Travmatik Beyin Hasarına Sahip Askerler Diğer Ciddi Yaralanmalara Sahip Olanlardan Daha Fazla Zihinsel Hastalığa Sahip

Massachusetts Amherst Üniversitesi Sağlık Hizmetleri araştırmacıları tarafından yapılan geçmişe yönelik yeni bir çalışmaya göre, orta veya ağır travmatik beyin hasarından (TBI) ile mustarip olan ABD savaş askerleri, diğer ciddi yaralanmalara sahip olan askerlerden daha çok, çeşitli zihinsel hastalıkları deneyimlemeye eğilimliler.

Halk Sağlığı ve Sağlık Bilimleri Okulu’nda, sağlık politikası ve sağlık yönetiminde yardımcı doçent doktor olan baş araştırmacı David Chin, ‘’Ana düşünce, ağır travmatik beyin hasarının (TBI) sadece Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ile değil, daha ciddi bir zihinsel bozukluk riski ile bağlantılı olmasıdır. Bulgularımız, savaşta ciddi bir şekilde yaralanan ve ağır travmatik beyin hasarını (TBI) sahip hastaların bilhassa yüksek oranda zihinsel sağlık bozukluğu olduğunu gösteriyor.’’

Military Medicine dergisinde yayınlanan bu araştırma, orduda olan ağır savaş zararını ve bununla bağlantılı ruh sağlığı sonuçlarını gözden geçiren en büyük ve en geniş araştırmadır. Chin ve ortak yazar John Zeber, Massachusetts Amherst Üniversitesi’nde doçent doktor ve sağlık politikası ve yönetim programı başkanı, daha çok 2002 ve 2011 arası Irak ve Afganistan’da savaş sırasında ağır bir şekilde yaralanan deniz askerleri veya ordudan oluşan 4.980 askeri üyesinin vakasını incelediler. Yaklaşık olarak üçte biri orta veya şiddetli Travmatik Beyin Hasarı (TBI) geçirdi.

ABD Savunma Bakanlığından gelen veriler, Chin ağır yaralı askerlerin %71’inin tedavi sonrası izlemede beş zihinsel sağlık durumdan en az biri ile tanı koyulduğunu buldu. Bu beş zihinsel sağlık durumları; travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), anksiyete ve bipolar bozukluğu, uyum bozukluğu, şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar ve bilişsel bozukluklardır. Daha önce yapılan araştırmalar, ciddi bir şekilde yaralanan savaş askerlerinin %42’den daha azının zihinsel sağlık bozukluğu teşhisi konulduğunu bildirdi. Ve Chin, çalışmasının zihinsel sağlığı teşhisini daha dar bir şekilde tanımladığını belirtiyor.

Chin’in araştırmasında, her zihinsel sağlık durumu için olan teşhisler, Travmatik Beyin Hasarı (TBI) vakaları arasında, diğer ciddi yaralanmalardan daha yüksekti.

’’Travmatik Beyin Hasarı (TBI) üzerine yapılan araştırmaların çoğu hafif ve orta dereceli beyin hasarına baktı.’’ diyor Chin. TSSB ile ilişkili tahmini oranın %23 kadarken, daha ağır TBI vakalarında Chin’in araştırması %46 oranından söz etti. 

Buna ek olarak, Chin, daha ağır Travmatik Beyin Hasarlı (TBI) savaş askerleri arasında travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) riskinin daha önceki araştırmacıların varsaydığı gibi düşük değil, yüksek olduğunu buldu.

“Şiddetli Travmatik Beyin Hasarına sahip olmanın, TSSB üzerinde amnestik bir etkiye yol açtığına, yaralanmaların hastaların olay hakkında hiçbir şey hatırlamayacakları kadar şiddetli olduğuna dair yaygın bir inanç vardı. Bu veriler aksini gösterdi.’’ dedi Chin.

Çalışma, dört askeri hizmet kolunun tamamından personel içermesinin yanında, askerlerin bakımını da dört yıldan fazla bir ortalama süre takip etti. Ordudaki TBH ile ilgili önceki çalışmalar bir hizmet kolu içeriyordu ve askerleri yaralanmadan sonra sadece bir yıl boyunca izlediler.

Daha uzun zaman diliminde bile, Chin çalışmanın ağır yaralı askerler arasında zihinsel sağlık koşullarının yaygınlığını ‘’kesinlikle küçümsendiğini’’ söylüyor. Çalışmaların sınırlamaları arasında: araştırmacılar sadece Savunma Bakanlığı ile ilişkin kayıtlara erişebildi, bu yüzden araştırmacılar, askerler taburcu edildikten sonra davaları izleyemedi; ve askeri kültür zihinsel sağlık belirtilerinin eksik raporlanmasını sebep oldu.

Chin, daha fazla araştırmanın gerekli olduğunu vurgularken, çalışma, ciddi bir şekilde yaralanan askerlerin, özellikle ağır Travmatik Beyin Hasarına (TBI) sahip olanların, yaralanmadan yıllar sonra, zihinsel sağlık durumunun izlenmesinin ve gazilere ve onların ailelerine klinik ve destek hizmetlerinin sağlanmasının önemini anlatıyor.

 

Çeviren: Zeynep Tuna Bozkır

Kaynak: Neurosciencenews

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content