“Son dönemlerde çok fazla duyduğumuz reiki kelimesinin kökeni aslında nerelere dayanıyor ? Psikoloji ya da tıp bilimlerinin gerçekten kabul ettiği bir şifa yöntemi midir ? Seviyeleri ya da yöntemleri nelerdir ?”
İnsanların sadece somut varlıklar olmadığını ve bir enerji şekli olarak ruhu tanımlayan spiritualizmin esintileriyle son zamanlarda adını duyduğumuz ve etkilerini gördüğümüz meditasyon, yoga gibi enerji kökenli uygulamaların bir benzeri de reiki. 20. Yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve Rei (Her yerde varolan) ve Ki(Ruhsal yaşam enerjisi) kelimelerinin birleşiminden oluşan reiki, batı dillerinde “evrensel yaşam enerjisi” olarak tercüme edilmiş. Japon bir meditasyon üstadı olan Mikao USUİ, aslında binlerce yıl öncesinde yazıtlarda da izlerine rastlanan bu şifa yöntemini tekrardan ortaya çıkaran, yöntemlerini binlerce öğrencisine öğreten ve Reiki’nin tamamlayıcı tıp haline gelmesini sağlayan kişi.
Eğer reikinin uygulamalarına gelecek olursak karşımıza çok kısa bir tanım çıkıyor : Ellerimizin ve dokunmanın iyileştirici gücü. Ancak her şey bu kadar basit değil. Reiki 3 seviyeden oluşuyor. 1. Aşamada kişi kendisine 21 günlük bir süreçte reiki uyguluyor ve bu aşama arınma olarak isimlendiriliyor. 2. Aşamada birtakım semboller öğretiliyor ve artık uygulama fiziksel boyuttan ruhsal boyuta geçiyor. Usui sisteminin son aşaması da öğretmenlik aşaması. Bu aşamada Reiki’nin master sembolleri öğretilerek öğrenciler Reiki’yi öğretmeye hazır hale geliyor. Bunun yanında uzmanlar bu şifa yönteminin tıpa karşı çıkmadığını, bir alternatif tıp yöntemi olduğunu vurguluyor. Avrupa’da, Japonya’da ve Amerika’da bazı klinikleri bulunan Reiki’nin uygulamaları Türkiye’de de yapılıyor.
Asıl konumuza döndüğümüzde Reiki’nin psikoloji bilimiyle bağlantısını incelememiz gerek. Psikoloji alanında çalışmalar yapan Robert S. Feldman ve Erick J. Coats “Zihnimiz Bedenimizi İyileştirebilir Mi ?” adlı makalelerinde zihnimizin bedenimizin iyileşmesine hem katkı sağlayabileceğinden hem de stresin iyileşme sürecini yavaşlatabileceğinden bahsediyor. Bazı Türk doktorlar ise hastalarının tedavilerini Reiki ile paralel bir şekilde yürüttüklerini ve özellikle psikolojik olarak zorlu tedaviler yaşayan kanser hastalarının Reiki sayesinde hayata tutunmada kolaylıklar yaşadıklarını ve daha az acılı bir süreç geçirdiklerini söylüyorlar. Aynı zamanda Reiki’nin endorfin hormonunu açığa çıkardığına dair görüşler var. Henüz bilimsel çalışmalar ve Reiki konusunda tartışmalar devam etse de; aynı hipnoz, yoga veya meditasyon gibi Reiki’nin de (plasebo etkisi ile olsa bile) psikolojik ve fizyolojik tedaviler anlamında katkıları olduğu aşikar. Ne dersiniz, Reiki’yi bir gün psikolojik çalışmalarda görür müyüz ?
Yazan: Simay Çomak
Kaynakça:
https://www.reiki-sevgiyolu.com/reiki/reiki-ve-bilim/
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/1633/17517.pdf
https://www.uclahealth.org/rehab/workfiles/Urban%20Zen/Research%20Articles/Reiki_Really_Works-A_groundbreaking_Scientific_Study.pdf
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC5871310/