Tarihe Damgasını Vuran “Kadın” Psikologlar

     Günümüzde toplum ne kadar bilinçlendirilmeye çalışılsa da kadına yönelik ayrımcılık maalesef ki çok fazla. Bunu farklı konular olaylar veya diyaloglarda yaşıyoruz. Yalnızca cinsiyetinden ötürü dışlanan, istediği bölümü okuyamayan, istediği gibi giyinemeyen veya fikirleri çoğu zaman göz ardı edilen, fiziksel, cinsel, psikolojik şiddete maruz kalan, aşağılanan hatta öldürülen kadınlar ne yazık ki var ve bu durum azalacağı yerde artarak devam ediyor. Sorgulanması gereken çok konu var. Eğitim elbette ki çok önemli ama yaşanılan olaylara bakıldığında bu durumu kıramadığı aşikar. Okullarda gösterilen eğitimi bir kenara bırakıp aile içinde alınan eğitime bakmak gerekiyor. Bir çocuk özellikle okul öncesi dönemde anne babasını rol model belirler. Bu nedenle ebeveynlerin bilinçlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
     8 Mart Dünya Kadınlar Günü haftasındayken bölümümün bazı önemli kadın üstatlarından bahsetmek ve onları naçizane anmak istedim. Yaptığım araştırmalar neticesinde tarihte kadın psikologların günümüze benzer hatta daha zorlu durumlar yaşadığını gördüm. Fakat onlar vazgeçmedi ve  çalışmalarıyla  modern psikolojinin temellerini attılar ve geliştirdiler. Bütün kadınların kadınlar günü kutlu olsun. İyi okumalar dilerim.

 MARY WHITON CALKINS (1863-1930)

 

     Mary Whiton Calkins ,  APA’nın (Amerikan Psikoloji Derneği) 14. Başkanı ve  burada görev yapan ilk kadındır.  1882’ de klasik ve  felsefe dalında lisans derecesi aldıktan sonra yunanca öğrenmeye başladı. Doğmakta olan psikoloji alanına ilgisi arttı ve çalışmalara başladı. 80’lerin sonunda Harvard’ daki seminerlere katılması için özel izin verildi. 1890’ da William James’ in yayınladığı Psikoloji İlkeleri yüksek lisans seminerindeki tek kadındı. Yine Harvard’ da Hugo Munsterberg ile çalışmasına izin verilmesini istedi. Talebi kabul edildi fakat öğrenci olarak değil sadece misafir olarak kabul edilmesine karar verildi.  Calkins doktora için tüm şartları yerine getirdi. 6 profesörden oluşan komite oy birliğiyle tüm şartların geçerli olduğuna yönelik oy verdi fakat Harvard, kadın olduğu için doktorasını reddetti. Bu durum onu vazgeçirmedi ve Wellesley’ de psikoloji öğretmeye başladı. Burada ilk psikoloji laboratuvarını kurdu.

     APA’nın başkanlığı yanı sıra Amerikan Felsefe Birliği’nin başkanlığını da yaptı. Bellek ve benlik üzerine yoğunlaştı. Oluşturmuş olduğu hafıza testi daha sonra Tichener tarafından kullanılıp geliştirdi. Calkins,  iç içe incelemenin kendisinin davranışları incelemek için bir yöntem olduğunu, özellikle de hayal etme, yargılama ve muhakeme yapma gibi karmaşık davranışların olduğunu belirtti.

     Hayatı boyunca felsefe ve psikoloji alanında pek çok çalışma yaptı ve yüzlerce profesyonel makalesi mevcuttur. The Persistent Problems of Philosophy (1907) ve The Good Man and The Good isimli iki eserinde felsefi bakış açısını anlatmıştır.

ANNA FREUD (1895-1982)

 

     Psikoloji denilince akla gelen isimlerden biri Sigmund Freud’dur. En küçük kızı Anna Freud da psikanaliz, psikoterapi ve çocuk psikolojisi üzerinde önemli çalışmaları olan etkili bir psikologtur. 3 Aralık 1985’te Viyana’da doğdu. Özel bir okula gitti ama eğitiminin çoğunu babasından aldı. Lise eğitiminden sonra ilkokul öğretmeni olarak çalışmaya başladı ve aynı zamanda babasının birçok eserini Almanca’ya çevirdi. Çevirileri yaparken psikanalize ve çocuk psikolojisine ilgi duymaya başladı. Lakin babasının gölgesinde kalmayıp çalışmaları genişletti ve çocuk psikanalizi alanını yarattı. Çocuklarına psikaonalitik uygulamaya başladı ve daha sonra Viyana’da Psiko-Analitik Derneği başkanlığını yaptı.

     Anna Freud yaptığı çalışmalarla çocuk psikoloji alanına büyük katkılar sağladı. Çocukları tedavi etmek için farklı tedavi yöntemleri geliştirdi. Terk edilmiş veya aşırı ihmal edilmiş çocukları kapsayan çalışması daha sonra erken bağlanma araştırmaları için temel attı.  Çocuk Terapisi Kursu ve Kliniği kurdu ve evsiz çocuklar için yuva oluşturdu. 1927’de Uluslararası Psikanaliz Derneği’nde sekreter olarak çalıştı. Ayrıca Ego ve Savunma Mekanizmaları (1936) adlı kitabında savunma mekanizmalarını genişletip net bir şeklide açıkladı. 1952’de kendi kliniğini kurdu ve yaşamı boyunca birçok kitap ve makale yazdı.

MARGARET WASHBURN (1871-1939)

     Başlıca araştırmaları hayvan davranışı, duyum ve algının temel psikolojik süreçleriydi. En iyi bilinen kitabı 1908 yılında yayınlanan Hayvan Zihinleri’dir. Bu kitap hayvan bilişlerinde deneysel çalışmalara dayanan ilk kitaptır. Hareketi ve Zihinsel İmgeleme kitabında , zihinsel süreçlerle motor beceriler arasındaki korelasyonla ilgili teorisini ortaya koydu .Birçok onursal ödül aldı. Ulusal Bilimler Akademisi’ ne seçilen ikici kadın oldu. Vassar Koleji’nde profesör olarak 36 yıl boyunca çalıştı.

     Paylaştığım örnekler aslında geçmişten günümüze, içinde yaşanılan toplum farketmeksizin kadına yönelik negatif bakışı gözler önüne seriyor. Yalnızca üç kadın psikoloğu ele aldım ve dönemlerinde yaşadıkları zorluklara ışık tutmaya çalıştım. Yalnızca psikoloji bölümü içerisinde değil birçok bölümde benzer hikayeler var. Ama onların verdiği belki de en güzel cevap her ne olursa olsun azimle yılmadan çalışıp insanlığa ve topluma kazandırdıkları faydalar. Belki de en önemli nokta cinsiyetçiliği bir kenara bırakıp birbirimize sadece insan olduğumuzu ,ortak paydada buluşabileceğimizi hatırlatmak ve yine birbirimize saygı duymayı öğrenmektir.

Yazan: Elif Ateş

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content