BEYİN SENİN HİKAYEN – DAVİD EAGLEMAN

Yaşamımız boyunca kazandığımız bütün deneyimler beynimizdeki küçük ayrıntıları biçimlendirir. Deneyimlerimiz sayesinde edindiklerimiz beynimizdeki nöral ağ miktarını ve çeşidini artırır. Bu durum ‘beynin plastisitesi ‘dediğimiz durumdur. Peki biz olaylar yaşarken, başarılı ya da başarısız olurken ve çözüm yolları öğrenirken beynimizde nasıl değişiklikler meydana geliyor? Tüm bunları bu kitapta görebilmek mümkün.

            Kitabın yazarı David Eagleman. Eagleman, Amerikalı nörobilimci olup Stanford Üniversitesi’nde nörobilim dersleri vermektedir. Aynı zamanda Neosensory’nin CEO’ su ve kurucu ortağıdır. Eagleman’ın  başlıca çalışma alanları; zaman algısı, görme, sinestezi ve nörobilimin hukuk ile kesişmesi konularıdır. Yazıları da New York Times, New Scientist gibi ünlü dergilerde yayımlanmıştır.

Kitabın 25.baskısı 265 sayfadan oluşur.Kitap da giriş, altı bölüm, teşekkür notlar ve sözlük kısımlarından oluşur. Yazar ilk aşamada nöral açıdan kim olduğumuzu incelemiş, daha sonraki bölümlerde ise gerçeklik, kontrolün kimde olduğu ve karar verme mekanizmaları gibi en çok merak edilen ve tüm bu durumların beynimizde nasıl gerçekleştiğini, hangi aşamalardan geçtiğini kimi zaman ilginç kimi zaman ise psikolojinin ve sinirbilimin kilometre taşı sayabileceğimiz örneklerle açıklamıştır. Kitabın dili sade ve anlaşılır olup, verilen örnekler okuyucunun ilgisini oldukça çekip bazı durumları anlamlandırmasında olanak sağlamıştır.

            Kitabı okurken o kadar fazla yeni ve ilgi çekici bilgiler ediniyorsunuz ki hangisinin önemli olduğunu seçmekte zorlanıyorsunuz. Yazar, size sunduğu örneklerle hem belirttiği olguları anlamanızı kolaylaştırıyor hem de sizi zihninizde yeni sorularla düşünmeye, sorgulamaya sevk ediyor.

 Benim kitapta benim özellikle beğendiğim, üzerine düşünüp kafa yorduğum kısmını sizlerle de paylaşmak istiyorum. ‘‘Vagon açmazı’’olarak bilinen bir deney. Bir tren vagonu, kontrolden çıkmış şekilde raylarda hızla ilerliyor. Biraz ileride dört işçi de rayların bakımıyla  ilgileniyor. Siz de oradasınız ve vagonun çarpmasıyla hepsinin öleceğini biliyorsunuz ama sonra fark ediyorsunuz ki vagonu başka bir yola yönlendirecek bir kol var. O kol üzerinde de ray bakımı yapan bir işçi bulunuyor. Eğer kolu çekerseniz de o bir işçi ölecek. Bu durumda kolu çeker miydiniz? İkinci bir senaryo ise yine vagon kontrolden çıkmış halde hızla ilerliyor. Rayların üzerinde dört işçi var. Ancak siz yukarıda rayları gören bir su deposu üzerindesiniz. Yanınızda uzaklara bakan, iri bir adam var ve eğer adamı iterseniz treni durduracak ve dört işçi kurtulmuş olacak. Ama bu seferde hiçbir şeyden haberi olmayan ,uzaklara bakan adam ölecek.Bu durumda adamı iter miydiniz? İlk deneyde bir işçinin olduğu yönde kolu çekmeye karar verilirken ikinci deneyde ise kimse adamı aşağı itmeye yönelmiyor. Neden? Yapılan beyin görüntüleme teknikleri ile bu durumun nedeni beyinin ilk deneyi matematik problemi gibi görmesi ve beyindeki mantıksal problem çözme ile alakalı bölgelerin aktif hale gelmesidir. İkinci deneyde ise masum adamı itip itmemeyi düşünürken, duygularla ilgili beyin ağları karar vermede daha etkin bir role sahiptir ve bu durum bizim fikrimizi değiştirebilir. O halde beyin karmaşık bir yapıysa bize hangi seçeneğin doğru olduğunu söyleyen şey sadece mantık ya da duygulardan mı ibarettir? Yoksa farklı bağlantılar, faktörler mi söz konusudur?

Betül AKTAŞ

KAYNAKÇA

Eagleman, David(2022). Beyin Senin Hikayen, İstanbul, Domingo Yayınları.

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Scroll to Top
Skip to content