inceleyen ve giderek büyüyen bir alt alan ortaya çıktı. Aynı zamanda araştırmacılar edebi kurguyu duygu, davranış, ilişkiler ve kişilik konularında toplu ve bireysel deneyimleri kataloglayan bir veri seti olarak ele alıp keşfetmeye başladılar. Tüm bu araştırmalar müziği, onun yapısını ve işitsel algıyla ilgisinin çalışıldığı uzun bir geleneği takip ediyor.

Aktörleri ve Canlı Tiyatroyu Çalışmak

Fakat bir sanat dalı çok az ilgi çekmişti: canlı tiyatro. Bunun sebebi belki de oyuncuların performanslarının resim, roman veya şarkılara kıyasla dijital olarak yakalamanın daha zor olmasıdır. Ama dans bile bir şekilde tiyatrodan daha fazla ilgi gördü. Nöroestetik alanında on yıldan fazla çalışmama rağmen oyunculuk performanslarının, seyirciyi veya oyuncuların kendisini psikolojik deneyimleriyle ilgisi üzerine yapılan sistemin çalışmaların ancak bir elin parmağını geçmeyecek sayıda olduğunu biliyorum.

Psikolog Thalia Goldstein bu alandaki az sayıda çalışmalardan bazılarını yaptı. Paul Bloom ile çocukların gerçekçi oyunculuğa olan tepkilerini incelediler. Ellen Winner ile yaptıkları çalışmada ise oyuncuları laboratuvara davet edip empati duygularını ölçüp, başkalarının deneyimlerini anlayabilme yeteneklerini incelediler. Bunlar önemli ilk keşiflerdi. Sonrasında 2021 yılında psikolog Steve Rathje ve çalışma arkadaşları tarafından tiyatro seyircilerinin empati duygusu ve prososyal davranışları üzerine yapılan çalışmalar gelecek keşiflere de zemin hazırladı. Ama aktörlerin sahnedeki etkileyici başarılarını nasıl sergiledikleri psikolojik ve nörobilimsel temeller bakamından hala açıklanmayı bekliyor.

Kelimenin tam anlamıyla bir kişiden başka bir kişiye dönüşümü sağlayan tiyatro gibi başka bir sanat dalı olmamasına rağmen, tiyatroya odaklanan bu kadar az araştırma olması hayret verici. Bahsettiğimiz bu dönüşüm performans sırasında gözlerimizin önünde gerçekleşiyor. Etkisi de şaşırıp, gülüp, iç çeken seyircinin varlığıyla daha da artıyor. Pandemi sürecinde gördüğümüz gibi bu deneyim çevrimiçi olarak kopyalanamıyor.

Metot Oyunculuğu

Oyuncu olmak, belli bir şekilde davranmak için bir motivasyon oluşturmak ve bu motivasyona uyan davranışları defalarca tekrar ederek pratik yapmaktır. Bu süreç oyuncunun zihniyle birlikte bütün vücudunu kapsar. Aynı zamanda oyuncu, oyunun akışı ilerledikçe ve bazı zorlukların üstesinden geldikçe büyük psikolojik değişimlere de uğrar.

Goldstein ve Bloom’un yazdığı gibi oyunculuk her zaman bu şekilde değildi. Antik Yunan’da oyunculuk performansları daha çok resmi hikaye anlatımları gibiydi. Başroller karakterlerini canlandırırken stereotipik jest ve mimikleri kullanır ama duyguları somutlaştırmazlardı. Ancak 20. yüzyılın başlarında, metot oyunculuğun bulunmasıyla, aktörler karakterlerini gerçekten “yaşamaya” başladılar. Bu, insanların kendileriyle bağdaştırabileceği performansların ortaya çıkması için öylesine başarılı bir stratejiydi ki bugün birçok profesyonel oyuncu metot oyunculuk geleneğiyle eğitim alıyor. Yalnızca metot oyunculuğunun dünya çapındaki başarısı bile bilim insanlarının tiyatroyla ilgilenmesi için yeterli bir kanıt olabilir.

Bilincin Tiyatrosu

Psikologların ve nörobilimcilerin tiyatronun nasıl ve neden çalıştığına dair öğrenecek daha çok şeyi olmasına rağmen, ilginç bir şekilde, tiyatro uzun yıllar boyunca beyin ve davranış modellemesinde -özellikle bilinç konusunda- metafor olarak kullanıldı.

Bu teorilerden en bilineni nöropsikolog Bernard Baars’ın “bilincin tiyatrosu” modelidir. Deneyimlediğimiz şey, seyirci rolündeki beyin ve bilişsel sistem tarafından, her birinin farklı bir yönüne odaklandığı bir performanstır. Bilinç neredeyse her türlü “oyunu” oluşturabilir ama sahnenin kendisi limitlidir; sadece görece az sayıda “aktörler” ve fikirler bir seferde sunulabilir.

Oyunculuk, Duygu ve Mimikler

Zihnimizin temel modelinin oluşmasında sadece oyunculuk değil, aynı zamanda aktörler de önemli katkılarda bulundu. Paul Ekman’ın mimikler ve duygularla alakalı ufuk açıcı çalışmaları buna örnektir. Mimikleri çalışmak için insanların duygularını ifade ettiği fotoğraflara ihtiyacı vardı. Bu ifadeleri “doğal ortamlarında” elde etmesi mümkün olmayacağı için bazı aktörlerden sürpriz, korku veya mutluluk gibi tek bir duyguyu canlandırmalarını istedi. Ekman’ın çektiği o fotoğraflar bugünkü araştırmalarda hala kullanılmakta.

İlginç bir şekilde Ekman’ın çalışması, nörobilimci Lisa Barrett’ın duygu bilimindeki keşiflerinin ışığından yeniden değerlendiriliyor. Görünen o ki tipik olarak tek bir duyguyu izole ederek deneyimlemiyoruz. Duygusal kategoriler de evrensel değil, diğer kültürlerden gelen insanlar aktörlerin hangi duyguyu canlandırdığını anlamıyor.

Aslında deneyimlediğimiz şey birden fazla duygusal kategoriden oluşuyor ve biz bu öğelerin neler olduğunu fark etmeyebiliriz. Duygularımızı pozitif veya negatif değerlerin bir kombinasyonu olarak hissetme eğilimindeyiz. Duygularımızın öğelerini incelemek zamanımızı alır ve bazılarımız bunda diğerlerinden daha iyidir.

Metot geleneğinden gelen oyuncular bunu başından beri biliyordu. Elbette Barrett’in tanımladığı “duygusal ayrıntı düzeyi” (duygusal deneyimlerin özgüllüğünü tanımlama becerisi) metot oyunculuğun özünde olan bir şey. Belki Ekman aktörlere performans sergilerken yaptıkları ifadeleri kullanmalarını söyleseydi duyguları anlamada daha doğru bir sonuca ulşabilirdi.

Sanat ve Psikoloji

Psikologlar ve nörobilimciler oyuncuları veya tiyatronun etkisini incelemeye daha yeni başladılar. Opera gibi oyunculuğu müzik ve dansla birleştiren tiyatral performanslara ise hiç el değmedi. Oyunculardan ve diğer sanatçılardan insan davranışlarına dair öğreneceğimiz daha çok şey var.

Çeviren : Evrim Gamze Karakuş

Kaynakça

https://www.psychologytoday.com/us/blog/your-internet-brain/202109/what-acting-can-tell-us-about-our-minds?amp=#amp_tf=%251%24s%20adlı%20kaynaktan&aoh=17072365511161&referrer=https%3A%2F%2Fwww.google.com

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content