Herkes üzgün veya endişeli hissedebilir, hatta paniğe kapılabilir veya korkabilir. Bunların hepsi normal duygulardır. Durumlar test edici veya zorlayıcı olabilir; bizi kaybolmuş veya iyileşmeye ihtiyaç duyuyormuşuz gibi hissettirebilir. Bu da normaldir. Çoğu zaman bize yardımcı olacak başa çıkma stratejilerimiz bulunur ve bu durumlar geçip gider, böylece hayatımıza bildiğimiz gibi devam edebiliriz.
Bununla birlikte, deneyimlerin günlük yaşamı etkilediği ve zihinsel sağlık sorunları yaşamamıza veya duygusal bunalım yaşamamıza neden olduğu zamanlar vardır. Yanlış yerleştirilmiş bir yorum veya eylemden, şimdi veya geçmişte sürekli kötü muameleye maruz kalmaya kadar her şey zihinsel sağlığımızı etkileyebilir, bizi güçsüz ve baş edemeyecek hale getirebilir.
Terapinin Gerekli Olduğuna Dair İşaretler
Yaşamla üretken ve tatmin edici bir şekilde etkileşime girme yeteneğimizi etkileyen ezici duygular veya yıkıcı davranışlar yaşarsak, terapi bizim için buradadır. Belirtiler şunları içerebilir:
*öfke patlamaları
*depresyon
*sürekli endişelenmek
*uykusuzluk
*kendi kendine empoze edilen yalnızlık
*hayata ilgi eksikliği
*görünüşe göre hayat bize karşı çalışıyor
Bunlar terapinin bize yardımcı olabileceğinin sadece birkaç işaretidir, çok daha fazlası vardır.
BELİRLİ SORUNLAR
Terapide hiçbir sorun ne çok küçük ne de yardım istemek için çok büyük değildir. Terapistler, bazılarının diğerlerinden daha yaygın olmasına rağmen, çeşitli sorunları olan insanları görür. Bizi terapiye götüren psikiyatrik bir teşhis olmak zorunda değildir. Aslında, genellikle hayatımızdan memnun hissetmemize engel olan meselelerdir, örneğin:
Tekrarlayan Kalıplar: Yararsız tekrar eden kalıplar hayatımıza müdahale edebilir ve bizim tatmin olmuş hissetmemizi engelleyebilir. Bir terapist, kalıpların nereden geldiğini ve bizi onları tekrar etmeye neyin yönlendirdiğini anlamamıza yardımcı olabilir. Terapide bu kalıpları değiştirmeyi veya durdurmayı öğrenebiliriz.
Depresyon: Depresyon belirtileri -hayata karşı ilgisizlik hissi, yoğun üzüntü ya da umutsuzluk- insanların terapiye başvurmasının ana nedenlerinden biridir. Depresif düşüncelere dalmak güçten düşürücü olabilir ancak kendimizi bu yerden çıkarmaya çalışmak inanılmaz derecede zor olabilir. Bunun geçici bir aşama olduğunu umarak beklemeyin: Belirtileri tespit etmenin bir yolunu bulamazsak ve onları yönetme becerilerini geliştirmezsek, bu duyguların geri dönme alışkanlığı vardır.
Kaygı: Endişeli hissetmek, hayatın birçok duygusal deneyimlerinden biridir. Kaygı tüm varlığımızı felç ediyor ve etkiliyorsa, yardım isteme zamanı gelmiştir. Yardım almadan baş etmeye çalışmak uzun süreli acılara neden olabilir ve fiziksel semptomlarla kendini gösterebilir. Terapi, kaygımızla çalışmak için mükemmel bir yerdir. Burada daha sakin bir yaşam bulmamıza yardımcı olacak farklı başa çıkma becerilerini öğreneceğiz.
Bağımlılık: Alkol, uyuşturucu, online porno ve kumar, bizi ellerinde tutabilecek bağımlılıklardan bazılarıdır. Bağımlılıklar genellikle sonunda bize veya hayatımızın bazı yönlerine zarar verecek bir tür iyi hissetme deneyimine giden kısa yollardır. Terapi, herhangi bir bağımlılıkla çalışmanın harika bir yoludur, ancak mücadele ettiğimiz belirli bağımlılık konusunda uzmanlaşmış bir terapist bulmanız şiddetle tavsiye edilir.
Keder: Bu yoğun bir kayıp hissidir. Keder, bize yakın biri öldüğünde hissettiğimiz kayıpla sınırlı değildir. Bir işin, bir evcil hayvanın, bir arkadaşlığın, bir evin, bir ilişkinin kaybı -herhangi bir kayıp- yas süreciyle ilgili duyguları ortaya çıkarabilir. Keder, kaybımızı kabul etmemize yardımcı olur. Sayısız duygu içinde ilerlerken, yeni normalimize alışmaya başlayabiliriz. Bu kayıp hala orada olabilir, ancak duygular artık bizi bunaltmayacaktır. Bununla birlikte, keder içinde sıkışmış hissedersek, bir terapistle konuşmaktan yararlanırız.
Yeme sorunları: Terapinin yardımcı olabileceği daha karmaşık sorunlardan biri, yemek ve yemekle olan ilişkimizdir. Modern kültürün, yaşam olaylarının, çevremizin ve genetiğin beklentileri ve etkileri yeme ve yemekle zorlu bir ilişkiye sahip olmamız için komplo kurabilir.
Bu sorunlar herhangi bir şekilde hayatımızı kontrol ediyorsa, özel olarak eğitilmiş bir terapistle çalışmaktan faydalanabiliriz.
İlişki sorunları: Yakın ilişkiler ilk tanıştığımızda kolay olabilir, ancak ilişkimiz büyüdükçe ve duygusal olarak karıştığımızda daha zor hale gelebilir. İlişki veya çift terapisinde, tüm ilişki sorunları için yardım isteyebiliriz. Burada birbirimizi hiç hayal etmediğimiz bir şekilde tanıyarak bağımızı geliştirebilir ve derinleştirebiliriz.
Öte yandan, başka bir insanla bağlantı kurma fırsatı için özlem duyarak kendi başımıza olabiliriz. Bireysel veya ilişki terapisi, ilişkilerdeki rolümüzü anlamamıza yardımcı olabilir. İhtiyaçlarımıza en uygun terapisti seçtiğimizden emin olmalıyız.
Cinsel sorunlar: Cinsellik ve fiziksel yakınlık, ilgi çekici bulduğumuz ancak konuşması zor konulardır, özellikle de yakınlık istediğimiz şekilde olmadığında. Yakınlık veya cinsel sorunları terapiye getirmek bizi çok savunmasız hissettirebilir ve bu kadar kişisel bir şeyi açığa vurmak, yardım aramamıza engel olabilir.
Psikoseksüel terapistler özel olarak eğitilmiştir ve yakınlık ve seks hakkında açılmanın ne kadar zor olduğunu bilirler. Özel deneyimlerimiz ve sorunlarımız hakkında derinlemesine konuşabilmemiz için yeterince güvenli hissettiren bir alan yaratmaya alışkındırlar. Diğer herhangi bir konuşma terapisinde olduğu gibi, bizden sadece deneyimlerimiz ve sorunlarımız hakkında konuşmamız bekleniyor, başka hiçbir şey değil.
Aile sorunları: Bunlar, görünürde bir çözüm olmaksızın uzun süreli olabilir. Birbirimizle belirli konular hakkında konuşamazsak, m
uhtemelen odadaki meşhur fil* haline gelecektir. Terapinin etkili olması için, tüm ailenin terapiye katılması zorunlu değildir. Sorundan en çok etkilenen bir veya iki kişi birlikte terapiye katılırsa, değişiklikler ailenin geri kalanına yansıyabilir.
Terapinin ne için olduğunu bilirsek, ihtiyacımız olan yardım için nereye gideceğimizi biliriz.
Uzman terapisine ihtiyacımız olup olmadığı, neye yardım istediğimize bağlıdır. Yardım ihtiyacının farkına varmak, terapiye atılmanın ilk adımıdır.
Ç.N *İnsanların konuşmak istemediği açık bir sorun veya zor bir durum anlamına gelen deyim.
Çeviren: Zeynep Sude Yıldız
Kaynak: psychologytoday.com