TO THE BONE

Gösterim Tarihi: 22 Ocak 2017

Senaryo ve yönetmen: Marti Noxon

Oyuncular: Lily Collins, Keanu Reeves, Carrie Preston

Merhaba sevgili psikopol okurları. Sizlere etkisinden uzun süre çıkamadığım harika bir film tanıtımı sunmak istiyorum. 2017 yapımlı To The Bone (Kemiklerine Kadar) filmi. Kemiklerine Kadar filmi anoreksiya nervoza hastalığına sahip, yaşama sevincini yitirmiş, hayattan hiç bir beklentisi olmayan 20 yaşındaki Ellen’ın hikayesini çarpıcı bir şekilde izleyicisine sunar. Ellen, üniversiteyi bırakıp çizdiği resimleri sosyal medyada yayınlayarak ünlü olmuştur. Anoreksiya nervoza ile ilgili çizip yayınladığı resimlerden etkilenen bir takipçisinin intihar edip ölmesi sonucu kendisini hep suçlu hisseder. Ellen çocukluğundan beri sorunlu bir çocuktur. Bu yüzden annesi ve babası onu hayatlarında pek istemezler. Tabi Ellen için sorunlu dediysem de sorunun kaynağının ebeveynlerinden geldiğini unutmamak gerekir. Annesi, Ellen on üç yaşındayken ona eşcinsel olduğunu söyler ve sevgilisiyle beraber bir çiftlikte yaşamaya başlar. Ancak Ellen’ın sorunlu davranışlarından dolayı onu yanında istemez ve Ellen’ı babasının yanına gönderir. Film süresince babayı hiç görmememiz zaten babanın da ilgisiz bir baba olduğunun göstergesi. Ellen’la üvey annesi ilgilenir. Aslında üvey anne daha çok Ellen’ın kilosuna takıntılıdır ve onu farklı tedavi yöntemleri uygulayan bir merkeze götürür. Ve asıl hikaye bu merkezde yaşanır. Çeşitli yeme hastalıklarının farklı yöntemlerle tedavi edildiği merkezi Dr. Beckham yönetmektedir. Uyguladığı farklı yöntemler sayesinde Ellen’ı merkezde biraz daha uzun tutmayı başarır. Tedaviye Ellen’ın ailesini de dahil etmeye çalışsa da bu konuda pek başarılı olmaz.

Ellen tedavi merkezindeki hastalardan biriyle (Luke) duygusal bir yakınlaşma yaşamaya başlar ve bu onun merkezde biraz daha uzun kalma nedenlerinden biri olur. Ancak merkezdeki bazı olumsuzluklar, Ellen’ın motivasyonunu düşürür ve onun iyileşme sürecini bırakıp Merkezi terk etmesiyle sonuçlanır. Ellen öz annesinin çiftliğine gider ve orada ölüm kalım arasında tercihte bulunur.

Anoreksiya Nervoza?

Anoreksiya nervoza, aşırı derecede düşük vücut ağırlığı, kilo alma korkusu ile çarpık bir kilo ya da şekil algısına sahip psikolojik bir rahatsızlıktır. Büyük oranda yaşamı tehdit edici bir hastalıktır. Anoreksik hastalar, kilo vermek için çok büyük çabalar verirler. Ve bu çabalar hayatlarının bir çok alanını önemli ölçüde olumsuz etkiler. Kalorilere takıntılıdırlar. Kilo vermek için aşırı egzersiz yaparlar ve sıra dışı yollara başvururlar. Nitekim filmde de görüldüğü gibi Ellen da çok aşırı derecede  mekik çekmekten sırtında yaralar oluşmuştur, yiyeceklerin kalorilerini bilmekte otomatikleşmiştir. Ellen o kadar çok zayıflamıştır ki vücudundaki yağlar tükendiği için  bedeni kıl üreterek onu sıcak tutmuştur.  Anoreksiya nervoza rahatsızlığı yemek yeme ile ilgili olmakla birlikte duygusal sorunlarla baş etmeye çalışılan sağlıksız bir yoldur. Anoreksiya nervozanın önemli nedenlerinden birisi; “modern dünyada zayıflığın güzellikle bağdaştırılması ve zayıflama konusunda toplumsal baskının olması.”

Spoiler:

Filmin belki de en dikkat çekici sahnesi anne bebek arasında kurulan bağa vurgu yapılan sahnesi… Ellen’ın annesi Ellen küçükken onunla bu bağı kuramadığı için 20 sene sonra aldığı bir tavsiye ile Ellen’ı kucağında yatırır, onu biberonla besler ve ona ninni söyler. Ellen tam da hayattan ümidini kesmişken annesiyle 20 yıl sonra kurduğu bağ ve gördüğü bir rüyanın etkisiyle yaşamaya karar verir ve tedavi merkezine geri döner.

Yazan

Meliha Taşlıtepe

https://www.monapsikoloji.com/film-analizi-kemiklerine-kadar/

https://moodisthastanesi.com/tr/tibbi-bolumlerimiz/yetiskin-psikiyatri-merkezi/yeme-bozukluklari-tedavi-merkezi/?gclid=EAIaIQobChMI763rl6nH-gIVvZJmAh3uvA_yEAAYASAAEgK31_D_BwE

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content