THE GOOD BAD MOTHER: Elinize Geçmişi Telafi Etmek İçin Bir Fırsat Geçtiğini Düşünün…

Evet, şu anda çiçeği burnuna konmaya yeltenen bir psikoloji öğrencisinin yazısını okuyorsunuz. Henüz sadece bir hazırlık sınıfı öğrencisiyim ve daha çiçeğim bile burnuma konmamışken bu ailenin bir parçası olabildiğim için kendimi çok mutlu hissediyorum. Bu da benim ‘hoş geldim’ yazım olsun inşallah.

     Yaklaşık 2 yılı aşkın bir süredir Kore dizileri hayatımda yer edinmekte. İzlerken sevgi, masumiyet, samimiyet, aile sıcaklığı ve daha pek çok farklı unsurun vücut bulmuş haline tanıklık edebileceğiniz bu dizilerden birine değineceğim bugün. Daha ekranlarda yerini almaya başlayalı çok uzun bir süre geçmiş olmamasına rağmen büyük bir hayran kitlesine erişmeyi başardığını söyleyebiliriz. Benim de en sevdiğim diziler arasında ilk beşte yerini aldı bile. Haydi o zaman bir an önce başlayalım.

Dizi Hakkında Genel Bilgilendirme

     ‘The Good Bad Mother’ Nisan 2023’te yayınlanmaya başlayan bir Güney Kore televizyon dizisi olmakla birlikte aynı zamanda Netflix dijital platformunda da yer almakta. Toplam 14 bölümden oluşan dizi, drama ve komedi başlıkları altında incelenebilir. Acı-Tatlı ve duygusal bir içeriğe sahip olup içerisinde bulundurduğu intihar, kendine zarar verme ve madde kullanımı gibi unsurlardan dolayı başlarken 18 yaş ve üzeri bireyler için uygun olduğunu belirtmenin faydalı olacağını düşünüyorum.

Ayrıca Ra Mi-ran, Lee Do-hyun, Choi Moo-sung gibi pek çok usta ismin yer aldığı bir kadroya sahip olduğuna da değinmeden geçmemek lazım.

     Kısaca konusundan bahsedecek olursak; ana karakterimiz Choi Kang-ho, başarılı bir savcı olarak hayatını sürdürürken talihsiz bir kaza sonucu hafızasını kaybediyor. Bu süreçte oğlunun tüm bakımını üstlenen anne Jin Young-soon, geçmişte oğluna karşı yaptığı bazı hataları telafi etme şansını elde ediyor. Elbette hikâye bu kadar basit bir içerikten ibaret değil. Aynı zamanda geçmişte yaşanmış, çok büyük acılara sebep olmuş olaylar; karmaşık, tahmin edilmesi zor ve oldukça sürükleyici bir işleyişle tek tek ele alınıyor. Kim iyi, kim kötü? Üstü örtülmüş gerçekler ne zaman gün yüzüne çıkacak? Olaylara farklı kişilerin bakış açısından bakmaya imkân sağlayan ustaca hazırlanmış bu senaryo, izlerken sizi ekranlara hapsedecek. Dizideki çoğu karakterin iç dünyasına tüm detaylarıyla tek tek hâkim olmak- hem de sadece 14 bölümde- nasıl mümkün olabilir? Böyle bir deneyim yaşamak istemez miydiniz?

Detaylı İçerik İncelemesi (Spoiler İçerir)

     Acı kayıplar, yara almış kalpler, intikam hırsı, telafisi mümkün bir geçmiş, karşılıksız sevgi, iç ısıtan sahneler ve daha niceleri… Hepsini bir arada bulabileceğiniz bu etkileyici hikâyeyi öğrenmeye hazır mısınız? Kemerleri bağlayın çünkü yolculuğumuz başlıyor:

Gimbap- Aileye Elveda

     Güneşli, ışıl ışıl bir gün düşünün. Tüm aile pikniğe gitmek için hazır, bir kişi hariç. Küçük kızları sınavlarından dolayı bu eğlenceye katılamayacak fakat bir şekilde bu pikniğe katkı sağlamak istiyor. Ailesi için yaptığı gimbapı onlar yola çıkmadan önce aceleyle tutuşturuyor ellerine. Arabanın arkasından el sallarken aniden gelen o çığlığa benzeyen korkunç fren sesi…

     Ailesinin tüm üyelerini küçükken bu şekilde kaybetmişti Jin Young-soon. Bu olaydan dolayı kendini suçluyordu. Yaptığı gimbap için beklemek zorunda kalmasalardı, belki de şu anda hayatta olurlardı. Hayatının devam eden yıllarında da imtihanı hep gimbapla oldu.

Gimbap: Suşi benzeri; pirinç, yosun ve rendelenmiş çeşitli sebzelerle yapılan geleneksel bir Kore yiyeceği.

Gimbap – Eşe Elveda

     Yıllar sonra büyüyüp evlenen Jin Young-soon, sonunda mutluluğu bulmuştu. Eşiyle kırsalda küçük bir domuz çiftliği işleterek geçimlerini sağlıyorlardı ve bir bebek bekledikleri haberini almışlardı. Her şey mükemmel ilerlerken aniden yaşanan bir olayla hayatları tepetaklak oldu.

      Adı kötü işlerde çıkmış bir inşaat firması, devlet tarafından alınan bir kararla domuz çiftliklerinin yıkımına karar verildiğini söylemeye gelmişti evlerine. Eşi için çiftlik çok önemliydi, doğacak olan çocuğuna ailesinin mirası olarak bırakabileceği tek şeydi. Teklifi kabul etmemesi üzerine bir gece yarısı firmanın adamları gelip çiftliği ateşe verdiler ve bunun üzerine bir dava açıldı. İnşaat firması davadaki savcı, avukatlar ve çevredeki komşular da dahil olmak üzere herkese verdiği rüşvetler ve savurduğu tehditlerle davada galip gelmeyi başardı.

     Bir gün Young-soon’ un eşi haklı olduklarına dair bir kanıt buldu ve bunu savcıya götürmeye gitti. Eşini uğurlayan Young-soon, yanına karnı acıkırsa diye gimbap koymuştu. İnşaat firmasıyla iş birliği içinde olan savcı, kanıtı yok edip haberi firmaya iletti ve Young-soon o gece eşinin intihar haberini aldı. Söylediklerine göre buldukları cesedin yanında bir kap gimbap vardı. İntihar olduğuna başından beri inanmamıştı Young-soon çünkü eşi böyle bir şey yapacak biri değildi. Fakat baş edemeyeceği bir durumun içine düşeceğinin farkına varıp en sonunda acı gerçeğe boyun eğmek durumunda kaldı. Belki de o gün kocasını savcıya gitmemesi için durdursaydı şu an hayatta olacaktı. Bu olay için de kendini suçladı. Bir daha da asla gimbap yapmamaya karar verdi.

Geçmiş Pişmanlıkların Hayata Etkisi

     Kabullenmesi en zor şeylerden biridir ölüm. Sevdiğin birini beklenmedik bir şekilde kaybetmenin acısı kolaylıkla silinemez zihinden. Young-soon hem ailesini hem de eşini bu şekilde kaybetmesine rağmen hayata tutunabilmeyi başarmış çok güçlü bir karakter. Ayrıca onların ölümlerinden bir nevi kendini sorumlu tutuyor. Geçmişte kalmış küçücük bir pişmanlık bile hatırladıkça bizi için için yerken böyle bir durumun yarattığı pişmanlığın acısını düşünün bir de. Maalesef geçmişi değiştirmenin bir yolu olmadığı gibi üstelik geçmiş, geleceğimiz ve şimdiki zamanımızın üzerinde de oldukça söz sahibi bir konuma sahip.

     Hepimiz hayatımızı şekillendirirken geçmişte yaşadıklarımızı yeniden gözden geçirerek çıkarımlar yapar ve atacağımız yeni adımları bu şekilde belirleriz. Bu aslında gayet doğal ve insan gelişiminde etkili bir süreçtir. Bir nevi deneyim elde etmek gibi düşünebiliriz. Fakat bazen geçmişe dair yapılan yanlış çıkarımlar tüm hayatın kişiye zehir olmasına ve kişinin yanlış kararlar vermesine yol açabilir. Burada da Young-soon’un ölümlerden ötürü kendini suçlu bulması yaşanılanların yanlış bir yorumlaması diyebiliriz. Kendini, ailesinin ve eşinin katili olarak gören biri hayatının kalan kısmını ne kadar sağlıklı kararlar vererek geçirebilir?  Young-soon’un geçmişe dair bu yanlış çıkarımı maalesef hem kendi hayatında hem de çocuğunun hayatında birtakım sonuçlar doğuracak.

Senin Yerine Planlanmış Bir Hayata Gözlerini Açmak

     Eşinin ölümünden sonra Young-soon’ un hayata tutunmasını sağlayan tek şey karnındaki bebekti. Onun için yaşamaya karar verdi ve şu ana kadar yaptığı hataların, pişmanlıkların hiçbirini çocuğuna yaşatmamaya ant içti. Daha çocuk doğmadan karar verilmişti hayatına. Bu yüzden çok önemlidir ebeveynin yeri ve tavrı çocukların gelişiminde. Bizler aslında bize miras kalan davranış ve alışkanlıkları devam ettiriyoruz aynı buradaki örnekte de görebileceğimiz üzere.

     Yeni bir köye taşınarak başladı her şeye. Orada da küçük bir domuz çiftliği satın aldı tüm mal varlığıyla. Sıfırdan bir hayata başladı. Komşuları çok yardımcı oldular her konuda. Sonunda bir oğlu olmuştu. Eşiyle önceden karar verdikleri Kang-ho ismini koydu ona.

Kang: güçlü.

Ho: bağışlayan, olağanüstü güçlere sahip olan.

     Kang-ho hayata daha başlarken güçlü olmak zorunda bırakıldı. İlk yaş gününde önüne sunulan seçenekler arasından seçtiği tokmak sonucunda savcı olacağı belirlendi. Kang-ho savcı olmak zorunda bırakıldı. Öğrencilik yılları boyunca annesinin yaptığı iş yüzünden akran zorbalığına uğradı sayısız kez. Domuz kokulu diye dalga geçtiler onunla, babasız diye dalga geçtiler hiç acımadan. O ise tüm bunlar karşısında sessiz kalmak zorundaydı. Bir defa arkadaşına karşılık verdiği için annesi onu saatlerce dövdü. Kang-ho bağışlayıcı olmak zorunda bırakıldı.

     Savcı olarak karar verilen kaderi için çok sıkı çalışmak zorundaydı. Karnı doyunca şekeri yükselip uykusu gelmesin diye annesi istediği kadar yemek yemesine izin vermiyordu.

Kang-ho zorla aç bırakıldı. Yaptığı her yanlış için fazladan çözmesi gereken 100 soru yüzünden geceleri uykusundan mahrum bırakıldı.

     Okul pikniklerinin hiçbirine gitmesine izin vermiyordu annesi. Herkes pikniğe gidip annelerinin yaptığı gimbapları yerken Kang-ho bundan da mahrum bırakıldı. Serpildi, genç bir çocuk oldu, sevmekten ve sevilmekten mahrum bırakıldı. O sadece çalışıp savcı olmalıydı. Annesinin onun için karar verdiği hayatı yaşamak zorundaydı. Kang-ho yaşamdan mahrum bırakıldı…

    Özgüvenli, Mutlu ve Başarılı Bir Çocuk Yetiştirmek

    Çocuk, ebeveyninin aynasıdır derler. Ne kadar da doğru bir söz. Çocuk yetiştirmek, belki de bir bireyin doğumundan ölümüne kadar olan yaşam sürecinde yaptığı en önemli şey. Çünkü çocuk yetiştirirken aslında senden sonraki neslin temellerini atıyorsun bir nevi. Maalesef toplum, bu durumun ciddiyetinin farkında değil. Bir çocuğun büyüme sürecinde anne ve babasından gördüğü her şeyi fotokopi makinesi misali kopyaladığının farkında değil.

     Yaptığımız hiçbir hareket, attığımız hiçbir adım, söylediğimiz hiçbir söz çocukların radarından kaçmıyor. Onlar ekilmeyi bekleyen boş birer tarla gibiler ve sen ne ekersen kabulleri. Ama maalesef ektiğin her üründe aldığın sonuç aynı değil. O tarlanın toprağına uygun, bulunduğu iklime uygun ürünler ekmelisin ve düzenli olarak bakımını yapmalısın ki hasat vakti geldiğinde mükemmel bir sonuç ortaya çıksın.

    Bazı ebeveynler yaşadıkları travmaları ekerler o tarlaya, bazıları kızgınlıklarını, bazıları ise kendi toprağına uygun ürünü… Fakat hepsinin aldığı sonuç aynıdır: kupkuru, bomboş bir kara parçası.

     Şunu unutmamalıyız; her çocuğun kendine has bir kişiliği, kendine has yetenekleri ve ilgi alanları vardır. Bizim yapmamız gereken şey onları kendi belirlediğimiz alana yönlendirmek değil, kişiliklerine uygun olan en doğru alanı bulmalarına yardım etmektir. Hepsinin özel, eşi benzeri bulunmayan bireyler olduklarını aklımızdan çıkarmamalıyız.

     Geçmişte yaşadığımız travmaları çocuklarımıza hissettirmemeliyiz. Eğer gerekiyorsa tedavi olmaktan kaçınmamalıyız. Çünkü emin olun, günün sonunda çocuğunuzun da sizin yaşadığınız acıların aynısını yaşadığını görmek en çok sizi üzecek.

     Onlar büyürken birlikte oyun oynamayı, kaliteli vakit geçirmeyi ihmal etmemeliyiz. Günümüzde maalesef eğitim sistemi içinden çıkılamaz bir hal almış bulunmakta. Fakat lütfen siz çocuklarınızın bu at yarışı içerisinde kaybolup gitmesine izin vermeyin. Her şey yüksek notlar almak ya da deneme sınavlarında birinci olmaktan ibaret değil. Bunu mutlaka çocuğunuza hissettirin. Ona hata yapma şansı tanıyın, hata yapmanın normal olduğunu gösterin.

     Bir topluluk içerisinde hakkını saygı çerçevesine uygun bir şekilde savunmayı öğretin ona. Tebrik etmeyi, aferin demeyi unutmayın. Seni seviyorum demekten çekinmeyin. Aradığı sevgiyi ailesinde bulamayan çocuk yaşı ilerledikçe bunu başkalarında aramaya başlar. Onu sevdiğinizi hissettirin ki sevgiyi vakti gelmeden tehlikeli yerlerde aramaya çalışmasın.

Sil Baştan

’’Domuzlar başlarını kaldıramaz bu yüzden tüm hayatlarını yere bakarak geçirirler. Bir domuzun gökyüzüne bakmasının tek bir yolu vardır. O da düşmesidir. Düşmek hem domuzların hem de insanların başka bir dünyayı, daha önce görmedikleri br dünyayı görmelerini sağlar…’’

     Kang-ho annesinin istediği gibi okuyup çok başarılı bir savcı olmuştu. Fakat hayatı sorgulamaya başladı kendi kendine. Neden savcı olması gerekiyordu? Bunca yıl ne için çabalamıştı bu kadar? Sonunda farkına vardı. O bunca yıl annesinin hayalini yaşamıştı. Onun kendine ait bir hayatı yoktu. O zaman annesi için yaşamaya devam etmeliydi. Bu hayatı tek bir amaç uğruna yaşama kararı aldı: Babasının yıllar önce üstü örtülmüş ölümündeki suçlulara hak ettikleri cezayı vermek. Sonra Kang-ho’nun bu hayattaki tüm görevi sona erecekti.

     Tehlikeli bir yoldu girdiği yol. Bu yüzden annesi de dahil sevdiği herkesi kendinden uzaklaştırdı. Bile bile, içi yana yana kalplerini kırdı onların. Sadece yapması gerekene odaklandı. Sinsice içlerine girdi suçluların. Planı olması gerektiği gibi ilerlerken hiç beklemediği bir şey yaşandı. Bir trafik kazası geçirdi aniden.

     Aylarca komada kalmasının ardından uyandığında hafızasını kaybetmişti ve 7 yaşına geri dönmüştü. Ayrıca vücudunu hareket ettiremiyordu. Annesi tüm bakımını üstlenip onu çiftliğe götürdü. Haftalarca zorla yemek yedirmeye çalıştı fakat Kang-ho her seferinde yemeyi reddetti. Sürekli uyuyordu, durmadan uyuyordu geçmişin acısını çıkartırcasına. O kadar uzun bir süredir açtı ki güçsüzlükten bayılmak üzereydi. Young-soon en sonunda öfke ve hüznün karmaşası içerisinde ağlayıp bağırmaya başladı. Bunun üzerine Kang-ho küçük bir çocuk gibi korkup konuştu:

’’Kang-ho yemek yiyemez, yerse uykusu gelir, uykusu gelirse ders çalışamaz.’’

     Young-soon yaptığı hatanın farkına vardı. Geçmiş tüm acı gerçekliğiyle gözlerinin önüne serildi. Kendi elleriyle mahvettiği oğluna baktı. Bu kaza; onu geri kazanmanın, geçmişi telafi etmenin bir yoluydu belki de. Hiçbir zaman Kang-ho’nun bu durumunu hastalık ya da aptallık olarak nitelemedi ve kimsenin de böyle görmesine izin vermedi. Bu yukarıdan gelen bir hediyeydi. Kang-ho sadece kısa bir süreliğine çocukluğunu telafi etme şansı elde etmişti. Sonra eski haline geri dönebilirdi. Young-soon’ un oğluna olan inancı tamdı.

     Dizinin devamında Kang-ho’nun günbegün yeniden büyüyüşünü, annesiyle aralarında filizlenen mükemmel ilişkiyi izliyoruz. Aynı zamanda geçmişte çevirilen tüm dolaplar da tek tek ortaya çıkıyor. Birbirine söylenemeyen sözler, yarım kalmış cümleler, gerçekleştirilemeyen hayaller… Tek tek işaretleniyor listedeki tamamlanmamış tüm maddeler.

     Hani bazen insan geçmişte yaptığı bir hatayı telafi etmek ister fakat olan olmuştur, tüm hayatı boyunca bu hata boğazında düğüm olarak kalır ya hani. İşte bu dizide o düğüm çözülüyor adeta. Düğüm çözüldükten sonraki ilk nefesle birlikte ekran da kararıyor yavaş yavaş…

   Son olarak temamıza uygun bir ekleme yapıp bitiriyorum. Hayatınız boyunca şunu asla unutmayın: Para, mal, mülk, statü… Bunların hepsi birer palavradan ibaret. Asıl gerçek:

‘’Çocuklar, dünyanın en büyük servetidir.’’

2 thoughts on “THE GOOD BAD MOTHER: Elinize Geçmişi Telafi Etmek İçin Bir Fırsat Geçtiğini Düşünün…”

  1. Arzu Özkan

    çooook güzel bir dizi ve siz çoooook güzel özetlemişsiniz… gerçekten teşekkür ederim, güzel bir ışık verdiniz….. iyi ki varsınız.. bir çok güzel farkındalık oluşturan eserleri yine bize fark ettirin

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content