Sosyal Dünyanın Film Müziği: Duygusal Müzik Empati, Merhamet ve Prososyal Kararları Artırır Ama Zihin Teorisini Değil

Müzik evrenseldir ve insan kültüründe ortaya çıkar (Mehr ve diğerleri, 2019). Aynı zamanda, sosyal ortamlarda (örneğin dini törenler, konserler) sıklıkla kullanılan ve hem kişisel hem de grup kimliklerinin gelişiminde önemli bir rol oynayan müzik hem yaratılması hem de tüketilmesi ile oldukça sosyal bir sanat formudur (North & Hargreaves, 1999). Hatta evrimsel bir perspektiften, müziğin güvenilir bir sinyalleşme ve sosyal bağ kurma aracı olarak işlev gördüğü öne sürülmüştür (Mehr ve diğerleri, 2020; Savage ve diğerleri, 2020). Müzik dinlemek için önemli bir motivasyon, müziğin güçlü duygusal durumları uyandırma yeteneği sayesinde yaşanılan duygu deneyimidir (Juslin & Laukka, 2004). Bu nedenle müzik, duygusal ve sosyal dünyalarımızı bir araya getirerek, “Müzik, başkalarını anlama ve hissetme yeteneklerimizi etkiler mi?” sorusunu gündeme getiriyor.

Sosyal zihin üzerine yapılan araştırmalar, başkalarını hissetmek (sosyal duygulanım) ve başkalarını anlamak (sosyal biliş) ile ilgili farklı süreçlerin yer aldığını ve bu süreçlerin sosyal davranışa ayrı ayrı katkıda bulunduğunu göstermeye başlamıştır (Böckler ve diğerleri, 2018; Kanske, Böckler, & Singer, 2015; Schurz ve diğerleri, 2021; Tusche ve diğerleri, 2016). Spesifik olarak, yakın zamanda yapılan çalışmalar, empatinin (diğeriyle birlikte hissetme; De Vignemont & Singer, 2006), yani bir başkasının duygularını paylaşmaya yönelik sosyal duygusal yeteneğin şefkatten (diğeri için hissetme; Klimecki ve diğerleri, 2014; Leiberg ve diğerleri, 2011), başkalarına karşı bir endişe duygusundan farklı olduğunu göstermiştir. Empati ve şefkatten daha fazla ayırt edilebilen şey, başkalarının zihinsel durumlarını soyut, önermeye dayalı bir şekilde çıkarsama ve temsil etme yeteneği olarak tanımlanan zihinselleştirme veya zihin teorisidir. Nörogörüntüleme ve davranışsal veriler (Kanske, Böckler, Trautwein, et al., 2015; Kanske et al., 2016), birey içi ve bireyler arası farklılıklar ve özellik temelli, bağımsız geliştirme gösterimleri dahil olmak üzere bu sosyal süreçlerin ayrılabilir doğası üzerinde çok sayıda kanıt bir araya gelmeye başlıyor (Trautwein ve diğerleri, 2020). Buna ek olarak, edebiyat, sinema, oyunculuk ve müzik dahil olmak üzere çeşitli sanat formlarının sosyal kapasiteleri geliştirme potansiyeline artan bir ilgi vardır (Greenberg ve diğerleri, 2015). Örneğin, çok sayıda çalışma, bir kurgu pasajını (örneğin, kısa öyküler/roman alıntıları) okumayı kurgusal olmayan okumaya (örneğin, gazete makaleleri) veya hiç okuma olmayan bir kontrol grubuyla karşılaştırmış ve hem sosyal önlemlerde iyileşme hem de kurgu durumunda kısa vadeli kişilik değişimleri olduğunu göstermiştir. Film kullanımıyla da tamamlayıcı sonuçlar gözlemlenmiştir (Castano, 2021). 

Benzer bir şekilde, uzun bir süre boyunca oyunculuk yapmanın, empati ve zihin kuramı ölçümlerinde iyileşme sağladığı gösterilmiştir (Goldstein & Winner, 2012; Schellenberg, 2004). Bu sanat biçimlerinin sosyal kapasiteleri nasıl uyandırdığı ve potansiyel olarak geliştirdiğine dair tekrar eden bir argüman, ilgili bireyde, genellikle anlatının kahramanı ile ilişkilendirmeyi içeren güçlü duygusal ve sosyobilişsel tepkiler üretme yeteneklerine dayanır. Özellikle edebiyat ve oyunculuk söz konusu olduğunda, karakter gelişimi, anlatı içeriği ve yapısı, duygusal ve görsel dilin kullanımı gibi özelliklerin, duygusal tepkiler uyandırmak için etkileşime girmesi önerilir (Boyd, 2010; Gallagher ve Gallagher, 2020; Mar, 2018a, 2018b; Mar & Oatley, 2008; McDonald ve diğerleri, 2020). Daha da önemlisi, müzik aynı zamanda dinleyicide üzüntüden öfkeye, neşeye kadar geniş yelpazede duygusal tepkiler üretme konusunda belirgin bir yeteneğe sahip bir sanat biçimidir. Bir performans sırasında duygu deneyimlemek ya da icracının duygu ve düşüncelerinin dinleyicide bir karşılık bulması bireylerin müzikle ilgilenmesinin başlıca nedenleridir (Juslin & Västfjäll, 2008; Zentner et al., 2008; Thompson et al., 2008). Müziğin edebiyattan ve oyunculuktan farklı olduğu nokta ise anlatı içeriği ve dil eksikliğidir (şarkı sözleri hariç). Bu, müziği özellikle benzersiz bir sanat formu yapar, çünkü herhangi bir karakter, önerme içeriği veya hedefe yönelik davranış gerektirmeden güçlü duygular uyandırabilir ve dinleyicileri bir performansa dahil edebilir. Dolayısıyla müzik, duyguları uyandırma ve potansiyel olarak dinleyicilerin icracının düşünceleri ve duyguları ile ilişki kurmasını sağlama yeteneği nedeniyle sosyal kapasiteleri etkileyebilecek bir sanat formu için açık bir potansiyel adaydır. Nitekim, Greenberg ve ark. (2015) olumsuz duygu ve duygusal derinlik içeren müziklere maruz kalma yoluyla empatinin geliştirilebileceğini öne süren bir model sunmuştur. Ampirik olarak, Kirschner ve Tomasello (2010), küçük çocuklar arasında ortak müzik yapmanın ardından gelen spontane olumlu sosyal davranışları arttırdığını gösterirken, Converse ve meslektaşları (2008), olumlu ya da olumsuz müzik yoluyla duygudurum başlatmanın, katılımcıların başkalarının bakış açısını alma eğilimlerini farklı şekilde etkilediğini gösterdi. Taruffi ve meslektaşları (2021), ayrıca, empati özelliği yüksek olan katılımcıların, hüzünlü müzikle uğraşırken daha zevkli duygular yaşadıklarını da göstermiştir. Müziğin zihin kuramı üzerindeki etkisi de Greenberg ve ark. tarafından otizm spektrum bozukluğu olan bireylerde zihin kuramı açıklarını iyileştirmek için müziğin kullanılabileceği önerisiyle modellenmiştir. Bu nedenle yukarıda bahsedilen çalışmalar, müziğin empati ve zihin kuramı da dahil olmak üzere sosyal kapasiteler üzerindeki etkisine dair bir ön fikir sağlar. Bununla birlikte, müziğin sosyal etki ve sosyal biliş üzerindeki etkisine olan bu artan ilgiye rağmen, duygusal müziğin empati, şefkat ve zihin kuramı üzerinde sahip olabileceği farklı etkiler henüz belirsizdir. Bu önemlidir, çünkü bunların hem davranışsal hem de sinirsel düzeyde farklı, ayrılabilir sosyal süreçler olduğu iddia edilir ve aynı örneklem ve paradigma içinde yapılacak ölçüm, müziğin belirli etkilerinin ayırt edilmesini sağlar. Daha geniş anlamda, müzik, sosyal duygusal ve sosyal-bilişsel süreçlerin aynı manipülasyona farklı şekillerde duyarlı olup olmadığını araştırmak için hazır bir araç sunar. Başka bir deyişle,seçici bozulmayı veya sosyal etki ve sosyal bilişteki artışı ölçmek, aralarında ilişki olmadığını gösteren önceki kanıtların üzerinde ve ötesinde bağımsızlık için güçlü bir destek sağlayabilir (Kanske ve diğerleri, 2016).

Mevcut çalışma için, sosyal durumlarda mevcut olan duygusal müziğin, sosyal duygusal ve/veya sosyal-bilişsel süreçleri aynı anda mı yoksa bağımsız olarak mı geliştirdiğini sorduk. Önceden onaylanmış video tabanlı bir sosyal etki ve biliş değerlendirmesini kullanarak (Kanske, Böckler, Trautwein ve diğerleri, 2015), nötr veya duygusal olarak olumsuz anlatımlar gösteren videolara nötr veya duygusal arka plan müziği ekledik. Her videonun ardından
katılımcıların empatik tepkileri, şefkati, zihin kuramı performansı ve prososyal kararları ölçüldü. Bu süreçlerin ayrılabilir doğasına ve müziğin güçlü, gerçek duygular üretme kapasitesine dayanarak, aşağıdakileri varsaydık:
Olumsuz duygular gösteren başka bir kişiyi izlemek; empati, merhamet ve sonuç olarak prososyal kararların ölçümlerini arttırmak üzere müzikle uyarılmış olumsuz duygu ile etkileşime girer. Zihin kuramı ile ilgili olarak, önceki kanıtlar, farklı değerlere sahip müzik yoluyla duygudurum indüksiyonunun perspektif edinimini
etkileyebileceğini göstermektedir (Converse ve diğerleri, 2008). Öte yandan, önceki sonuçlar aynı zamanda olumsuz duygudurum etkilerinin genel bilişsel süreçlerden ziyade duyguyla ilgili süreçler üzerinde etkisini sınırlandırdığını göstermektedir (Chepenik ve diğerleri, 2007), bu da zihin kuramının duygusal müzikten etkilenmeyebileceğini düşündürtür.

Kaynak: Brennan McDonald, Anne Böckler, Philipp Kanske, Soundtrack to the Social World: Emotional Music
Enhances Empathy, Compassion, and Prosocial Decisions But Not Theory of Mind, American Psychological
Association, 2022, Vol. 22, No. 1, 19–29.

Çeviren: Feyza Nur Kay

 

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content