Toplumsal Cinsiyetçi Biliş

Ataerkil düzenlerin oluşmasında rol oynayan ve bunu devam ettiren birçok faktör olsa
da toplumsal cinsiyetçi biliş bu faktörlerin en temelinde yatar ve diğerlerinin oluşmasına
zemin hazırlar. Toplumsal cinsiyetçi biliş, toplumda kadın ve erkeğe farklı roller biçen,
cinsiyete yönelik önyargılar oluşturan ve bir cinsiyeti daha baskın olarak kabul eden düşünce
sistemidir.Toplumsal cinsiyetçi bilişi oluşturan faktörler ise, toplumsal cinsiyet şemaları, kalıp
yargılar, roller, önyargılar ve eşitsizliktir. Bu faktörler, doğuştan değil, sonradan toplumdan
öğrenilmekte ve öğrenilenler nesilden nesile aktarılarak ataerkil düzenin devamı
sağlanmaktadır. Toplumsal cinsiyetçi biliş, kadın ve erkeğin nasıl olacağı ve davranacağına
yönelik beklentiler ve kuralları belirlemektedir. Evde, iş yerinde, sokakta ve diğer birçok
mekânda kadınların ve erkeklerin rolleri farklıdır. Toplumdan cinsiyetçi düşünmeyi öğrenen
çocuk ise, bu kuralları devam ettirerek diğer nesillere öğretmektedir. Toplum içindeki bu
tutum ve davranışa yönelik kurallar katıdır.

Toplumsal cinsiyete dayalı bilişi oluşturan faktörler arasında ilk olarak toplumsal cinsiyet şemaları gelir. “Şema”, gelen bilgilerin daha kolay işlenmesini sağlayan kalıptır. Doğuştan değil, sonradan öğrenilir. Toplum tarafından daha sonradan oluşturulan cinsiyet şemalarına ise “toplumsal  cinsiyet şemaları” denir. Çocukların kadın ve erkek olmak üzere iki farklı şeması vardır. Çocuklar büyüdükçe cinsiyetçi davranmaya, düşünmeye ve olayları bu şemalara göre değerlendirmeye başlarlar. Önce, kendilerini cinsiyetleriyle algılamakta, daha sonra ise, kendi cinsiyetlerine uygun gördükleri davranışları öğrenmektedirler. Dahası, bu şemalar 4 veya 5 gibi çok erken yaşlarda oluşmaya başlar. Çocuklar, erkeklerin ve kadınların nasıl davranması gerektiğini öğrenirler. Kendi tutum, inanç ve düşünce sistemlerini de buna göre şekillendirirler. Böylece, eril tahakküm, nesiller boyu aktarılan üstün erkek şemasıyla yeniden üretilmeye devam etmektedir.

Toplumsal cinsiyet kalıp yargıları ise toplumsal cinsiyetçi bilişi oluşturan diğer bir faktördür. “Kalıp yargı”, belirli bir gruba yönelik inançlar ve beklentilerdir. Kadınlardan ve erkeklerden beklenen özellikler ise, “toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını” oluşturur. Kalıp yargılar toplumdan ve kültürden öğrenilir. Hangi özelliğin hangi cinsiyeti daha fazla tanımladığı hakkındadır. Bir gruba ait tüm bireyleri belirli bir kalıba sokar. Bireysel farklılıkları görmezden gelir. Erkekler için baskın, güçlü, egemen ve otoriter gibi kalıp yargılar oluşturulurken, kadınlar için bağımlı, zayıf ve güçsüz gibi kalıp yargılar oluşturulmaktadır. Bu kalıp yargıları çevrelerinden öğrenerek büyüyen çocuklar, bu özelliklere göre hareket etmeye başlar. Toplum, kadınlara pasif ve kadınsı olmayı öğretirken, erkeklerin baskın ve erkeksi olmasını desteklenmektedir. İdeal erkek kaba olmalı, ideal kadın ise kibar olmalıdır. Erkekler için güçlü ve baskın gibi kalıp yargıların üretilmesi ise, eril tahakkümü yeniden üretmektedir.

Toplumsal cinsiyet rolleri de toplumsal cinsiyetçi bilişin oluşmasına sebep olur. “Toplumsal cinsiyet rolleri”, kadınlar ve erkekler için uygun görülen belirli roller ve davranışlardır. Geleneksel ailelerde kadınlara ve erkeklere verilen roller farklıdır. Böylece, toplumda ideal erkek ve ideal kadın rolleri oluşmaktadır. Toplum, bireylerden rollere göre hareket etmesini bekler. Yemek, temizlik, ev ve çocuk bakımı gibi ev işleri kadınlara verilmektedir. Erkekler ise, ev dışındaki işlerde çalışarak eve maddi destek sağlarlar. Çocuklar, bu geleneksel rolleri kadın ve erkeklerin davranışlarıyla öğrenir ve içselleştirir. Çocuklar rollerine göre hareket ettiklerinde toplumdan onay alırlar. Ayrıca, ebeveynlerinden ve çevrelerinden model alarak cinsiyet rollerine göre nasıl davranacaklarını da öğrenirler. Sosyal Öğrenme Kuramının iddia ettiği gibi, roller model alarak da öğrenilmektedir.
Sonuç olarak, ataerkil düzenler ve eril tahakküm, erkeklere ve kadınlara verilen farklı roller, erkek ve kadın hakkındaki farklı kalıp yargılar, şemalar ve bunların nesiller boyunca aktarılmasıyla devam etmekte ve yeniden üretilmektedir.

PSK. Eda MAT

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content